"Cennet ona vâcib oldu!"

A -
A +

Hazret-i Talhâ, Uhud savaşında aşırı kan kaybından dolayı bayılmıştı. Resulullah Efendimiz, Hazret-i Ebû Bekir'e yardımına koşmasını emretti. Ebû Bekr-i Sıddîk, Hazret-i Talhâ'nın ayılması için mübârek yüzüne su serpti. Talhâ bin Ubeydullah hazretleri ayılır ayılmaz, "Yâ Ebâ Bekr! Resûlullah nasıl?" diye sordu. "Resululah iyidir. Beni O gönderdi" cevabından sonra, "Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sona her musîbet benim için hiçtir" dedi. Âlemlerin efendisi de, hazret-i Talhâ'nın yanına teşrîf ettiler. Yaralı mücâhid, sevincinden ağladı. Peygamber efendimiz, onun vücûdunu mesh ettikten sonra, ellerin açıp, "Allahım! Ona şifâ ver, kuvvet ihsân eyle!" diye duâ buyurdular. Resûl-i ekrem efendimizin bir mucizesi olarak, hazret-i Talhâ sapasağlam ayağa kalktı ve tekrar düşmanla harb etmeye başladı. Sevgili Peygamberimiz onun için buyurdu ki: "Uhud günü, yeryüzünde sağımda Cebrâil'den, solumda Talhâ bin Ubeydullah'tan başka bana yakın bir kimsenin bulunmadığını gördüm. Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talhâ bin Ubeydullah'a baksın!" Yine Uhud'da İbni Kâmia kâfiri Peygamberimizi öldürmeye yemin etmiş idi. Peygamberimizin üzerinde iki zırh vardı. Başında da miğfer bulunuyordu. İbni Kâmia, Resulullaha kılıcı ile saldırdı. Kılıç darbesi ile Resûlullahın mübârek omuzları yaralandı. Miğferinin iki halkası mübârek yüzüne battı. İlk yetişen Ali bin Ebî Tâlib ve Talha bin Ubeydullah oldu. Hazreti Talha, Peygamber efendimizi sırtına alıp kayalığa kadar çıkardı. O zaman Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: "Talha Allahın Resulüne yardım ettiği zaman Cennet ona vâcib oldu." Hazreti Talhâ bin Ubeydullah, Uhud Harbi'nden Mekke'nin fethine kadar geçen süre içinde yapılan bütün savaşlara katıldı. Ayrıca Hudeybiye'de Bî'ât-ı Rıdvân'da ve Huneyn savaşlarında bulundu. Tebük gazvesinden herkes elinden gelen gayretle orduyu techiz etmek (donatmak) için uğraşırkan, o da, herkesle yarışırcasına, varını yoğunu nesi varsa sarfetmiş, bundan dolayı, Feyyâz lakabını almışıtır. Hazret-i Ebû Bekir'in hilâfeti zamânında da bütün savaşlara katıldı. Hazreti Ebû Bekir hastalandığında, yerine kimin halîfe olacağını hazret-i Talhâ ile istişâre etmiş ve o da, Cenâb-ı Hak sana; "Müslümanların işini kime terk ettin?" derse, açık bir alınla ve müsterih olarak; "Hazret-i Ömer'e bıraktım" dersin, tavsiyesinde bulunmuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.