Geçmişten geleceğe bilginin taşınması

A -
A +

Bilginin paylaşılması, kalıcı hale gelmesi, gelecek nesillere aktarılması, çok eski çağlardan beri insanlık tarihi için önem arz etmektedir.
İnsanlar bir şekilde bilgilerini saklamak ve ileriki nesillere aktarmak için; yazıtlar, işaretler, kitabeler, yazılı eserler, matbaanın devreye girmesiyle basılı eserler, günümüzde de teknolojisinin sunduğu imkânlar doğrultusunda sesli teyp kayıtları, görüntülü analog kayıtlar ve en son teknoloji olan sayısal (Digital) kayıtlar gibi araçlar kullandılar. Bu araçlar içinde bilginin paylaşımı, aktarımı için bütün dünya insanlarının kullanageldiği yazılı ve basılı eserlerden oluşan kitaplar ise her asrın vazgeçilmez bilgi kaynağı oldu. Bu değerli bilgi kaynaklarını hem saklamak, hem de paylaşılmasını sağlamak  için, kütüphaneler kurulup, insanlığın istifadesine sunuldu.
Türkiye'de, tarihin derinliklerinden gelen bir kütüphane geleneği bulunmaktadır. Türklerde bilginin yazılı olarak aktarılması, bilinen tarihte Orhun Yazıtları'na kadar dayanmaktadır. Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde, kütüphanelerle ilgili faaliyetlerin büyük önem taşıdığı bilinmektedir. Kütüphaneler; cami, medrese ve vakıfların âdeta birer parçası haline gelmiştir. Ayrıca bağışlar yoluyla da vakfedilen, bağımsız kütüphaneler bu bilgi paylaşım zinciri içinde yerini almıştır.
Bugün Türkiye'deki bütün halk kütüphaneleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı KYGM (Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü) çatısı altında hizmetlerini yürütmektedir. KYGM bünyesinde (2013 yılı kayıtlarına göre) 1118 kütüphane bulunmaktadır. Ayrıca 580 noktaya hizmet götüren 32 gezici kütüphane bulunmaktadır. Halk kütüphanelerinde 16 milyonun üzerinde kitap ve yaklaşık 80 bin cilt süreli yayın bulunmaktadır. Her geçen yıl kütüphanelerin koleksiyonları büyümektedir. Halk kütüphanelerine kayıtlı üye sayısı ise 1 milyonu aşmıştır. Özellikle son yıllarda yapılan çeşitli kampanyalar, düzenlenen fuarlar ile kitaba olan ilgi oldukça artmıştır.
Bu ülkemiz açısından son derece faydalı bir gelişmedir. Çünkü, bilgi ne kadar paylaşılırsa, o kadar büyür. Bilgi paylaşılan ülke de o kadar kalkınır, gelişir.
**
Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin kültürel mirası ve bilgi hazinesi ile ilgili bir çalıştay yapıldı. Kültürel mirasımıza sahip çıkmak, uluslararası kültürel alanda söz sahibi olmak, geçmişi, bugün ve gelecekle bütünleştirmek için atılabilecek adımlar, Antalya'da Ankaref tarafından düzenlenen "Kütüphane, Arşiv ve Müze Yöneticileri Çalıştayı"nda masaya yatırıldı. Yaklaşık 400 kütüphane, arşiv ve müze yöneticisi, öğretim üyeleri ve uzmanın katıldığı bu çalıştayda, çok önemli konularda çözümler arandı. Kültür ve Turizm eski Bakanı Atilla Koç'un da konuşmacı olarak yer aldığı ve kültürel mirasımızın devamlılığını sağlayan kütüphane, müze ve arşivleri, bilişim ve teknolojiyle birleştirmek için yapılan bu toplantıyı çok faydalı buldum. Bu tür çalışmalar bizim kalkınmamıza, gelişmemize büyük katkı sağlayacaktır.
**
Neden mi?
Bilgilerini geçmişten geleceğe taşıyamayan toplumlar batmaya mahkûmdur. Biz geçmişle gelecek arasındaki bağları koparılmış bir toplumuz. Eğitim, öğretim gördüğü alfabesi değiştirilen, yeni harflerle sıfırdan başlayan bir toplum için dünya standartlarında bilgi paylaşımını yeniden yakalamak, büyük bir çaba gerektirir. Yıllarca ülkemizi diğer ülkelerle kıyaslayarak,  okuma oranının çok düşük olduğundan bahsettiler. Elbette düşük olur. Diğer ülkelerin hiç birinin alfabesi değişmedi çünkü. Asırlar önce hangi yazıyı okuyorlarsa, hâlâ aynısını okuyorlar. Ayrıca asırlar öncesinde hangi kelimeyi konuşuyorlarsa, bugün de aynı kelimeyi konuşuyorlar.
Biz sadece alfabemizi değil, aynı zamanda konuştuğumuz kelimeleri de değiştirdik. Dede ile torun arasındaki bağlantıyı kopardık. Bir önceki nesil bir sonrakini anlamaz oldu. Buna rağmen bugün kitap okuma, bilgi paylaşımı konusunda gelinen nokta, fevkalâde başarılıdır. Kütüphanelerimizin yoğunluğu her geçen gün artmaktadır. Okuma oranımız, basılı kitap sayımız her geçen gün hızla yükselmektedir. (2014 verilerine göre basalı kitap adedinde 12. sıradayız)
Okumak; kültür demektir, bilgi demektir, gelişmek demektir, medeniyet demektir. Bu ülke insanı zoru başardı. Aşılmaz bentleri aştı. Çelikten kabuğunu kırdı. Uzaklaştırıldığı değerlerine muhteşem bir dönüş yaptı. Aslına rücu etti. Geçmişten geleceğe yeniden köprü kurdu.
Şimdi bunun meyvelerini toplama zamanı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.