Görünen ve görünmeyen banknot balyaları…

A -
A +

CHP il binası için toplandığı söylenen para balyalarının kaynağı giderek çetrefilleşiyor… Paraların kimlerden, nasıl toplandığına dair savcılık soruşturması genişleyerek devam ediyor. Soru; iş nereye varacak?

 

 

 

Her bir kişinin ifadesinden sonra çember genişliyor… Başlangıçta üç kişi ifadeye çağrılmıştı. Para sayma görüntülerinde yer alan İBB Spor Kulübü Başkanı ve Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Fatih Keleş, İmamoğlu İnşaat’ın genel müdürü Tuncay Yılmaz ve CHP eski il başkan yardımcısı Özgür Nas… Savcılık o dönemde eski il başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Turan Taşkın Özer’i de çağırdı. (Fatih Keleş parayı Taşkın Özer’den aldığını söylemişti.) Ardından Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin oğlu ifadeye çağrıldı. Ali Kılıç verdiği paralar için herhangi bir makbuz almadığını, bunun daha sonra kendisine gönderileceğini düşündüğünü beyan etti...

 

Dikkat edilirse, başından beri verilen bütün ifadelerde; en hafif deyimiyle bir usulsüzlüğün CHP tüzel kişiliği ile ilişkili olarak ortada durduğunu gösteriyor. Ancak CHP cenahından bununla ilgili derli toplu bir açıklama yapılmış değil. Manidar bir suskunluk söz konusu… İfadeye çağrılanların bir kısmı da üç maymunu oynuyor! Gidişat öyle gösteriyor ki, ilerleyen safhalarda karşılıklı suçlamalar da gündeme gelecek. Bu arada Hasan Şenyurt isimli bir iş adamı, suç duyurusu olarak, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılığına bazı dosyalar verdi. Şenyurt, TGRT Haber’de katıldığı programda, dudak uçuklatacak iddia ve ifşaatta bulundu. Kendisi İBB’ye bağlı Kültür AŞ ile bazı iş ortaklıklarına girmiş, ancak kendi ifadesine göre hak ettiği paralar ödenmediği için, büyük maddi kayıplara uğramış. Bundan dolayı İBB yönetimine çok kızgın ve “Bu işin peşini bırakmayacağım, bana yapılanların bedelini mutlaka ödeteceğim…” diyor. Hasan Şenyurt bu konuda tehditler aldığını ve hatta saldırıya maruz kaldığını da ifade ediyor. Lakin konuyla ilgili açıklamalar yapmaya da devam ediyor.

 

Hasan Şenyurt, uğradığı mağduriyetin verdiği kızgınlıkla, bu olaylar zincirinin bir şekilde ucunu yakalamış ve iltisaklı olduğunu söylediği kişilerle de temaslar kurmuş böylece önemli bilgilere ulaşmış… Artık medyada mükerrer olarak yazılıp çizilen iddialara ek olarak, CHP kurultayında delegelerin oyunu almak için verilen türlü rüşvetlerden bahsediyor. Ama öyle böyle değil, çok yüksek rakamlar telaffuz ediyor. Şenyurt’un ifadelerine göre, bunlarla ilgili ispat sadedinde çok önemli belgeler var. Ses ve görüntü kayıtlarıyla diğer belgeler… Mesela kurultay için delegelere verildiği iddia edilen 70 adet daire, bir milyar iki yüz milyon TL tutarında döviz bürolarından alınan meblağ, cep telefonları vs. vs... Ona göre bir sistem dahilinde yürütülen yolsuzluk ve suistimallerin tutarı iki-üç milyar dolar seviyesinde… Çok büyük rakamlar bunlar! Şenyurt’un elinde hayli uzun olduğu anlaşılan isim listesi var. Parça parça, olaylarla ilgili çok kritik bilgilere vâkıf olduğunu, bazı adresler de göstererek, ilişkili isimlerle birlikte ifşa ediyor. Mesela Hüseyin Köksal isimli, Ekrem İmamoğlu’na çok yakın olduğunu belirttiği bir iş adamının şoförüne dayandırarak, “çakarlı arabayla” beş altı ay zarfında yaklaşık iki yüz milyon TL para taşındığını söylüyor. Bahse konu arabanın tahsisli plakası, CHP milletvekili ve aynı zamanda mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Özgür Karabat’a ait. Bu konudaki tartışmalara, daha önce Karabat şöyle karşılık vermişti: “Üç tane tahsisli plakam var, istediğime kullandırırım!”

 

Gerçekten bu olanların her biri başlı başına büyük olay. Daha önce bu köşede belirtmiştik. Gidişat, 1993 yılında patlayan İSKİ skandalına günbegün daha çok benzeyecek gibi… İSKİ olayında itiraf ve ifşaatlar önemli yer tutmuştu. Seçimlere çok az bir zaman kaldı. Bu konuda konuşmak isteyenler haklı olarak seçim sonrasını bekliyor olabilir. Zira şimdi konuştuğu takdirde, kolayca “partiye zarar veren kişi” olarak aforoz edilebilir. Fakat seçim sonrasında sert ve keskin hesaplaşmaların içine girilebilir...

 

Netice olarak, toplumun kerrat ile seyrettiği para balyaları konusunda, dönüşü olmayan bir yola girilmiş bulunuyor. Bu sadece CHP’nin mülk alma konusunda işlediği bir usulsüzlükten ibaret değil. Şayet Hasan Şenyurt adlı vatandaşın iddiaları doğruysa, rant üzerine kurulu bir sistemle birilerinin kasalarına, keselerine giren, yüz milyonlarca liralık haksız menfaat söz konusu. İşin hukuki boyutu, başlamış bulunan yargı sürecinin sonunda şekillenecek... Diğer taraftan siyasi olarak da bu olayların muhakkak ciddi yansımaları olacaktır. Tersini düşünmek mümkün değil. Bir yandan “Tüyü bitmemiş yetim malı” hamaseti, öbür yanda da servet sahibi olma ikiyüzlülüğü, toplum tarafından kabul edilecek bir şey değil. Unutmayalım, gerçeklerin mutlaka gün yüzüne çıkmak gibi bir huyu vardır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.