Haramlardan kaçmak farzlara uymaktan önce gelir. Haramlardan tamamen kaçınabilmek için de mubahların fazlasından kaçınmalıdır. Mubahları, lâzım olduğu kadar, kullanmalıdır. Bir insan, mubah, yani İslamiyetin izin verdiği şeylerden, her istediğini yapar, taşkınca mubah işlerse, şüpheli şeyleri yapmaya başlar. Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır. İnsanın nefsi, hayvan gibi, kendine düşkündür. Uçurum yanında dolaşan, birgün uçuruma düşebilir. Vera' ve takvâyı tam yapabilmek için, mubahları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûret miktârını aşmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de, kulluk vazîfelerini yapabilmek için kullanmaya niyet etmelidir. Böyle niyet etmeden, az kullanmak da, günâh olur. Azı da çoğu gibi zararlı olur. Mubahların fazlasından tamamen kaçınabilmek, her vakit ve hele bu zamanda, hemen hemen mümkin değildir. Hiç olmazsa, haramlardan kaçınmalı, mubahların fazlasından da elden geldiği kadar sakınmaya çalışmalıdır. Mubahlar, lüzumundan fazla işlendikte, pişman olup tövbe etmelidir. Bu işleri, haram işlemeye başlangıç bilmelidir. Allahü teâlâya sığınmalı ve yalvarmalıdır. Bu pişmanlık, tövbe ve yalvarmak, belki mubahların fazlasından büsbütün sakınmak yerine geçerek, böyle işlerin âfetinden, zararından korur. Büyüklerden biri buyuruyor ki, "Günâh işleyenlerin, boynunu bükmesi, bana, ibâdet edenlerin göğsünü kabartmasından daha iyi geliyor". Haramlardan kaçınmak da, iki türlüdür: Birinci kısmı, yalnız Allahü teâlanın haklarına dokunan günâhlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı, insanların, mahlûkların hakları da bulunan günâhlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı, daha mühimdir. Allahü teâlâ, hiçbirşeye muhtaç değildir ve çok merhametlidir. Kullar ise, pekçok şeye muhtaç oldukları gibi, hasîs ve alçaktır. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: "Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce halâllaşsın, ödesin! Zîrâ o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sâhibinin günâhları, buna yüklenecektir." Kıyâmet günü, hak sâhibi, hakkını affetmezse, bir dank hak için, cemaat ile kılınmış, kabûl olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sâhibine verilecektir. Bir dank, dirhemin altıda biri, yaklaşık olarak, yarım gram gümüştür.