Seminerden izlenimlerim!

A -
A +

Yıllardır hakemlerin devre arası semineri güney illerimizde olurdu ve daha uzun sürerdi. İstanbul'da olması ve kısa tutulması bence daha etkili oldu. Ulaşım kolaydı ve kısa tutulunca sıkıcı olmadı. Eğitimciler Jaap Uilenberg ve Jorn West Larsen'in vurguları çok dikkat çekici idi. *** Larsen ısrarla Türkiye'deki ligin çok ciddi bir lig olduğunu söylüyor. Ve hakemlerin 10 yıldır bir yerlere gelememesinin büyük bir eksiklik olduğuna dikkat çekiyor. Yine Türkiye'deki eğitimin ve hakem kalitesinin iyi olduğunu söylüyor. Larsen lider hakemlik üzerinde çok durdu. Aktif ve lider hakem konusunda İtalyanları örnek göstererek, "İtalyan hakemler oyunun önünde koşuyorlar. Oyun onlara geliyor. Maç öncesi yardımcılarınızla 1 saat konuşun. Kendinizi maça böyle hazırlayın. Oyun yönetimi kadar insan yönetimi de gerekiyor" diyor. Larsen, provoke eden oyunculara dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: "Duruşunuz önemli. Başınız dik dursun. Doğru zamanda ve doğru noktada gülümseyin. Provoke eden oyuncuyu bilir ve tespit ederseniz müdahaleniz kolay olur." Larsen son bir buçuk yıldır Türk hakemliğinin yönetiminde tutarlılık ve istikrar gördüğünü söylüyor. *** Uilenberg çok özel bir adam... Kendisi UEFA Hakem Kurulu'nda gözlemcilerden sorumlu kişi. Türkiye'den sorumlu eğitimci. Dersini dinlerken insanın aklına şu geliyor: "Bir eğitim ancak bu kadar güzel verilir. Bu kadar iyi aktarılır. Hiç yuvarlak konuşmuyor. Hep kısa, kesin ve net söylüyor." Hadi biz bu işi bir FIFA hakemi kadar, 30 - 40 yılını bu işe vermiş bir gözlemci kadar bilemeyiz. Ama onlara soruyorum. Hepsi, bu iki yabancı eğitimcinin çok özel insanlar olduğu konusunda hemfikir. Hadi yarın kupa başlıyor, ardından lig. Sorun bana bu semineri bu dersleri takip eden bir tane gazeteci, spor yazarı, yorumcu, yarın ahkam kesecek otorite var mıydı? Hadi herşeyi biliyorsunuz. Bari son gelişmeleri gelip güncelleseydiniz. İstanbul'un göbeğindeki, havalimanının bitişiğindeki, altından metronun geçtiği bu oteldeki seminerde bu iki yabancı eğitimciyi takip eden, dinleyen bir tane spor yazarı ya da yorumcu yoktu. Dün öğleden sonra da Temsilci Semineri başladı. Yine bir tane meslektaşımız gelip takip etmedi. Biliyorsunuz, ligde bir hakemin kafası yarıldı. Temsilci raporları ve cezaları konusunda neler yazıldı, neler çizildi. Herkes günlerce bunu tartıştı. Sahalar neden kapanıyor, neden kapanmıyor? Federasyon temsilciden ne istiyor? Gözlemci ilave bilgi verebelir mi? Bu bilgi raporda yer alır mı? Hakemler temsilcilerden en çok neyi istemiş? Dün, bugün bunların eğitimi İstanbul'un göbeğinde aynı otelde verildi. Medyadan kimse yoktu. 285 tane temsilci var. İçlerinde ünlü cerrahlardan tutun, ataşelik görevine terfi edenlere kadar her meslekten insan var. Kadıköy'de yardımcı hakem Tarık Ongun'a ilk müdahaleyi yapan temsilci bir tıp doktoru. Tansiyonunu ilk ölçen ve ilgilenen kişi. Bunlardan kimin haberi var? Gözlemci sayısı fazla MHK Başkanı Oğuz Sarvan, bütün klasmanlarda toplamda 100'ün üzerinde bir gözlemci fazlalığı bulunduğunu söylüyor. Hedeflerinin hakem ve gözlemci sayısını birbirine eşitlemek olduğunu söyleyen Sarvan, özellikle Süper Lig kadrosundaki 35 hakeme Süper Lig ve Bank Asya'daki gözlemci sayısının çok fazla olduğuna dikkat çekti. Anlaşılan o ki ciddi bir gözlemci operasyonu kapıda! MHK da açılım yaptı! Tunceli'den bir mektup aldım. Anladığım kadarıyla Tunceli'de bir tane klasman hakemi var, bir kaç da il hakemi. Tunceli'den de sorumlu MHK üyesi Galip Bitigen, geçtiğimiz günlerde bu ilimizi ziyaret etmiş. Hakemler o kadar mutlu olmuşlar ki. Hayatlarında ilk defa bir MHK üyesi illerine gelmiş. Dertleri dinlenilmiş, ihtiyaçları sorulmuş. Mektupta iki ayrıntı dikkat çekici. Galip Bitigen'in bu ile gittiği tarih: 11 Aralık 2009 Cuma. DTP'nin kapatıldığı gün. Çok sıkı güvenlik tedbirlerinin alındığı bir güne denk gelmiş. Belki de asker kökenli olduğu için Galip Hoca hiçbir şeye aldırmadan Tunceli'deki hakemleri dinlemeye gidiyor. Diğer ayrıntı ise Galip Bitigen gibi Kayserili olan Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de geçtiğimiz günlerde, yıllar sonra ilk defa Tunceli'yi ziyaret eden bir devlet büyüğümüz olmuştu. Yardımcıya yardım yok! Toplam 78 tane faal Süper Lig yardımcı hakemi (Üst klasman yardımcı hakemi) var. 81 olan kadronun 2'si asker, 1 tanesi bıraktı. Bu 78 hakemin 22'si 2 yıldır Süper Lig kadrosunda. 5 tanesi de bu yıl Süper Lig'e yükseldi. 27 yardımcı hakemin Süper Lig'de siftahı yok. Yani 51 tanesi ile lig dönüyor. MHK bu 27 hakemin psikolojisini düşünmeli. 2 yılda hiç mi aşama kaydedemediler? Bank Asya'dan hiç mi iyi not getirmediler? Bırakın gözlemci notlarını, kendiniz hiç mi takip etmiyorsunuz? Bu ülke 1 buçuk yıldır Süper Lig'e bir tane yardımcı hakem ilave edemiyorsa bir yanlışlık var demektir. Bu kadar seminer, bu kadar eğitim boşa mı? 8-10 yıldır Süper Lig'de bayrak kaldıranların hali de ortada! Ne dersiniz değerli MHK Başkanı ve üyeleri? Moralsiz hakem tehlikelidir! Arabanızın balansı bozulunca servisinize koşuyorsunuz. Neden? Belli bir sürate ulaştığınızda direksiyon titriyor, araba yolda kendi kendine geziyor diye. Ayak bileğiniz zorlanınca ağrı yapıyor, MR'a koşuyorsunuz. Neden? Acaba ne var diye? Bazı hakemlerin morallerini ben hiç iyi görmedim. Bu psikolojideki insanlar sağlıklı maç yönetemez. Çevresine, eşine, hakem arkadaşlarına zarar verir. Nasıl atletik testler yapılıyorsa, hakemler de belki bu işe hiç başlamadan ya da klasman yükselecekleri dönemlerde üniversite hastanelerinde ciddi testlerden geçirilmeli. SARVAN'I KAÇIRMAYIN! Bu akşam TGRT Haber TV'deki Başlama Vuruşu programında MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ın ağzından önemli açıklamalar olacak. Kendisine birçok soru sordum. Hepsine dobra dobra cevap verdi. Selçuk Dereli için ne dedi? Ahmet Çakar'la nasıl yarışmışlardı? Hakem tayinlerini nasıl yapıyor? En çok neye üzülüyor? Hangi hakem hataları karşısında çıldırıyor? Bütün bu soruların cevaplarını bu akşam Sarvan'ın ağzından ilk defa TGRT Haber TV'de izleyebilirsiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.