Onlarca TFF, MHK ve Tahkim Kurulu gördüm.
25 yılı aşkın bir süredir hakemlik üzerine kafa yoran ve yazan biri olarak siz değerli Tahkim Kurulunun başkan ve üyelerine bir mektup yazma ihtiyacı duydum.
Size müracaat eden hakemleri taa 3. Lig’de düdük çalmaya başladıkları dönemlerinden tanırım ve bilirim.
Gözlemcileri de hakeza...
Ne yazık ki; yakın tarihte Tahkim’e gidip netice alan hakeme pek rastlamadık.
Türk hakemliği; son 15 yılda zirve yapmıştır.
2002 Dünya Kupası’nda Benin ülkesinden hakem vardı, Türkiye’den yoktu.
Bu; o tarihlerde en çok konuşulan mevzuydu.
Daha sonra şampiyonalarda, kupalarda Türk hakemleri boy göstermeye başladılar.
Lisan bilen, iyi eğitimli, atletik testlere takılmayan bir nesil yakaladık.
Kulüplerle içli dışlı olmayan, UEFA standartlarında kararlar veren, dünyada yer edinen bir kuşak geldi.
Ve 15 yıldır hiçbirine en ufak bir leke bulaşmadı.
Cüneyt Çakırlar, Fırat Aydınuslar, Bülent Yıldırımlar, Hüseyin Göçekler, Barış Şimşekler, Halis Özkâhyalar, Mete Kalkavanlar, Ali Palabıyıklar, Abdülkadir Bitigenler, Alper Ulusoylar dünyada ve Avrupa’da çıkmadıkları stat bırakmadı.
Bugün Avrupa’nın firma hakemleri, Cüneyt Çakır’a “patron” diye hitap ederler.
Yine bazıları; UEFA Avrupa Ligi’nde en çok düdük çalan hakemler oldu.
Hiçbiri disiplin cezası almamışlardır.
UEFA ve FIFA’daki kurullar, bu çocukları isim isim tanır ve bilir.
Bu hakemlere Şenes Erzik, Levent Bıçakcı, Mahmut Özgener, Yıldırım Demirören gibi TFF başkanları başta olmak üzere, bütün eski MHK Başkan ve üyeleri kefil olurlar.
Bu yöneticilerden 8 Mart darbesini içine sindirebilen tek bir kimse yoktur. Buna mevcut TFF yönetiminin birçoğu dâhil.
Önü, arkası; hiç hesap edilmemiştir.
Kulüplerin istemediği hakem olmak; çok kıymetlidir.
İstenen hakem olmak çok tehlikelidir.
Medyadaki onlarca duayen ve akil yazar ve yorumcu açık açık bu operasyona karşı çıkmaktadır.
Cüneyt Çakır; 2022 Dünya Kupası’nda final yönetmeye en yakın adaydır.
Üç milyar insanın izleyeceği bu turnuvada Bahattin Duran ve Tarık Ongun’la ülkemizi temsil etmesine aylar kala bu açıklanan klasman vicdanlarda hiç kabul görmemiştir.
Bu hakemlere herkes şunu söyledi; “Tahkim’e gitmeyin, hiçbir netice alamazsınız!”
Ancak onlar “sizlere” ve “kendilerine” güvendiler.
Vicdanlarınızı dinlerseniz; en doğru kararı vereceğinizden hiç kimsenin şüphesi yok.
Böyle bir MHK işbaşında!
1) Talimatlar; MHK’ya bir sezonda 4 defa klasman yapma hakkı veriyor. (37. madde 4. fıkra)
- 12 Temmuz 2021’de yapılmış.
- D evre arasına kadar olan zaman diliminde yapılmamış.
- Devre arasından sonraki dilimde klasman yapılmış.
- 8 Mart’ta yapılmış.
Yani bir 5. klasman açıklama hakları yok. Açıklarlarsa hepten batarlar.
2) Klasman dışında kalanlar; (40. madde)
- 6222 sayılı Kanun’dan ceza almamışlar.
- PFDK’dan 45 ile 90 gün arası hak mahrumiyetleri yok.
- 5237 sayılı T.C. Kanunu’ndan herhangi bir hükümlülükleri yok.
- Etik Kurulunda aldıkları bir ceza da yok.
3) Talimatlar çok açık. Klasmanlarda yüzde 20 oynayabilirsiniz. (41. madde)
Yani 5-6’sı düşer, 5-6’sı çıkar. Yılbaşında 1. Lig’e aldığınız 10 hakem de talimatlara aykırı. Yüzde 47 ile talimat ihlal edilmiş.
4) Kadro belirleme kriterleri (43. madde)
Gözlemci notu, maç sayısı, atletik test sonuçları, sınav notu, ceza puanı, disiplin cezası vs...
Atletik testlerde Ramazan Keleş dışında başarısız olan yok. Bunlar da dikkate alınmamış.
5) TFF Yönetim Kurulu karar defteri; koruma altın alınmalı. 12 Temmuz klasmanları TFF sitesinden kaldırıldı. TFF’deki bütün bilgiler kopyalanmalıydı.
Elçiyezeval olmaz!
Önceki gün Ahmet Çakar ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım.
Dedi ki; “Bu diyeceklerimi bu hafta köşende lütfen yaz;
1) MHK ile ilgili anlattıklarım henüz fragman. Biraz bekleyin!
2) Başta bu kadar İstanbul hakemi olmak üzere hakemlerin ipleri çekilirken Sabri Çelik ve Muhittin Boşat’tan niye çıt çıkmıyor? Niye kulaklarının üstüne yatıyorlar? Bu hakemlerin yöneticiliklerini yapmadılar mı?