Başarının anahtarı:
Hizmet ve güven
4 Şubat 2008 01:00
Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu; Mehmet Çağrı Sebzeci'ye, idarecilerde bulunması gereken vasıfları ve enerji koridoru Samsun'u nasıl marka haline getireceklerini anlattı...İstediğiniz kadar proje üretin. Eğer bunlar halkla uyumlu değilse kimseyi kazanamazsınız. Başarılı bir yönetim anlayışının sahip olması gereken olmazsa olmaz şartların başında, insan odaklı bir idare düşüncesi gelmelidir.
Yöneticilerin en büyük hedefi; kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Bunu yaparken de 'ben' değil 'biz' düşüncesi ile hareket etmek, halka güven duymak ve onların da güvenlerini kazanmak son derece önemlidir.Önemli işlere imza atmış bir vali; Hasan Basri Güzeloğlu
Alternatif Bakış'a bu haftaki konuğum Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu oldu. Vali Güzeloğlu, görev yaptığı yerlerde önemli işlere imza atmış ve çizmiş olduğu 'vali resmi' ile halkın büyük sevgisini kazanmış bir idareci. Bunu sadece Samsun'da değil, görev yaptığı diğer yerlerde de görmeniz mümkün. Öyle ki, isminin geçtiği yerlerde insanların yüzünde hemen bir tebessüm oluşuyor. Durum böyle olunca ben de bu haftaki köşemde kendisini misafir etmek istedim. Sohbetimizin ilk dakikalarından itibaren karşımdaki kişi güler yüzü, bilgi birikimi ve dile getirdiği hizmetleri ile neden insanlar tarafından bu kadar sevilen bir vali olduğunu hemen gösterdi. Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile başarılı bir yöneticinin sahip olması gereken özellikleri, katılımcı yönetim anlayışını, Samsun'daki başarılı çalışmalarını ve tabii ki, Karadeniz Bölgemizin güzel şehri Samsun'u konuştum. Kendisi de bütün sorularımı büyük bir içtenlikle cevapladı. Umarım sizler de sohbetimizden keyif alırsınız.
O zaman buyurun sohbetimize...
>> Hayat hikayenize baktığımız zaman özellikle öğrencilik yıllarınızın Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde geçtiğini görüyoruz. Herhalde o yılların meslek seçiminizde de ciddi bir etkisi oldu?
Her insanın çocukluk dönemi; kendi hayatı ve tercihleri açısından önemli bir rol oynuyor. Çünkü o dönemde yaşanılan ve görülen şeyler; hayat tercihlerini ve sahip olduğunuz değerleri doğrudan etkiliyor. Ben de bir idareci çocuğuydum ve bu sebeple Anadolu'nun neredeyse her köşesinde bulunma imkanı buldum. Bu imkan bana ülkemin güzelliklerini görme ve zenginliklerinin farkına varma gibi büyük bir avantaj sağladı. Bu açıdan kendimi gerçekten de çok şanslı hissediyorum. Ayrıca babam hayatımda her zaman bir model oldu ve kendisinin görev yaptığı süre içerisinde sağlığını bir tarafa bırakarak gece gündüz ülkesi için çalışması, beni gerçekten çok derinden etkiledi. Tabii bu durum, ilerleyen dönemlerdeki meslek seçimimde ve insanlara bakış açımda ciddi bir etki oluşturdu. Bugün dönüp o yıllara baktığımda, o günlerde yaşadığım ve gördüğüm şeylerin idareciliğim açısından son derece faydalı olduğunu ve ilerleyen yıllarda da bu katkının devam edeceğini düşünüyorum.
>> Siz başarılı bir yönetimin insan odaklı ve katılımcı bir anlayış ile hareket etmesi gerektiğini ifade ediyorsunuz. Peki size göre böyle bir yönetim anlayışının oluşması için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Yönetim, insan odaklı bir süreç ve konusu insan. Dolayısı ile bu süreç içerisinde yönetime konu olan kesime rağmen bir yönetim politikası oluşturmanız ne sağlıklı ne de sonuca giden bir çalışma olur. İstediğiniz kadar projeniz olsun, eğer bu projeleriniz yönettiğiniz kitle ile uyumlu değilse başarılı olmanız mümkün değil. Ancak bu kitle ile uyumlu bir çalışma içerisinde olursanız, hizmetleriniz sahiplenilir ve sürdürülebilir. Yani başarılı bir yönetim anlayışının sahip olması gereken olmazsa olmaz şartların başında insan odaklı bir yönetim düşüncesi olmalıdır. İyi bir yöneticinin önce yönettiği kitle ile bütünleşmesi; bu kitlenin değerlerini, beklentilerini ve isteklerini algılayarak hareket etmesi gereklidir. Zaten bunun sonucunda da o kitle yöneticiye güvenecek ve ortaya bir güven ortamı çıkacaktır. Biz de çalıştığımız bütün yönetim birimlerinde öncelikli olarak bu konuyu ele alıyoruz ve vatandaşımıza hizmeti götürürken onların beklentilerini anlamayı ve onlarla birlikte hedefe koşmayı kendimize ilke ediniyoruz. Geride bıraktığım 23 yıllık meslek hayatımda bu bakış açısının beni her zaman başarıya götürdüğünü görmekten dolayı çok mutluyum.
Paylaşımcı ve katılımcı
>> Ancak ülkemizde halen katılımcı yönetim anlayışının tam olarak oturtulamadığını görüyoruz. Bir idareci olarak bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu bir süreç ve temelinde hem eğitim hem de kültürel değerlerin çok önemli bir yeri var. Bu konuda herkesin şu soruyu sorması gerekiyor: "Biz çocuğumuzu aklı ve yetenekleri ile erişkin bir hale gelmesine rağmen ne kadar aile yönetimine katıyor ya da aile içinde onlara ne kadar sorumluluk veriyoruz?" Bu sorunun cevabı herkesçe malum. İşte problem daha buralardan başlıyor. Yani bu konuda çok güçlü bir altyapımız ne yazık ki yok. Bu konuda yapılması gereken şey, karar sürecinde bu karardan etkilenecek olan bütün kesimlerin beklentilerini, isteklerini ve düşüncelerini dinlemek ve buna göre bir hareket tarzı geliştirmek. Açıkçası sizin de söylemiş olduğunuz gibi bu konuda kamu kesimi en kapalı kesim olarak görülüyor. Çünkü bu konuda katı bir merkeziyetçi yapımız ve buna göre uyarlanmış bir yönetim anlayışımız var. Ancak son dönemdeki başarılı uygulamalarla birlikte katılımcı yönetim anlayışının hızla geliştiğini görüyoruz. İşte bunu yapabildiğiniz zaman yanlış yapma ihtimalimiz azalacak ve binlerce göz ve beyin bizimle birlikte yönetimde aktif bir şekilde görev yapacaktır. Böylece katılımcı yönetim ya da paylaşılan önderlik denilen yönetim tarzı ortaya çıkacaktır. Çünkü bugün bilişim çağının da etkisi ile bilginin her zaman elde edilebildiği bir dönemdeyiz ve tek bir kişiye dayalı yönetim yerine herkesin paylaşma esasına uygun olarak hareket ettiği ve katılımcı bir düşüncenin olduğu yönetim anlayışlarına gerçekten de büyük bir ihtiyaç var.
>> 2007 yılı Samsun için nasıl geçti?
Samsun'a 2006 yılında vali oldum. Samsun gerçekten de çalışmaktan onur duyduğum bir şehir. Büyük Önder Mustafa Kemal'in milleti ile bütünleşerek Kurtuluş Savaşımızın ilk fitilini ateşlediği bir şehir Samsun. Bunun yanı sıra, Karadeniz'in en büyük şehri ve sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan belirleyici bir şehir durumunda. Son nüfus sayımına baktığımızda şehrimizin nüfusu 1.5 milyon. Biz de göreve geldiğimiz ilk gün şehrin sahip olduğu zenginlikleri, şehrin gelişim süreci ile birlikte değerlendirerek, doğru bir şekilde kurgulamaya çalıştık. Bu manada Samsun, gelecek yönetim kalkınma stratejilerinde il ölçeğinde kendi planlamasını yapmış bütün kurum ve kuruluşları ile örnek bir şehir haline gelecektir.
Marka olma yolundayız
>> Bu konuda gerek Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin gerekse sivil toplum kuruluşlarının da ciddi katkıları var. Öyle değil mi?
Kesinlikle evet. Biz, planlama konusunu bir dosyada ya da belli bir plan dahilinde sınırlamadık. Aksine sizin de söylemiş olduğunuz gibi başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere bütün yerel yönetimlerle ve odalarımızla güçlü bir yönetim birlikteliği içerisinde olduk. Birlikte ortaya koymuş olduğumuz gelişim stratejisi, yaklaşık bir yıl önce Devlet Planlama Teşkilatı'nın da katıldığı değerlendirmeler sonucunda kesinleşti ve böylelikle Samsun'un kısa, orta ve uzun dönemli gelişme ve kalkınma öncelikleri belirlenmiş oldu. Bu çerçeveden baktığınız zaman Samsun öncelikle çok önemli bir stratejik konumda. Kara yolu, hava yolu, deniz yolu ve demir yolunun kesiştiği ender şehirlerden biri. Stratejik konumunun yanı sıra Samsun'un geleceği açısından hizmetler sektörü de çok önemli. Bu konu ile ilgili en büyük hedefimiz; şehirdeki eğitim ve sağlık altyapılarını geliştirip, güçlendirmek. Günümüz dünyası artık rekabet çağını yaşıyor ve sadece ülkeler değil şehirler kendi aralarında yarışıyor ve marka değerlerini ön plana çıkartmak istiyorlar. İşte biz de şehrimizin bu marka özelliğini geliştirmek maksadıyla özellikle eğitim ve sağlık konusuna büyük önem veriyoruz.
Yeni projemiz engelleri kaldırmak
>> Hiç şüphesiz ki, sosyal hizmetler bir şehrin en önemli sacayaklarından biridir. Samsun Valiliği olarak sosyal hizmetler konusunda altyapıyı güçlendirmek ve yaymak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Sizin de söylemiş olduğunuz gibi sosyal hizmetler hayatın her alanında çok önemli. Öyle ki, insanların karşısına çıkan ya da çıkartılan güçlükler karşısında adeta bir can simidi durumunda. Çünkü bu hizmetler insanların hayatını kolaylaştırıyor ve onlara nefes aldırıyor. İşte biz de bu konuda Valilik olarak çok hassasız ve gerek anayasa ölçeğinde gerekse üretim değerlerimiz çerçevesinde engelli vatandaşlarımız açısından hayatı kolaylaştırıcı çalışmalarımız var. Bu çalışmalar kapsamında şehrimizdeki bütün tarafları kapsayan bir yönetim politikası oluşturduk ve bu politikayı hayata geçirecek Sosyal Hizmetler ve Engelliler Koordinasyon Merkezi'ni kurduk. Bu merkez sayesinde bizim dikkatimizi dahi çekmeyen ancak engelli kardeşlerimizin hayatlarını güçleştiren engelleri kaldıracak projeler üzerinde çalışıyoruz. Burada sosyal hizmet alanında güzel çalışmalar gerçekleştireceğimizi ve beklentileri karşılayacağımızı düşünüyorum...
Samsun enerjinin buluşma noktası
>> Samsun, özellikle enerji ve ulaşım açısından son derece önemli bir noktada. Bu özellik şehri nasıl etkiliyor?
Samsun söylemiş olduğunuz bu alanlarda bölgesinin tek adresi durumunda. Şehir olarak bu alanlarda yapılacak büyük yatırımlarla ilgili hem altyapı hem de diğer hazırlıkları tamamlamış durumdayız. Ayrıca şehrimizdeki enerji koridoru gerçeği Samsun'un uluslararası enerji projelerini Türkiye ile buluşmada çok önemli bir rol oynuyor ki, bu alanda Mavi Akım Projesi ve Petrol Boru Hattı Projesi son derece önemli. Yine Samsun merkezli diğer büyük yatırımlar da kısa süre içerisinde hayata geçecek. Şu anda bu konu ile ilgili çalışmalarımıza da hızla devam ediyoruz.
En mutlu yönetici kim?
>> Hizmet yaparken idarecilerin hedefi ne olmalı?
Biz idarecilerin en büyük hedefi; görev yaptıkları yerlerde gerçekleştirdikleri hizmetlerle kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Bunu yaparken de ben değil biz düşüncesi ile hareket etmek, yönettiğiniz kitleye güven duymak ve onların da güvenlerini kazanmak son derece önemlidir. İşte ben de görev yaptığım her yerde bunu sağlamaya çalışıyorum. Bu düşünce doğrultusunda da ortaya koyacağımız katkılar ile hayatın daha da manalı olacağını düşünüyorum. Eğer bunu başarabiliyorsak bizden mutlusu olmaz herhalde.
Bürokrasiye son verdik
>> Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi şehirlerin gelişmesinde ekonomi çok önemli bir rol oynuyor. Ben bir yatırımcıyım ve Samsun'a geldim. Şehrin valisi olarak beni nasıl yönlendirirsiniz?
Gerçekten de çok güzel bir soru, teşekkür ediyorum. Biz Samsun Valiliği olarak bünyemizde bir proje ve kalkınma ofisi kurduk. Bu ofisimizin çalışmaları doğrultusunda sanayide kapasite kullanımı, işsizlik ve iş eğitimi konularında ciddi araştırmalar yapıyoruz. Ve bu araştırmalar sonucunda elde edilen sonuçlar; hem şehrimize yatırım yapmayı düşünen sanayicilerimizi yönlendiriyor hem de bizim nerede olduğumuzu gösteriyor. Bunun yanı sıra şehrimize gelen yatırımcılara bürokratik işlemler konusunda son derece yardımcı oluyoruz. Eğer bir yatırımcı şehrimize gelip de yatırım yapmak istediğini proje ofisimize iletirse; bu yatırımcının adına bütün kanuni işlemler, arazi altyapısından bürokratik işlemlere kadar bütün işler o işin uzmanları tarafından sürdürülüyor. Bu işlemlerin ardından elde edilen sonuçlar eş zamanlı olarak bu yatırımcılara bildiriliyor. Kısacası bugün hep şikayet edilen bürokratik engeller, şehrimizde yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda artık bir problem olmaktan çıkmış durumda.
Tarihimizle gurur duyuyoruz
>> Hiç kuşkusuz Samsun, Kurtuluş Mücadelemiz açısından çok önemli bir yerde. Peki size göre Samsun bu tarihi özelliğini iyi bir şekilde değerlendirebiliyor mu?
Samsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda ilk başlangıcın yapıldığı ve bu yolculukta en büyük desteği veren şehirlerden biridir. Şehrimiz bu duruşunu ve kararlılığını bugün de aynı şekilde devam ettirmektedir. Dolayısı ile Samsun'un ülke ve dünya tarihindeki yeri ve önemi tartışılmaz. İşte biz de bu duruşu daha da güçlendirmek üzere bir dizi projeler üretiyor ve Samsun'un görkemli tarihini daha farklı bir boyutta yaşanılabilir ve sürdürülebilir bir hale getirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalarımız da Samsun'un marka yolculuğundaki projemiz içerisinde yer alıyor. Bu projemiz gerçekten de çok önemli. Çünkü şehrimiz kültür ve eğitim konusunda çok önemli bir potansiyele sahip. Öyle ki, 2008 yılı içerisinde Devlet Opera ve Bale Sahnesi'ni Samsun'da açmayı düşünüyoruz. Bu da şehrimizin kültür ve sanata vermiş olduğu önemi gösteriyor. Ayrıca İl Özel İdaremiz de özel tiyatrolara büyük önem veriyor ve şehrimiz açısından bu tiyatroların bir zenginlik olduğunu düşünüyoruz. Dolayısı ile bütün bu projelerin hayata geçmesi ile tarihi özelliklerimiz de çok daha fazla ön plana çıkacak ve gelecek nesillere bu büyük Kurtuluş mücadelesini çeşitli şekillerde anlatma fırsatı elde edeceğiz.
Ana sınıfı için mücadele ediyorum
>> Eğitim konusunda Samsun'da da güzel çalışmalara imza atıyorsunuz. Bunlardan biri de kırsal alt kesimde taşımalı anaokulu. Nereden çıktı bu anaokulu fikri?
Ülke olarak her şeyin başı eğitim diyoruz ancak nedense eğitime ilkokul birinci sınıftan başlıyoruz. Bu konuda yeni yeni güçlenen ancak ne yazık ki istediğimiz seviyede olmayan bir okul öncesi eğitim oranı var. Ancak ben bu konuda hep kararlı oldum ve görev yaptığım bütün il ve ilçelerde okul öncesi eğitime yönelik önemli çalışmalar yaptım. Çünkü bu eğitimi alan çocuklar, hem özel bir eğitim alıyor hem de okul öncesinde okula hazırlanıyorlar. Şurası unutulmamalı ki, hepimizin kişilik gelişimi, hayat değerleri ve birikimlerinin oluştuğu dönem aslında bu dönem. Ancak bu eğitim özellikle aileler açısından zor bir eğitim olarak görülüyor. Özellikle anneler çocuklarını anaokuluna göndermemek konusunda oldukça diretiyor. Ancak biz ne yapıp edip onları bir şekilde ikna ediyoruz ve çocuklar ana sınıflarına gidiyorlar. Zaten anneler de zaman içerisinde çocuklarındaki büyük değişimi görünce bizden daha fazla bu eğitime diğer çocukların da katılması için çalışıyorlar. Hatta geçenlerde bir annemiz bir kaymakam arkadaşımıza bana ulaştırılmak üzere bir mektup vermiş ve bu mektupta kırk yaşına kadar hep insanlara hizmet ettiğini ancak hiç kimsenin kendisine bir defa bile teşekkür etmediğini ancak ana sınıfına giden çocuğunun yemekten sonra kendisine teşekkür ettiğini ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ediyor. İşte bu mektup bile bu konuda ne kadar da doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor.