Kutluyorum, başta Adana Demirspor olmak üzere perşembe gecesinin Fenerbahçe’sini, Beşiktaş’ını ve iki gece öncesinin Galatasaray’ını… Avrupa kupalarında “bitmekte olan haftayı ‘Türk haftası’ hâline getirdikleri” için…
4 maç, 4 galibiyet… Atılan gol; 3+5+3+3=14… Yenilen gol; 0+1+1+1=3…
Bu eleme turunda, bir önceki turdaki gibi “bol gollü galibiyetler alınacak” rakipler yoktu. “Daha zor, daha dirençli” takımlarla karşılaştık. Ama kelimenin tam anlamıyla “Vız geldi, tırıs gitti” ve de 4 takımımız da daha ilk maçta “turu atladı!..”
Geçilen her maç, takımlarımıza “yeni transferlerin kadrolara dâhil edilme zamanını” kazandırıyor ve “hem güç hem derinlik hem kalite bakımından ileri adımlar atılmasını” sağlıyor…
Bir “terslik olmazsa” 4 takımımızın “Play-off’u da geçip beraberce gruplara kalması” sürpriz olmayacak…
Bu arada, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş başta, Trabzonspor, Başakşehir gibi “ligin ilk 5’inde sıralanacakları düşünülen” takımların yöneticilerine, hocalarına ve taraftarlarına bir uyarım olacak…
Transfer ayında manşetlere çıkmayan, “sessiz ve derinden giden” bir takım çıktı, “birdenbire” ortaya… Herkes “Adana Demirspor’u yakından tanıyarak, Süper Lig hedefleri için tespit ettikleri engeller ve rakipler listelerini” yeniden karmalı!..
Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’un 3-0’lık Ljubljana maçından sonra “hiç gereği yokken” ve lüzumsuz söylediği “Bu maçtaki sayılmayan goller, bana geçen seneki Fenerbahçe maçını hatırlattı. 3-0 üstüne 2 tane sayılmayan gol. O maça benzer bir maç oldu” sözlerine “geçen yıl kendisi olmadığı hâlde” cevap verdi.
Nedense “Okan Buruk’un söylemediği” ama sosyal medyadan da öte, spor basınında ekranlarında, sayfalarında “Zaha ve Tete’nin transferleri için” söylenen ve yazılan ve hatta başlıklara çıkan “Galatasaray’ın attığı ikinci çalım” nitelemesini, Buruk’a cevabının ana konusu yaptı… Ve de “Ben rakibim istiyor diye hiçbir zaman bir oyuncuyu transfer ettirmem. Çalım atıldı ifadelerini doğru bulmuyorum, en doğru çalım sahada atılır” dedi. Spor medyamız da açıklamasını “Sert cevap” başlıklarıyla süsleyerek, “karşılıklı ve gereksiz bu açıklamaları” bol bol malzeme yaptı…
Bu arada, “çalım atmak” üzerine, İsmail Kartal hocamıza bir hatırlatmam olacak.
“Açıklama ve Örnek Cümlelerle Güncel Türkçe Deyimler Sözlüğü’ne” bir bakarsa, “Çalım atmak” deyimi için ve kelimesi kelimesine “örnek cümleleri” ile şu açıklamayı görecek:
1. Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi. “Üç oyuncuya çalım atıp, topu arkadaşına vermeyi başardı.”
2. Kandırmak. “Bu adamların bize çalım atmaya çalıştıklarını düşünüyorum.”
3. Bir fırsattan yararlanarak bir başkasının hakkı olan bir şeyi ele geçirmek. “Bize çalım atıp arabayı beş bin lira ucuza almışlar.”
Spor basınımız, “çalım” nitelemesiyle “transfer ayında olanı” hem de “en net şekilde” anlattı, sevgili Hoca’m; Sen doğru bulmasan da, saklamaya çalışsan da!..
“Aynı olay ‘tersine olsa’ ve oyuncuları Fenerbahçe, ‘bundan önce yığınla örneğinin olduğu ve basının aynı nitelemeleri yaptığı’ gibi Galatasaray’a attığı çalımlarla elinden alsa” acaba “Doğru bulmuyorum” diyebilir miydin; dahası, “Fenerbahçe çalımları attığında” dedin mi?..
Ljubljana / Maribor… İki Slovenya takımı… Liglerinde şampiyonluk için yarışıyorlar… “Geçen sezonun Slovenya Kupası’nın finalini” bu iki takım oynamış, kazanan Ljubljana olmuş…
Bu sezon şampiyonluğun iki büyük favorisi Galatasaray ve Fenerbahçe iki gece ara ile bu takımlar ile oynadılar; “Play-off turu biletlerini” ceplerine koydular… Ama “deplasmanda” oynayan Galatasaray, “evinde oynayan” Fenerbahçe’den daha çok göz doldurdu…
Galatasaray’ın “çok geride göründüğü” geçen tura göre, “bu turun ilk maçı” açık açık gösterdi ki; “Okan Hoca da, Galatasaray da kendine geliyor!..”
Beşiktaş ise, “Şenol Hoca’n ve de Aboubakar’ın varsa sorun yok” senaryosunu sahneye koymaya devam ediyor…
Biraz da, başkan Ahmet Nur Çebi, “Şenol Hoca’nın gözlerine bakıp, yapması gerekenleri yapabilse”, şampiyonluk yarışı “ikili yerine üçlü” koşulacak…
Sevgili Ömer Faruk Ünal, dünkü yazısında “Son dört yıldır; (2019/2023) Türk hakemliğinde istikrar ve disiplin kalmadı!” diyor ve ekliyor; “Üç ayrı TFF Başkanı geldi! (Nihat Özdemir, Servet Yardımcı, Mehmet Büyükekşi) > Yedi ayrı MHK geldi! 1) Zekeriya Alp, 2) Serdar Tatlı, 3) Ferhat Gündoğdu, 4) Sabri Çelik, 5) Sabri Çelik kurulu yenilendi, 6) Lale Orta, 7) Ahmet İbanoğlu.”
“İzni” ile ben de bir ekleme yapayım, “sadece son 4 yılda değil, çok daha yıllar boyu, Türkiye Faal Futbol ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) Genel Başkanı Dr. Abdurrahman Arıcı… Özetle “2012 yılından bugüne kadar TFFHGD genel başkanı, Temmuz 2015 tarihinden 2022 Temmuz’una kadar TFF Temsilciler Kurulu Başkanı…
Türk hakemliğinde kalmayan istikrar ve disiplin, görülüyor ki, “TFFHGD’de” tam olarak var!..