Ailenin iki evresi var. İki evresinin imtihanları farklı.
Birincisi ailenin kurulduğu evre, çocukların küçük olduğu, ailenin temellerinin atıldığı dönem. İkincisi ise evlatların büyüdüğü, kendi ailelerini kurmaya başladığı dönem.
Babanın görevi ilk evrede çalışmaktır. Ailenin geçimini sağlamak ve başarabilirse de gelecekteki geçimini sağlamaktır, yani yatırım yapmak.
Bunun yanında eşiyle, çocuklarıyla güçlü bir bağ kurmak, onlara eksiklik hissettirmemektir.
Bir babanın çocuklarıyla iyi bir bağ kurmasının en önemli yolu ise eşiyle, yani çocuklarının anneleriyle sevgi ve saygı temelli bir ilişki kurabilmesidir.
Çünkü çocuklar annelerine sevginin ya da saygının eksikliğini içlerine atıyorlar. Kişilik özelliklerine göre ya ilk evrede ya da ikinci evrede bu eksiklik açığa çıkıyor.
Hele hele ilk evrede kötü alışkanlıkları olan, eşini aldatan, içki, kumar gibi zararlı alışkanlıklar edinen babaların hem kendisini hem de çocuklarını ikinci evrede zor günler bekler.
İlk evrede her şeyi muntazam yapan, ailesine iyi bakan, ekonomisini iyi idare eden babanın ikinci evredeki imtihanları farklıdır.
İkinci evrede babanın en önemli iki imtihanı vardır. Baba figürü ne olursa güçlü kalmalı, gücün de iki parametresi var: Adalet ve yönetim. Çocukları arasında adaleti sağlamakta zorlanan ya da eşini ve çocuklarını bir arada tutamayan babalar ilk evreyi ne kadar iyi geçirmiş olursa olsun ailesini ikinci evrede bir arada tutmayı başaramaz.
Annelerimiz çoğunlukla ilk evreyi çok başarılı geçirir. Hani meşhur tabirle “saçını süpürge eder”. Ama bazen yalnız kalmaktan, bazen üzerindeki sorumluluğu kaldıramamaktan, bazen dış etkenlerden (eşinin ailesi, kayınvalide, görümce, elti gibi faktörler) anne ilk evreyi çocuklarının gözünde başarılı geçirse de çok fazla hasar alır, tahribat alır.
Böyle olunca da ikinci evreye, yani çocuklarının büyüyüp evlendiği, ailenin genişlediği dönemde anne artık zihnen sağlıklı değildir. İyi görünür ama iyi değildir. İlk evrede yaşadığı birçok zorluğun sebebi olarak gördüğü eşiyle olan ilişkisi zedelenmiştir. Ona saygısı ve sevgisi azalmıştır. Eşinin güçlü ve otoriter olup olmamasına göre saygının ve sevginin azalmasını gösterebilir ya da saklayabilir.
İkinci evrede annenin babaya olan tavırları evlatları da babaya karşı doldurur. Annenin sevgisizliği ve saygısızlığı çocuklara sirayet eder. Baba evde yalnızlaşır.
Sadece bu kadarla sınırlı kalmaz, annenin ikinci evreye mutsuz girmesi evlatlarının kuracağı ailelere de yansır. Damatlarının eşi gibi davranacağından endişe edebilir, ya gelinleriyle sürekli kendi gençliğini kıyaslayıp onlarla da sağlıksız ilişkiler kurabilir. Farkında olarak ya da olmayarak evlatlarını eşlerine karşı doldurabilir. Oysa elbette evlatlarının yuvalarının yıkılmasını istemez. Ama psikolojilerinin ne kadar yıprandığına göre değişmekle birlikte kendi evliliğinden çok daha iyi olması da annenin tadını kaçırabilir.
Evlat ilk evrede edilgendir. Anne, baba ve çevre faktörlerinin etkileriyle bir çocukluk geçirir. Her çocuğun çeşitli travmaları vardır çünkü bugün ikinci evreyi yaşayanların büyük kısmı çocuğun psikolojisinin çok da önemsenmediği, daha doğrusu pek bilinmediği ailelerde büyümüşlerdir.
Ama bütün hayatını bu travmalar üzerine inşa edip etmemek de evladın imtihanıdır. Sürekli hesaplaşmak, sürekli hataları, eksikleri anne-babasının ilk evresinde aramak, sürekli suçlamak da evladın ikinci evresini berbat eder.
Evlat ikinci evresinde adil, kapsayıcı ve şuurlu olmalıdır. Anne-baba arasında, anne-baba ve eşi arasında, anne-baba ile eşinin ailesi arasında adil bir çizgide durabilmelidir. Kapsayıcı olup annesini de babasını da kapsayıcı olabilmelidir. Ve de şuurlu olmalıdır, anne-babasının artık çok fazla zamanının kalmamış olabileceğini, sıralı şekilde veda gerçekleşirse anne-babasına haksızlık etmesi durumunda bunun vicdan azabını yaşayacağını unutmamalıdır.
Özetle, ilk evresi güzel geçmiş olan ailelerin ikinci evrede bocalaması, parçalanması ikinci evreye sağlıklı hazırlanmamalarındandır. Çoğu aile ikinci evrenin farkında olmaz. Hatta en büyük sorun da bu ailelerin ilk evredeki davranışlarını terk etmemelerinden kaynaklanır.
İkinci evrede en büyük görev de evlatlara düşer. Çünkü anne-babaları artık yaşlanmıştır ve yaşlanmak bir nebze çocuklaştırır insanı. Kaderin cilvesidir bu, kendileri çocukken anne-babaları nasıl şefkatle kendilerine baktıysa, yaşlılıklarında da onlara aynı şefkat ve sabırla bakmak da evladın son görevidir.
Allah iki evreden de başarıyla çıkmayı nasip etsin.
.....
Not: Kıymetli okurlar; Türkiye gazetesinin vefalı, kadirşinas okuyucuları. 2025’in Kurban Bayramı'nı da nasip oldu, gördük. Kavuşturana şükür. Bir sonrakine kavuşur muyuz bilinmez. Bayramımız mübarek olsun.
Ömer Ekinci'nin önceki yazıları...