Soğuk savaşın silahları

A -
A +

Bugün Orta Doğu, Batı'nın silah deneme alanı gibi, silahlı çatışmanın her türlüsünü yaşıyor. Diğer bir ifade ile varil bombasından kimyasal zehirine kadar, envai tür silahların kullanıldığı sıcak bir savaşın tam ortasında... İnsanlar ölüyor, şehirler yıkılıyor, yağan bombalar taş taş üstünde bırakmıyor. Olanların nedenini kavrayamayacak kadar küçük olan masum çocuklar, oynadıkları huzurlu günleri özlercesine, viraneler arasından endişe ve korku dolu gözlerle, anlamsız bakışlarla olanları izliyor.

Sıcak savaş denmesi; bombaların, silahların patlamasından, uçuşan füzeler, kurşunlar arasında acıların yaşanmasından, yıkımlarının hemen görülmesinden, fiziksel etkilerinin, sıcaklığının hemen hissedilmesinden geliyor.

Dünya tarihi, dehşetli günlerin yaşandığı, çok acı sonuçların olduğu, milyonlarla ifade edilen insan hayatının son bulduğu, bu tür sıcak savaşlarla doludur.

Nedeni ise, bir ırkın bir ırka, bir inancın bir inanca, bir fikrin bir fikre ya da bir gücün diğer bir güce maddi, manevi üstünlük sağlayıp, zenginlik sağlayan kaynakların ele geçirilme düşüncesidir. Bu üstünlük savaşı, zenginlik sağlayan kaynakları ele geçirme savaşı öyle bir hale geldi ki, bugün ateşinin düşmediği hiçbir ülke yok gibi!
**
"Bizde savaş yok!" "Biz rahatız!" "Bize dokunmayan yılan bin yaşasın!" Düşüncesinde olanlar büyük bir yanılgı içindedir. Sıcak savaşlar, aysbergin su üzerindeki görünen tarafı gibidir. Asıl tehlike ise, aysbergin su altındaki dev tarafı gibi görünmeyen, perde arkasında acımasızca devam eden soğuk savaşlardır.

Devletler veya derin güçler bu üstünlük savaşını, ekonomi, gıda, sağlık ve fikir alanlarında; para biyolojik, kimyasal, siber ve kültürel güçlerini kullanarak sessiz ve derinden devam ettirmektedir.

Hiçbir karşılığı olmayan, bir kâğıt parçası değerindeki dolarla dünyayı yönetmeye kalkanlar, uyguladıkları ekonomik manevralarla istedikleri ülkelerde etkilerini gösterip, milyar dolarla ifade edilen menfaatler elde edebiliyorlar.

Ya da digital ortamda çalışan sistemleri kullanarak siber saldırılar ile, sisteme sızıp bilgileri elde etmek, sistemdeki bilgi akışını değiştirip insanları yanıltmak, sistemi çökertmek sureti ile büyük menfaatler elde edip,  zararlar verebiliyorlar. (Geçen hafta ülke çapındaki elektrik kesintisinin siber saldırı ile yapıldığı ihtimali konuşuluyor.)

Ya da bitkisel ve hayvansal genler üzerinde yaptıkları değişimlerle ürettikleri GDO'lu ürünlerle, insan sağlığı üzerinde büyük yıkımlar oluşturup, ürettikleri salgın mikroplarla ilaç sanayiinden milyar dolarlarla ifade edilen menfaatler sağlayabiliyorlar. (Geçtiğimiz yıllarda domuz gribi safsatasından bir ilaç firmasının elde ettiği menfaat, 65 milyar dolar.)

Gerek ekonomi, gerek siber, gerekse biyolojik alanda olsun, yapılan soğuk savaşa karşı ülkeler çareler üretip karşı koyabilirler. Çünkü bunların gözle görülür etkileri hemen fark edilir.
**
Fakat insanlarımızı sinsice ele geçiren, soğuk savaşın en tehlikeli silahı olan kültürel hegemonya, çaresiz ince hastalık gibi sessizce yayılıyor. Yabancı güçler birer birer beyinlerimize bayraklarını dikiyor. Kültür akımları ile ele geçirilen genç beyinler, kolay kolay iflah olmuyor. İçimizde, düşman gibi düşünen işgal edilmiş beyinler, ülkeyi içeriden vuran Brütüs karakterine dönüşüyor. Yabancı güçler bu beyinleri istedikleri gibi kullanıp, ülkeye büyük zararlar verebiliyorlar.

Eğer çocuklarımızı bu yabancı kültür mandasından kurtaramazsak, yabancı kültüre karşı kendi kültür şuurumuzu kazandıramazsak, önce beyinlerimiz, sonra güçlerimiz yavaş yavaş taraf değiştirecektir. Zira kültürsüz milletler yok olmaya mahkûmdur. Bu sebeple millî kültüre sahip çıkmak, diğer saldırılardan çok daha önemlidir.

Müreffeh, bağımsız bir istikbâl, ancak kültürüne sahip çıkan nesillerle kazanılır.
.....
Not: Gazeteci F. William Engdahl'in yazdığı "Ölüm Tohumları" kitabı, genleri değişmiş (GDO"lu) tohumların ölümcül tehlikelerini, jeopolitik ve ekonomik etkilerini anlatıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.