Bugün IDEF, yarın hedef! Bugün fuarda yarın sahada!

A -
A +

Bu hafta İstanbul’da IDEF, yani Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı vardı. 22-27 Temmuz tarihleri arası idi yani bu yazıyı basıldığı 27 Temmuz Pazar günü okuyorsanız bile geç kalmış sayılmazsınız. İstanbul Fuar Merkezi, Yeşilköy’de gerçekleşen bu fuar 100 yıllık Türkiye tarihinin bugün farkında olmadığımız ama ileride fark edeceğimiz bir dönüm noktası.

 

O kadar devasa bir alanda kurulmuştu ki fuar, Usain Bolt gelse, koşarak gezse bile bir saatten fazla sürer. Fuar alanı yetmemiş bir de fuar alanına yakın, Yeşilköy’deki eski Atatürk Havalimanı’nın bir bölümü de dâhil edilmiş. Servislerle geçiliyor bu ek fuar alanına.

 

ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TEİ, TUSAŞ, BAYKAR, BMC, OTOKAR, MKE ve daha niceleri. Hepsi âdeta yarışta gibiydi, gövde gösterisi yapmaya gelmişlerdi.

 

Yıllar önce sadece birkaç stantla katıldığımız bu fuar, artık yerli şirketlerin dünya vitrinine çıktığı bir yere dönmüş durumda. Elbette uluslararası markalar da vardı ama bu yılın yıldızları, bizden çıkan ürünler ve çözümlerdi.

 

 

 

Sadece yerli değil, artık millî

 

 

 

Savunma Sanayi Başkanlığının fuarın ilk gününden son gününe kadar imzaladığı sözleşmelere şöyle bir baktığınızda, artık ithalatı azaltmak değil, ihracatı artırmak konuşuluyor. Yerlilik oranı %80’leri aşmış durumda. Bu, yıllardır konuştuğumuz "bağımsız savunma" vizyonunun ete kemiğe bürünmüş hâli.

 

 

 

Roketsan sahneyi domine etti

 

 

 

Roketsan bu yıl âdeta bir şov yaptı. Hipersonik balistik füze Tayfun Blok-4’ten tutun da Gökbora, EREN, Atmaca'nın kapsüllü versiyonu gibi projelere kadar toplam altı yeni ürün tanıttılar. Bunlar artık sadece savunma değil, caydırıcılık ürünleri. Üstelik ihracat potansiyeli olan teknolojiler.

 

 

 

ASELSAN’ın radar cephesi

 

 

 

ASELSAN ise radar ve hava savunma sistemlerinde ciddi atılım içinde. CENK 350-N, Göksur VLS ve su altı görevleri için tasarlanan otonom araç Deringöz, ileri teknolojiye dayalı çözümler sunuyor. MURAD AESA radarının insansız hava araçlarına entegrasyonu da oldukça önemli. Bu radar sadece donanım değil, Türkiye’nin gökyüzündeki "gözünün" yerlileştirilmesi anlamına geliyor.

 

 

 

Kara gücünde yeni oyuncular

 

 

 

BMC, Nurol Makina ve FNSS gibi firmalar ise kara araçları konusunda çıtayı yükseltti. Elektrikli zırhlı araçlar, hibrit sistemler, yeni nesil 8x8'ler... Bunlar sadece sahada değil, ihalelerde de artık tercih edilen modeller.

 

 

 

Denizde de derinleşiyoruz

 

 

 

Deniz tarafında ise STM'nin millî hücumbotu, MİLGEM projesinin devamı olan daha atak platformlar ve hatta ilk yerli uçak gemisinin inşa süreci etkileyiciydi. MİLDEN yani millî denizaltı projesi de yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı. Savunmada derinlik böyle bir şey işte.

 

 

 

Hava hâkimiyeti için KAAN

 

 

 

Ve elbette TAI’nin geliştirdiği 5. nesil savaş uçağı KAAN... Testler devam ediyor, aksaklıklar olabilir ama önemli olan şu: Artık kendi jetimizi kendimiz yapıyoruz. Üstelik Endonezya gibi ülkelerle ihracat anlaşmaları dahi imzalanmış. “Yapamayız” diyenlere en iyi cevabı uçan bir prototip verir.

 

 

 

IDEF 2025: Fuar değil, vitrin

 

 

 

IDEF artık sadece bir savunma fuarı değil. Türkiye’nin teknoloji vitrinine dönüştü. Üniversite-sanayi iş birliğinden AR-GE merkezlerine, tedarikçi KOBİ’lerden büyük ana yüklenicilere kadar herkes oradaydı. Bir vizyonun ve inancın ürünlerini görmek, insana güven veriyor.

 

Bizim kuşağın çocukluğu, yabancı savunma sanayi katalogları karıştırmakla geçti. Şimdi o kataloglarda yer alacak ürünleri biz üretiyoruz. Bu sadece bir sanayi başarısı değil, aynı zamanda bir öz güven meselesi.

 

Özetle: Savunma sanayiinde Türkiye artık “ne yapabiliriz?” diye sormuyor, “daha fazlasını nasıl yaparız?” diye düşünüyor.

 

Ve bu fuar bana gösterdi ki: Bu millet isterse, yapar.

 

Şunu da not almanızı rica ederim. Bu dönüşüm bugün “olmaz” denileni olur, “yenilmez” denileni yenilir hâle getirecek. Dünyada terör estiren, bu çağda soykırım yapan devlet görünümlü katiller topluluklarına bugün IDEF’te sergilenen silahlarla ve araçlarla gireceğiz. Bunu hisseden sadece ben değilim, IDEF’i gezen herkes bu hissiyatı içinde hissetmiştir. Göreceğiz.

 

 

 

Ömer Ekinci'nin önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.