Kulüpler Birliği Başkanı Aziz Yıldırım bir gazeteye verdiği röportajda hakemlerin profesyonel olmalarını bir kere daha şiddetle istedi.
Sayın Mahmut Özgener de 14 ay önce Antalya'da bunu gerçekleştireceklerini söylemişti.
Şimdi Federasyonun muhatap aldığı bir hakem derneği yok maalesef...
Bu konuda hiçbir hakem, hiçbir MHK üyesi de çıkıp düşüncelerini açık açık ortaya koyamaz.
Görevde olan MHK'lar faal hakemlerin aldığı ücretleri hep kıskanmıştır. Söze de hep şöyle girerler, "Biz zamanında orda burda misafirhanelerde yattık kalktık. Otel yüzü, kıyafet, ayakkabı görmedik."
Geçmiş geçmişte kaldı.
Burada iş FGM'ye (Futbol Geliştirme Merkezi) düşüyor. Sayın Ahmet Güvener ve ekibi somut projeler hazırlamalı ve sunmalı.
Zaten şu anda yarı profesyonellik var.
Kimse kusura bakmasın. Federasyon "kaçak işçi" çalıştırıyor. Hakem haftada 1500 -2000 km yol yapıyor. Hakem Alex'in ayakkabısı yırtılınca kendisi alıyor, Futbolcu Alex hayatında ayakkabıya para vermiş midir acaba?
Sayın Aziz Başkan, hakem camiası veya hakem konusu ile ilgili sağlıklı bir bilgi akışına sahip değilsiniz ne yazık ki!.
Profesyonel hakemlik konusunda birkaç hususa dikkatinizi çekerek bazı tespitlerde bulunmak istiyorum:
1) Bu federasyon günlerdir seminere katılan hakemlere günlük 220 TL mi yoksa 440 TL mi verilsin, bunu tartışıyor. Ve henüz sonuca ulaşılmış değil.
2) Geçmiş federasyonlarda olduğu gibi bu dönemde de hakemlere normal ödenmesi gereken ücretler mutlaka aksar. Hakemlerin zamları hiçbir zaman vaktinde yapılmamıştır. Lig başlar, zam miktarı açıklanır ama zam yapılmaz. Yılbaşında yapılan zamların da farkı ödenmez bu defa.
3) Hakemlerin önüne somut teklifler konulmalı. Hakemlik 45 yaşına kadar yapılabiliyor. 45 yaşından sonra bu arkadaşlar ne yapacaklar? Hangi garantileri sunacaksınız?
4) Siz bilir misiniz, hakem semineri Antalya'da olduğu zaman Antalyalı hakemlerin otel - konaklama ücretleri karşılanmaz. İstanbul'da ikamet eden hakem İstanbul'da bir maça çıkınca, otel ve hiçbir masrafı karşılanmaz. Hakem yardımcılarıyla ve 4.hakemiyle birlikte evinde mi maça hazırlanacak? Nerede bir araya gelecekler? Takside mi memorandum yapacaklar?
5) Hakemlerin kıyafetleri, el kitapları hep lig başladıktan 7-8 hafta sonra ellerine geçer.
6) Bazı kulüpler, bazı güçler yeri gelir bazı hakemlerin hakemlik hayatlarının bitirilmesini ister. Hatta bu konuda sizin de bazı hakemlerin ipini çektiğiniz söylenir. Böyle bir durumda hakem ne yapacak?
7) Süper Lig'deki 35 hakemin de profesyonelliği kabul etmesi gerekir. Diyelim ki, 15 tanesi kabul etmedi. Bu iş uygulanabilir mi? Kulüpler, bu defa da maçlarına gelen hakemin profesyonel olup olmadığına bakmazlar mı?
8) Şu günlerde hakemlerin büyük kısmı haftada 2, bazen haftada 3 maçta görev alıyor. Hakemin haftada kaç km kat ettiğini hiç hesap eden yok. Gerçekten ciddi bir yapılanmaya ihtiyaç var.
9) Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir amatör maçta polis memuru bir klasman hakeminin yönetimi birilerini memnun etmez. Birileri Ankara'dan İstanbul İl Hakem Kurulu'nu taciz eder. Yetmez, hakemin görev yeri değiştirilir. Bu hakemin hatalı maç yönettiğine dair en ufak bir kanıt yoktur.
Profesyonel hakemliği tartışmak için bütün tarafları TGRT Haber TV'de Başlama Vuruşu'na davet ediyorum. FGM ön ayak olsun. Herkes gelsin tartışalım.
İşte doğru tayin bu!
Kayseri-G.Saray maçında Tolga Özkalfa'nın yönetimini tartışmıyorum. İyi yönetmiştir. Kötü yönetmiştir.
Gözlemcisi beğenmiştir, beğenmemiştir.
Orası hiç önemli değil.
Tolga Özkalfa'ya bu hafta maç verilmesi gerekiyordu. MHK da vermiş.
Bence haftanın en doğru ve yerinde tayini bu. Kayserispor'a ve Sayın Mehmet Özhaseki'ye en doğru cevap verilmiştir. Hakemlere de en doğru mesaj verilmiştir.
Düdük astırma işi de öyle üstüne lazım olmayanların işi değilmiş demek ki.
Sayın Oğuz Sarvan; Tolga Özkalfa'nın arkasında durdunuz, iyi ettiniz.
Ama şu soruyu da kendinize sormanız gerekir:
"Biz acaba mevcut kadrodaki her hakemin arkasında Tolga Özkalfa'nın arkasında durduğumuz gibi durabildik mi?"
Bir çırpıda benim aklıma arkasında durmadığınız 3 isim geldi de...
Emre Belözoğlu'nu ne yapacağız?
Bu çocuk G.Saray'da henüz 18 yaşında forma giyerken de böyle hakemlerin üzerine yürüyordu. O günlerde Fatih Terim hocasına güveniyordu. Şimdi de muhtemelen başkanına güveniyor.
Emre hakemleri azarladıkça, benim gözümün önüne Mahmut Özgener, Lütfü Arıboğan, Levent Kızıl, Ufuk Özerten, Ahmet Güvener, Oğuz Sarvan, Yüksel Okçuoğlu geliyor ve fırçayı sanki bu şahsiyetler yiyormuş gibi hissediyorum.
Elimde değil!
Yayıncı kuruluş fırça görüntülerini tekrarladıkça, benim gözümün önüne, içine hiç girmediğim federasyonun İstinye'deki binası ve önünde sallanan bayraklar, flamalar geliyor.
Hakem üstüne almıyor ama kurum aşağılanıyor.
Bakın, bu çocuk Lille maçında bunları yapamayacak. Yaparsa, kendini sahanın dışında bulacak. 180 dakikayı hep birlikte seyredeceğiz.
Hakem o fırçayı yiyor yutkunuyor.
Benim kanıma şu dokunuyor:
Federasyonun tüzel kişiliği, kurumlar, hakemler, kurullar sarsılıyor.
Ben de vatandaş olarak ülkemin kurumlarının böyle yıpranmasına tahammül edemiyorum.
Tıpkı kurallara ve kanunlara meydan okuyanlara tahammül edemediğim gibi.
"Dahi" olan MHK mı Daum mu?
Kupadaki Bursa-F.Bahçe rövanş maçına Cüneyt Çakır verildiğinde bazı çok bilmişler şu yorumu yaptı:
"İlk maç 3-0 bitmiş. MHK en üst düzey hakemini veriyor. MHK maçı gözünde fazla büyütmüş. Bu kadar genç hakem var!"
"Dahi" Daum da bazıları gibi maçı ciddiye almayarak Semih, Emre ve Alex gibi oyuncularını ilk on bire bile koymamış.
Hesapta dinlendiriyor.
Allah'tan ki MHK, Cüneyt Çakır'ı "dinlendirmeyi" düşünmemiş.
Sizin anlayacağınız bizim MHK ileriyi görmüş, ama yılda 4 milyon euro alan Daum görememiş.
Dün gece çatır çatır bir maç seyrettik!.
Cüneyt Çakır tecrübesindeki ve cesaretindeki bir hakem işin içinden ancak çıkabildi.
Kupada birbirinden zorlu maçlarda Bünyamin Gezer, Hüseyin Göçek ve Cüneyt Çakır, MHK'ya lâf getirmedi.
Ne dersiniz MHK'yı ve hakemleri kutlamak gerekmez mi?
Bu akşam TGRT Haber TV'de Başlama Vuruşu'nda konuğumuz Cem Papila. Program saat 22.00'da!. Bekleriz!.