Barutu bulabilmek

A -
A +

Şimdi size farklı bir senaryo okutmak istiyorum. Sebebini en sonda yazacağım. Yerel seçimlerden önce hükûmetin birkaç şeyi farklı yaptığını düşünün, mesela emekli maaşlarında iyileştirme yapmış olsun. Hadi buyurun alternatif senaryomuza.

 

2024 yerel seçimleri sonuçlandı. Adalet ve Kalkınma Partisi kaybettiği bütün büyükşehirleri geri alırken Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre oyunu arttırmayı başararak yine 1. parti oldu. Peki AK Parti neden kazandı? CHP neden kaybetti?

 

AK Parti’nin kazanma sebepleri:

 

1- Millet merkezî hükûmetle belediyelerin aynı partiden olmasını, aralarındaki çatışmalardan hizmetlerin ve yatırımların etkilenmemesini istedi.

 

2- “Son yerel seçimim” dediği bu seçimde millet Erdoğan’a vefa oyu verdi.

 

3- Ekonomik sıkıntılara rağmen millet “Sıkıntılar var ama belediyeciliği AK Parti iyi biliyor, yaparsa yine onlar yapar” dedi.

 

4- İstanbul’da Murat Kurum siyasetçi değil bürokrat ve projeci yönüyle öne çıktı, rakibine göre çok daha iş odaklı, icraatçı olması nedeniyle öne çıktı.

 

Peki CHP neden kaybetti?

 

1- Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayda oldubittiye getirilerek gönderilmesi CHP seçmenini rahatsız etti.

 

2- Bilhassa Alevi seçmen Kılıçdaroğlu’nun delegeler üzerinden yapılan oyunla devrilmesine tepki oyu verdi.

 

3- Özgür Özel acemi yakalandı. Genel başkanlık tecrübesi olmadan girdiği ilk seçim olması onun dezavantajıydı.

 

4- Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanlığını bırakıp diğer illerin, ilçelerin başkanlarını belirlemeye çalışması, gölge genel başkan gibi davranması, diğer illerin başkan adaylarını partiden kovmakla tehdit edecek noktaya vardırması parti içinde de seçmende de rahatsızlığa neden oldu.

 

5- Özellikle İstanbul’da geçmiş dönemde vadedilenlerin çok büyük bir kısmının gerçekleştirilmemiş olması ve bu başarısız karneye karşılık sürekli “önümüzü kestiler” mazeretine sığınılmış olması millette güvensizliğe sebep oldu. İmamoğlu’na oy verenler dahi “yine versek yine iş yaptırmadılar diyecek, olan İstanbul’un beklediği hizmetlere olacak” diyerek oy vermedi.

 

6- DEM Parti ile yapılan kent uzlaşısı milliyetçi, ulusalcı, devletçi CHP’lilerde çok ciddi rahatsızlığa sebep oldu. Esenyurt gibi büyük bir ilçenin tümüyle DEM Parti’ye bırakılması, üstelik DEM Parti ile yapılan uzlaşının arkasında da net bir şekilde durulamaması CHP’nin verdiği güvensizliği arttırdı.

 

Evet, sevgili dostlar. Bugünlerde AK Parti neden kaybetti listeleri yapılıp duruyor. Kaybettikten sonra listeleri yapmak kolay. Bakın, gördünüz, gerçekleşenin tam tersine bile çok sayıda maddeyi bir çırpıda sayabildik. Yani tam tersi olsa da “AK Parti nasıl kazandı, CHP neden kaybetti” diye yazılar okuyacaktık.

 

Önemli olan, olan olduktan sonra sebep bulmak, sebepleri üretmek değil, esas olan gerçek sebebe odaklanıp doğru çıkarımları yapabilmek.

 

Bugünlerde sosyal medyada AK Partili yöneticilerin yanlarındaki ekiplerin o yöneticilere övgüler dizdiğini, onların ellerinden geleni yaptığını, illerinin en yüksek puanlı bilmem kaçıncı il olduğunu ifade eden paylaşımlar görüyorsunuz.

 

Çok sevdiğim bir söz var. Başarının sahibi çoktur oysa başarısızlık öksüzdür. Bugünlerde de bunu görüyoruz. Tek bir öz eleştiri, tek bir istifanın olmadığı yerde herkesin gözü Cumhurbaşkanı’nın ağzına bakıyor. “Acaba ne diyecek” diye.

 

Cumhurbaşkanı’nın da işi zor, kime “Sen verdiğim görevleri yapmamışsın” ya da “Senden bana gelen bilgiler yanlış çıktı” dese, “Ama efendim, şu ilin durumu benden de beter, o benden daha başarısız” diyecek. Büyük bir değişim de 22 yıllık koca bir parti için kolay değil.

 

Dedik ya, bu aralar başarısızlığın sebeplerini sayıyorlar. Hatta AK Parti’nin en büyük oy depolarından olup bu seçim çok oy kaybettiği yerlerde bile, en kritik hataları yapan adaylarının dilinde bile “Emeklilerden dolayı oldu” gibi sözler dolaşıyor. Aklıma Napoleon’un meşhur hikâyesi geldi bunları görünce.

 

Savaşı kaybeden Napoleon komutanına sorar “Neden kaybettik”.

 

Komutanı cevap verir. “Efendim yüz sebep var. Birincisi barut bitti, ikincisi…”

 

Derken Napoleon sözünü keser. “Tamam yeter, kalanını saymana gerek yok.”

 

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’nın yüz sebebe değil, o 1. sebebi bulmaya ve onu çözmeye ihtiyacı var.

 

Not: Bir büyükşehir belediye başkanının kendi şehriyle ilgili “Kırgınım” sözünü birkaç yerde kullandığını duydum. Çok da sevdiğim bir başkan kendisi. İsmini yazmayacağım. Sakın, sayın başkan, sayın başkanlar, sizin makamlarınız kırılma, gücenme, küsme makamları değil. Millet size küsecek, siz tekrar gönüllerine gireceksiniz, kapıdan kovacak, bacadan gireceksiniz. Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e öğütlerini kürsüde değil, kendi başınıza iken hissederek tekrar bir okuyun. Dost tavsiyesidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.