Blinken dördüncü defa turlarken…

A -
A +
ABD Dışişleri Bakanı Blinken bugün akşam saatlerinde Ankara’da olacak… Tam bir hafta sürecek bölge turunda, (Yunanistan, Ürdün, Katar, BAE, S. Arabistan, Mısır ve İsrail) kime blinking (göz kırpma) yapacak?
 
 
Orta Doğu dört bir yandan kan ve barut kokusuna gark olmuşken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dördüncü defa turlamaya başlıyor… Bugün akşam saatlerinde, ilk durak Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın misafiri olacak. Bay Blinken ile görüşülecek birçok konu var. Türkiye’ye F-16 uçaklarının satışı, İsveç’in NATO’ya üyelik konusu, Türk-Yunan ilişkilerinin seyri ve tabii en yakıcı mesele olan Gazze savaşı... Savaş artık Gazze ile sınırlı değil. Henüz ‘savaş’ olarak nitelenmese de, İsrail-Lübnan sınırındaki çatışmalar, zaman zaman Suriye topraklarına yapılan saldırılar ve İran’a kadar taşınan bombalama ve terör olayları… Tabii buna hemen Kızıldeniz’deki yüksek gerginliği de eklemek gerekiyor. Sahi Orta Doğu dört bir taraftan kan ve barut kokusuna gark olmuş durumda! Sayın Fidan, “misafirim olacak” dediği mevkidaşı ile bu ve bunlarla ilişkili başlıkları görüşecek. Gelgelelim bu görüşmelerde, ne gibi ilerlemeler sağlanabilir acaba? Amerika’nın güttüğü politikalar belli… Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını alakasız bir şekilde, İsveç’in NATO üyeliği ile ilişkilendirdi. ABD kendi menfaatlerini her zaman radikal ve absürt biçimde öncelerken, müttefiklik ahlakı ve sorumluluğunu da rahatlıkla bir kenara itebiliyor. Mesela Suriye’nin Kuzeyinde, PKK/YPG terör örgütü ile iş birliğini ısrarla sürdürmesi bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Kendi tezlerini tek taraflı olarak telkin etme alışkanlığı, ABD’yi soğuk savaş dönemi politikalarını gözden geçirme gereğinden uzak tutuyor… (Benim dediğim olacak) saplantısı, dünya nizamına ciddi zarar veriyor.
ABD, son bir buçuk ay içinde, Gazze’de ateşkes sağlamaya dönük, BM Güvenlik Konseyi’nin iki kararını veto ederek engelledi. Üçüncüsünü de içini boşaltarak fonksiyonsuz hâle getirdi. Hâlbuki, Gazze’de tek kelime ile bir soykırım yaşanıyor yani insanlık suçu işleniyor. Ama ABD hiç oralı değil… Tam aksine İsrail’e kayıtsız şartsız ve sınırsız destek vererek, çocuk ve sivil katliamını devam ettiriyor. ABD, görünürde çatışmaların yayılmaması için gayret gösteriyor. Ancak gelişmeler hiç de o yönde değil. Çünkü İsrail sınırsız destek aldığı ABD’yi bu konuda dinlemiyor. Lübnan sınırında yaşananlar bunun açık delili. Keza Hamas’ın Politbüro Başkan Yardımcısı Salih Aruri’ye, Beyrut’ta düzenlediği şok suikast bu yöndeki kışkırtma ve tahriklerin tırmandığı noktayı gösteriyor. Aynı şekilde, İran’ın Kirman şehrinde meydana gelen ve yüze yakın kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılar, ateşe benzinle gidildiğinin ispatı. Bu son saldırının DEAŞ tarafından üstlenilmesi, hadisenin İsrail ile ilgisinin olmadığını asla göstermez. Bu olaydan bir hafta önce, İran’ın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Razi Musevi’nin (Kasım Süleymani’nin eski yardımcısı) Suriye’de öldürülmesi, doğrudan İsrail’in eylemiydi… Amerika Yönetimi, son örnekte olduğu üzere, Kongreyi baypas edip İsrail’e acil silah temininde bulunmaya devam ettikçe, bu ateşin sönmesi beklenmemeli!..
Bu arada evdeki hesap her zaman çarşıya uymayabiliyor. Amerika’nın bütün tehdit ve tedbirlerine rağmen, Yemen’deki Husiler, Gazze halkına destek olmak için, Kızıldeniz’de seyreden İsrail’e ait gemilere bayağı etkili saldırılarda bulundu ve bir anda dünya gemi ticareti büyük bir riskle yüz yüze geldi… Bazı denizcilik firmaları rotalarını değiştirerek Ümit Burnu’na yöneldi. Bu da mesafenin, dolayısıyla navlun ücretlerinin ikiye katlanması demek. Zaman meselesi apayrı bir husus… Şimdi bütün bu tırmanmalar yaşanırken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Orta Doğu’da bir hafta sürecek bir yeni tura (Bu dördüncü oluyor) başlıyor. Türkiye’den sonra Yunanistan’a, oradan Ürdün, Katar, BAE, S. Arabistan ve İsrail’e gidecek. Mısır ve Batı Şeria’ya da gidecek. Bu uzun turlama esnasında, bölgedeki tansiyonun düşmesine ne kadar katkı verebilecek? Öncelikle yıkılmış Gazze’deki çaresiz insanlara gıda ve ilaç yardımlarının artması için bir ilerleme sağlama gayreti olacak mı? Esir takası ve insani ara verme hususunda, yeni bir gelişme yaşanacak mı? Yoksa Amerikan Dışişleri Bakanı, sadece görüntü vererek İsrail’e "Blinking" (göz kırpma) yapmaya devam mı edecek? Keşke ciddi manada kalıcı ateşkes ve tabii hem Gazze’nin geleceği hem de Filistin Devletinin kuruluşu için etkili adımların atılması istikametinde, haysiyetli bir tavır ortaya koyabilse!
 
Daha ilk seferinde; “Ben buraya sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak geldim” diyerek tarafını belli etmiş olan Blinken, aldığı kırık notu düzeltmek niyetini taşıyorsa, İsrail’e katliam ve soykırım desteği için göz kırpmayı bırakıp, ABD’nin de bozulan imajını düzeltmeye yönelik bir davranış sergilemelidir. Aksi hâlde dört değil on dört tur atsa da nafile!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.