Altın bileziğimi Osman Sınav'a borçluyum

A -
A +
Mankenlikten oyunculuğa geçişini ünlü yönetmene borçlu olduğunu söyleyen İmirzalıoğlu; "Koluma bu sanatın bileziğini takan kişi odur. İlk oyunculuk deneyimimde benimle ilgili riske girmiş ve bana başrol vermiştir. Hem Miroğlu karakterinin, hem de Osman Ağabey'in kalbimde farklı bir yeri var" dedi. Alternatif Bakış'a bu haftaki konuğum ünlü oyuncu Kenan İmirzalıoğlu oldu. Kenan İmirzalıoğlu, uzun süredir sinema ve televizyon dünyasında olan ve geçen bunca süreye karşın hayata karşı duruşunu kaybetmemiş ve Anadolu insanının o farklı havasını daha ilk dakikadan itibaren karşısındaki insana hissettiren ender oyuncularımızdan... Yapmış olduğu başarılı işlerle Türkiye'nin en önemli jönlerinden biri olan İmirzalıoğlu, aynı zamanda çok esprili ve sevecen bir insan. Kenan İmirzalıoğlu ile oyunculuk serüvenini, yapmış olduğu başarılı işleri ve Türk Sineması'nı konuştum... Harçlığımı çıkartırken... >> Kısa sayılacak bir zaman dilimi içerisinde birçok başarılı işe imza attınız. Oyunculuğa başlamanızın da farklı hikayesi var. Bu hikayeyi bizimle paylaşır mısınız? Başlangıçta arkadaşlarımın yoğun ısrarları ve okurken harçlığımı çıkartmak isteği ile bir süre mankenlik yaptım. Fakat benim için mankenlik, ciddi olarak yapmayı düşündüğüm bir meslek değildi. Zaten bir süre sonra yarışmaya girdim ve yarışma sonrası yapımcılar benimle çalışmak istediler. O dönemlerde de yakışıklı mankenleri, güzel bir görüntü olsun diye, dizilerin bir yerine öyle ya da böyle oturtuyorlardı. Açıkçası bu anlamda bir oyunculuğa da sıcak bakmıyordum. Taa ki Osman Sınav ile tanışana kadar... Osman Sınav'ın anlattığı hikaye ve benim için düşündüğü rol, diğerlerinden çok farklı idi. En başta hikayesi çok farklıydı. Susurluk'tan tutun da Türkiye'nin gündemine oturan ve köşe yazarlarının bile yazmaya cesaret edemediği birçok şeyi anlatacaktık. Bu da benim için çok ilginçti. Fakat, 'bu rolü nasıl oynayacağım?' sorusu sürekli olarak aklımdaydı. Bunun da cevabını Osman Sınav verdi ve bana 'eğer ben bu işi biliyorsam, sende bu potansiyel var; fakat bu işe kelleni koyman lazım' dedi. Oyunculuk serüvenim böyle başladı. Oynayarak öğrendim >> Ancak yine de oyunculuk eğitimi almadan bu işe girdiniz. Peki bu zor dönemi nasıl geçirdiniz? Deliyürek'in ilk bölümlerine bakıldığında, oyunculuk adına çok kaba işler görülebilir. En azından ben, kendime bu tür eleştirilerde bulunuyorum. Bu da çok normal. Çünkü oyunculuk deneyiminiz hiç yok, her hareketiniz hemen göze batıyor. Setteki büyüklerimin ve Osman Ağabey'in de büyük yardımlarını gördüm. Fakat bu iş biraz da yapılarak öğrenilen bir iş. Bu sebeple uzun bir süre de sesimle oynamadım. Çünkü çok zordu. Miroğlu'nu seviyorum >> İsminizin bugün dahi 'Miroğlu' karakteri ile anılmasından herhangi bir rahatsızlık duyuyor musunuz? Dokuzuncu 'Oscar'ımı da alsam, "Miroğlu, Dokuzuncu Oscar'ını aldı" diyebilecek bir kitle var. Onların bu düşüncesini değiştirmek gibi bir endişem yok. Aslında bana o pencereden bakmalarını da seviyorum. Çünkü o dönemde, o insanlar Miroğlu karakterine inandılar ve Miroğlu'nu kardeşleri, ağabeyleri gibi görüp, bağırlarına bastılar. Bu nedenle, belli bir kesimin bugün dahi beni Miroğlu ismi ile anması kesinlikle beni rahatsız etmiyor. >> Genellikle sizi Osman Sınav projelerinde görüyoruz. Neden Osman Sınav? En büyük sebeplerinden biri, ilk yer aldığım projelerin Osman Sınav projeleri olması. Beni bu sektöre sokan ve koluma bu sanatın bileziğini takan kişi odur. Kendisi, ilk oyunculuk deneyimimde benimle ilgili riske girmiş ve bana başrol vermiştir. Bu isimler çoğaldıkça, bu bakış açısı kısmen de olsa değişecektir. Fakat Osman Ağabey'in geçmişi, geldiği yer ve hayata karşı duruşu, bana da çok yakın olduğu için aramızda bir kafa, bir toprak uyuşması var. >> Uğur Yücel gibi bir usta ile çalışmak nasıl bir duygu? Hem çok zor hem de pek çok şeyi öğrenebileceğiniz bir ortam sağlıyor size. Çünkü usta ile oynarken yanlışlarınız çok daha kolay ortaya çıkıyor. Kendisi ile çok güzel paslaşıyorduk ve gerçekten de oyunculuk adına iyi işler yaptık. Hedeflerime kilitlendim >> Oyunculuk ile ilgili geleceğe yönelik hedefiniz nedir? Şu anda bunu söylemem gerçekten çok zor. Çünkü oyuncu olmaya karar vermeden önce bir matematikçi olarak hayatıma devam ediyordum. Tabii ki işim adına iyi şeyler yapmak istiyorum. Bir Tamer Karadağlı'nın Hollywood filminde oynaması, bir Türk dizisinde Hollywood'un iki ünlü oyuncusunun yer alması ya da bir Türk filmine on milyon dolar gibi bir bütçenin ayrılması hoş şeyler. Bu işleri çoğaltabiliriz. İstesem 'Vadi'de olurdum Kurtlar Vadisi'nin çok başarılı bir proje olduğunu söyleyen İmirzalıoğlu; "İstesem o projede yer alırdım. Ama zaten Deliyürek dizisinde oynamışım, neden Kurtlar Vadisi'nde oynayayım ki? O dizinin açılışı sayılabilecek bir dizide oynadıktan sonra, Kurtlar Vadisi'nde oynamanın çok da gerekli olmadığını düşündüm" diye konuştu. İyi gişe hasılatı yapan 'Eşkıya', 'Gönül Yarası', 'Babam ve Oğlum' gibi Türk filmlerini de değerlendiren İmirzalıoğlu şunları söyledi: "Bu filmlerin başarısı, bizim hikâyelerimizi ele almalarından kaynaklanıyor. Mesela, Babam ve Oğlum filminde bir Ege ailesini görüyoruz. Bize çok samimi ve yerel geldiği için bu hikâyeleri konu alan filmler halk tarafından izleniyor. Tamamıyla samimiyetin ortaya çıkarttığı bir sonuç bu. Bugün, bu film sayesinde yirmi yıldır sinemaya gitmeyen insanların sinemaya gittiklerini duyuyorum. Bence bunu sağlayabilmek güzel bir şey. Aynı şeyler Gönül Yarası için de geçerli." Şöhretle yaşamak hem zor, hem kolay "Bazen 24 saat çalışıyoruz ve çekimler bittiği zaman sadece uyumak istiyorum. Fakat o haldeyken; markete gittiğimde ya da benzin aldığımda imzalı resimlerim isteniyor veya insanlar birlikte fotoğraf çektirmek istiyor... Kimse o an senin kaç saat çalıştığını düşünmüyor. Tabii o zaman, şimdi olduğu gibi sakin ve dingin olamıyorsun. Fakat öyle durumlar da oluyor ki; sana olan sevgiden dolayı bir haftada olabilecek bir işin, birkaç saat içinde olabiliyor. Aslında fazla şikayetçi olunmaması gerektiğine inanıyorum." Katili de oynayabilirim Benzer rolleri oynamamın, beni belli kalıplar içerisine soktuğu düşüncesine ben de katılıyorum. Fakat televizyonda farklı şeyleri yapmanıza hem gerek yok, hem de oyunculuk anlamında farklı yelpazelere ulaşabileceğin yer televizyon değil. Bunun dışında benim fiziğime sahip bir insanın her türlü rolde oynaması pek de anlamlı olmaz herhalde. Cast denilen bir uzmanlık alanı var ve hangi tipin, hangi role daha uygun olacağına onlar karar veriyor. Muhafazakar duruşum ve aileme olan bağlılığım, ister istemez halkın da beni bir kalıba sokmalarına sebep oluyor. Fakat oyunculuk benim işim. İçinde bulunduğum bir sahne, hikâye içinde bir bütünlüğü sağlıyorsa, o zaman bunun yanlış bir tarafı yok. İleride bir katili de oynayabilirim ve bunun yadırganmaması gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.