"Vatandaş; ister iktidarda, isterse de muhalefette olun mutlaka hakkınızı teslim eder. Vatandaş o adamın çalışkanlığına, dürüstlüğüne ve ufkunun olup olmadığına bakıyor." ------ > Hızımızı düşürecek ayrılıklara tahammülümüz yok Şehir olarak birinci ligde yer alan iki kulübünüz var ancak Kayseri'de sanki tek bir takım varmış gibi taraftarlar arasında da bir birliktelik söz konusu. Bu birlikteliği nasıl başardınız? Kayserispor'un yıllarca başkanlığını yaptım. Daha sonra her iki kulüp de beni onursal başkan olarak ilan ettiler. Bu kulüplerde yöneticilik yapan arkadaşlar da bizim arkadaşlarımız. Söylemiş olduğunuz konudaki ortak tavrımız ise, Kayseri'deki huzur ve ahengin bozulmaması yönündedir. Her zaman ve ısrarla yönetici arkadaşlara bu konunun çok önemli olduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söylüyorum. Sağolsunlar onlar da bizim gibi düşünüyorlar. Kayseri, İstanbul kadar büyük bir şehir değil ve bu şehirde ikiliğe, hızımızı düşürecek ayrılıklara hiç ama hiç tahammülümüz yok. Bu Pazar da inşallah bunun en güzel örneklerinden biri sergilenecek ve Türkiye'ye örnek olan kardeşlik ortamı sürecek. Bu yoğun iş temponuz arasında ailenize nasıl vakit ayırabiliyorsunuz? Diğer yönetici arkadaşlar gibi bizim de öyle bir sıkıntımız var. Bu durumdan rahatsız olsalar da ailem de bu durumu kabullendi. Fakat yine de kendimize özel zaman ayırmaya çalışıyoruz. Mesela, eğer eve geç saatte geleceksem herkes kendisini ona göre ayarlamaya çalıyor ve eve gittiğimde bir bakıyorum herkes ayakta oluyor. Bunun dışında da yine eve bağımlı bir insan olduğum için işlerim bittiğinde direkt eve gidiyor veya günde iki üç defa evi telefonla arıyorum. ------ Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ile ilk olarak Futbol Federasyonu seçimlerinde tanışmıştım. O dönemde hem siyasi iktidara hem de futbol camiasına yakın olması sebebiyle olaylara hakim bir insan portresi çizmişti. Benimse en çok dikkatimi çeken tarafı, insanlar karşısındaki alçakgönüllülüğü ve değerleri konusundaki samimiyeti olmuştu. Çünkü kolay değil, Türkiye rekoru kırarak muhalefeti olmayan bir şehire belediye başkanı olmak. Hele de Ankara ve İstanbul'da size maddi ve manevi destek olan insanların varlığına rağmen bu özellikleri korumak... Uzun yıllardır gitmediğim Kayseri gerçekten de çok değişmiş. Geniş yolları, yeşil alanları ve büyük binalarıyla büyükşehir sıfatına layık bir şehir olmuş Kayseri. Günümüzün neredeyse tamamı Başkan Özhaseki'nin şehirde yaptığı hizmetleri ve eserleri görmekle geçti. Bu süre zarfında az çok kendisini tanıma fırsatını buldum. Öncelikle söylemem gerekiyor ki; konuşması, güler yüzlülüğü, samimiyeti, ağabey tavırları ve konu iş olunca hemen o konuya konsantre olmasıyla tam bir Kayserili Mehmet Özhaseki. Etrafındaki insanlarla kolaylıkla diyaloğa geçebilen samimi bir tavrı var. Eğer sahip olduğunuz değerler ve idealler konusunda da kendisiyle aynı kaynaktan besleniyorsanız, aranızda sanki uzun yıllardır tanışıyormuşçasına bir bağ oluşuyor. Umarım kendisiyle ağabey kardeş ilişkimiz uzun yıllar devam eder. Kendisiyle güzel bir söyleşi yaptığımı düşünüyorum. Umarım siz de aynı keyfi alırsınız. O zaman buyrun sohbetimize... Bir öğüt bana düstur oldu Kayseri'de siyasi görüşü ne olursa olsun halkın size karşı büyük bir sevgisi var. Bu sevgiyi neye bağlıyorsunuz? 1994 yılında belediye başkanlığı yapmaya başladığımda sevdiğim bir ağabeyim bana şöyle demişti; "Bütün işlerinde Hakk'ı razı etmeye çalış ve sakın bu prensipten ayrılma. Bu prensip seni her zaman doğru yola götürür ve halk da o zaman senden razı olur". Bu öğüt, başkanlığım dönemimde benim için çok önemli bir düstur oldu. Belediye hizmetlerinde, sabahtan başlayıp gece yarılarına kadar süren çok yoğun bir temponun içindesiniz. Bu süre zarfında karşınıza o kadar tercih etme noktasında kaldığınız iş çıkıyor ki. İşte bu noktada eğer siz Hakk'tan, doğrudan ve yapılması gereken güzel şeyden yana olursanız, şahıslar kırılıp, eşiniz dostunuz size küsse de neticesinde insanlar sizden razı oluyor ve size karşı muhabbet duyuyor. Hükümet objektif yaklaşıyor Siyasi iktidarın size olan desteği açık bir şekilde ortada. Peki bu desteğin belediyecilikteki başarınıza olan etkisini nasıl görüyorsunuz? Belediye başkanlığımın büyük bir bölümünü o dönemdeki partim muhalefette iken yaptım. O dönemde de bu çalışmalarımı ortaya koydum, bu dönemde de yine aynı çalışmalarıma devam ediyorum. Tabii bu iki dönemi birbirinden ayıran en önemli özellik, muhalefette iken işlerimiz bürokrasi tarafından geç yapılıyor, zorlaştırılıyor ve hakkımızda bakanlığın siyasi tutumundan dolayı birçok takibat yapılıyordu. Bu da rahat ve huzurlu bir şekilde çalışmamızı engelliyordu. Günlerimizin büyük bir bölümü soruşturmalara cevap vermekle veya mahkemelere gidip ifade vermekle geçiyordu. Şimdi ise böyle olmuyor. Hükümetimiz her şehrimize objektif olarak yaklaşıyor. Mesela, geçmiş dönemlerde Kayseri için çok önemli olan projelerimize izin alamıyorduk. Mesela, raylı sistem projesi ki, o dönemde bütün bakan ve başbakanlarla görüştüğümüzde "paramız var, sizden hiçbir şey istemiyoruz, sadece raylı sistem ihalesine çıkmamıza izin verin" dememize rağmen izin alamadık. Bu izni ancak Abdullah Bey'in başbakanlığı döneminde alabildik ve şu anda raylı sistemle ilgili çalışmalara devam ediyoruz. Buna benzer durumlar doğal gaz, stat yeri ve Sümer projesi gibi büyük projeler için de yaşandı. Ancak mevcut iktidar bu projelerin de önünü açtı ve Kayseri için çok önemli olan bu büyük projeler kısa süre içinde hayata geçirilecek. Vatandaş hakkını teslim eder Size verilen yüzde yetmişlik oy miktarının partinizin tek başına iktidara gelecek olması beklentisiyle doğrudan doğruya örtüştüğünü düşünüyor musunuz? Vatandaş ister iktidarda, isterse de muhalefette olun mutlaka hakkınızı teslim eder. Ben, iki dönem muhalefette, bir dönem de iktidarda iken seçildim. Özellikle 1999 seçimlerinde hem genel hem de mahalli seçimler birlikte yapılıyordu. O seçimlerde benim partim neredeyse benim yarım kadar oy aldı. Yani vatandaş seçimlerde oyunu ayırıyor. Siyasi partiye oy verirken farklı, belediye başkanına oy verirken farklı düşünüyor. Bunu düşünürken de, o adamın çalışkanlığına, dürüstlüğüne ve ufkunun olup olmadığına bakıyor. Önümüzde büyük hedefler var Bundan sonra siyasetteki gidişatınız ne yönde olacak? Meclis mi, yoksa yeniden belediye başkanlığı mı? Şu anda önümde Kayseri ile ilgili milyar dolarları aşan ve cebimizden tek bir kuruşun dahi çıkmayacağı çok büyük projeler var. Bu projeleri gerçekleştirmek en büyük hedefim. Zaten insan olarak da yukarıya bir şey koyup da ona ulaşmak için çırpınan bir insan değilim. ben kadere inanan bir insanım ve şu anda işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. O günler geldiğinde de Cenab-ı Hak ne takdir ederse o olacaktır. ------ > Bu şehre borçluyum Hukukçuluk, tüccarlık ve belediye başkanlığı. Bu üç farklı mesleğin hayatınıza ne gibi katkıları oldu? Bu saydıklarınızın dışında da işler yaptım. Kayseri İmam Hatip Lisesi'nde okudum ve orada almış olduğum eğitimi önemsiyorum. Üniversite yıllarında ise öğrenci olayları içerisinde yer aldım ve orada da çok şey öğrendim. Hukukçuluk ise çok farklı bir şey. Bana göre bir insan için hukuk formasyonu çok ama çok önemli. Ticaret yaptığım dönemde ise çeşitli sosyal faaliyetlerin içinde bulunup, hayır işleriyle uğraşan dernek ve vakıflarda çalıştım. Tabii bütün bunlar insanı hayata hazırlıyor. Hayatta edinmiş olduğum bütün bu birikimleri Kayseri adına ve Kayseri için kullanıyorum. Belediye başkanlığı görevini ise Belediyeler Kanunu'nun vermiş olduğu yetkiler çerçevesinde yapılan bir görev olarak görmüyorum. Bu sebeple de Kayseri'nin gelişmesi, kalkınması, geleceğe hazırlanması ve Orta Anadolu'nun merkez olması için gerekli olan her türlü çalışmanın bizzat içinde bulunmaya çalışıyorum. Bu şehrin çocuğuyum ve bu şehre borçluyum. Bu borcumu ödemek için de elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Takip edilen şehiriz Peki Kayseri'nin tanıtımında başarılı olduğunuzu düşünüyor musunuz? Hayır. Kayseri'nin tanıtımında başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Elimizde Kayseri'nin tanıtımını hızlandıracak projeler olmasına rağmen şehrin altyapısı ne yazık ki buna müsait değil. Altyapı hizmetlerini daha yeni bitirdik ve şehir planlaması açısından çevre düzenlemeleri ve tarihî eserlerimizin restorasyonuyla uğraşıyoruz. Ayrıca Erciyes Dağı için bir proje çizdirdik ve bu projenin gerçekleşmesi için çalışıyoruz. Bütün bu projeleri tamamlayabilirsek Kayseri'nin tanıtımına geçebiliriz diye düşünüyorum. Fakat şurası da bir gerçek ki, geçmişe göre bugün çok daha fazla tanınan ve takip edilen bir şehiriz. Herkes şehirlerini birer yıldız yapmalı Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Anadolu'daki birçok şehir zor durumda. Bunu da her yerde iddia ederek söylüyorum. Çeşitli medeniyetlere beşiklik yapmış, adları kocaman olan şehirler, bugün ilçe veya belde durumuna düşmüş durumda. Bu şehirler ne yazık ki değişime ayak uyduramamışlar ve kendilerini yenileyememişler. Bu şehirlerde yaşayan insanlar şehirlerini kalkındıracak olan projelere imza atamamışlar. Bunun neticesinde de o şehirler geri kalmış. O şehirlerde gençler, öğrenciler, meslek erbapları kalmıyor ve batıya doğru göç ediyorlar. Ne yazık ki Anadolu'nun yüzde sekseni bu durumda. Bir de gelişmekte olan şehirler var ki, bu şehirlerdeki yöneticilere de büyük görevler düşüyor. Kimseyi töhmet altında bırakmak istemiyorum ama bunlar da atanmış insanlar değil. Bir şehrin kalkınmasını o şehirde yaşayan belediye başkanı çok daha fazla düşünmek mecburiyetindedir. Çünkü o şehirde doğmuş, o şehrin ekmeğini yemiş ve o şehrin toprağına basmıştır. Dolayısıyla o şehre borcu vardır. İşte bu sebeple bütün belediye başkanları şehirlerini geliştirmek ve şehirlerini birer yıldız şehir yapmak mecburiyetindeler. Ben de Kayseri'ye borcumu ödemeye ve Kayseri'yi Orta Anadolu'nun merkezi yapmaya çalışıyorum. Bütün projelerimin altındaki temel mesele de bu zaten. İnsanlarımız hayırsever Şehri gezerken Kayseri zengininin memleketini unutmadığını her yerde görmek mümkün. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? Kayseri insanının kendine has güzellikleri var. Bu güzelliklerden biri de Kayserili iş adamlarının memleketlerini unutmamaları. Kadir Has Bey'in deyimiyle, "memleketleriyle ödeşmek için" hayır işleriyle yakından ilgileniyorlar. İki yıl önce bir gece yaptık ve üçyüz hayırsevere ödül verdik. Bu ödüllerin arasında maddi değer olarak en küçük hayır işi, iki katlı bir sağlık ocağının yapılması oldu. Kayseri'deki neredeyse her okulda, sağlık ocağında veya ibadethanede özel bir şahsın ismi var. Bu da Kayseri insanının güzelliğini gösteriyor.