UEFA hakemliği sallanıyor!

A -
A +

Son üç Dünya Kupası’nda iki yarı finali ve iki finali Avrupalı hakemler yönetmişti.

 

Bugün UEFA hakemliğinde bir jenerasyon değişiminin sancıları var.

 

Yakın tarihte arenadan dört marka hakem çekildi.

 

1) Cüneyt Çakır

 

2) Björn Kuipers (Ülkesi dışında Avrupa’da yönetmiyor.) 

 

3) Felix Brych

 

4) Damir Skomina

 

Dünya Kupası’ndan hemen sonra UEFA’daki iki üç hakem daha bırakacak.

 

Güney Amerikalı, Kuzey Amerikalı ve Asyalı hakemler Avrupa’nın çok çok önüne geçecekler gibi gözüküyor.

Şampiyonlar Ligi’nde VAR rekorlar kırdı!

Belki de Şampiyonlar Ligi’ne VAR geldi geleli; en fazla müdahale bu hafta yaşandı.

 

Bu VAR’ın kötü olduğunu göstermez, hakemlerin yetersiz olduğunu gösteriyor. 

 

Kopenhag - M. City maçında Portekizli hakem Artur Dias, 28 dakika içinde tam üç defa VAR’a gitti.

 

Bizde olsa “İki defa gittik, bari üçüncüye gitmeyelim” derlerdi. Ya da “üçüncüye karışmayalım, çağırmayalım” derlerdi. 

 

Bu hafta Halil Umut Meler Şampiyonlar Ligi’ndeki Celtic - Leipzig maçında başarılı bir performans gösterdi.

Biz VAR’da iyiye gitmiyoruz!

Bizim ligde şu anda VAR’ı ayakta tutan Alper Ulusoy, Koray Gençerler ve Hakan Ceylan... Gerisi çok tartışılır.

 

Ve şöyle bir yanlış algının içine düştük.

  • VAR’a az gitmek; VAR’ın başarısı olarak kabul ediliyor.
    Bu bir başarı ölçüsü olamaz. İftihar edilecek bir şey de değildir.
  • VAR’a çok gidilmesi de; VAR’ın başarısızlığını asla göstermez.
    VAR’a az ya da çok gidilmesi VAR’ın kalitesini değil; “sahadaki hakemin kalitesini” bize gösterir. 

Kafama takılanlar!

1) Kayserispor-Trabzonspor maçında Ümit Öztürk’ü VAR çağırdı, gitti penaltıyı verdi. Penaltıdan önce faul vardı. VAR faulü gösteremedi. Hakem cezaya girdi, maç alamıyor.
Soru şu; Ümit Öztürk, penaltıdan önceki faulü tespit etse, penaltıyı iptal etseydi, arkasında duracak mıydınız?

 

2) Erkan Özdamar’ın Sivas-Hatay maçında kart hataları vardı. Sivas lehine vermediği bir penaltı var. Bariz bir gol şansına “devam” dedi. VAR da karışmamıştı. Şimdi bir hafta aradan sonra normal maçına çıkıyor. Tamam, hepsi kabul.
Soru şu; üç haftadır bekleyen hakemlere ne diyeceğiz?

Kılavuz doğru seçilmeli!

Giresunsporlular geçen hafta son dakikada attıkları golün ofsayt çıkmasına tepki gösterdi.

 

Teknolojiye saygı duymak zorundayız.

 

Bu pozisyona “ofsayt değil” diyen ve “kafası karışık” olan yorumcu, gol verilmiş olsaydı; bu defa da “net ofsayt” diyecekti.

 

Çünkü beslendiği tek yer var; “kaos ve güvensizlik” ortamı.

Ümraniyespor doğru yerden bakmıyor!

Ümraniyesporlular geçen hafta aleyhlerine verilen penaltıya isyan etti.

 

“VAR kalksın” çağrısında bulundular.

 

Çok yanlış yerden tepki veriyorlar.

 

Doğru tepki şu olurdu;
“Bizim maçta Emre Malok VAR’da otururken; Ali Palabıyık, Mete Kalkavan, Halil Umut Meler, Arda Kardeşler, Ümit Öztürk, Volkan Bayarslan evlerinde oturuyorlardı...”

Ali Şansalan moralini yüksek tutmalı!

Beşiktaş-Trabzonspor maçı için bendeki veriler Ali Palabıyık’ı işaret ediyordu.

 

Ali Şansalan olmaz mı? Olur. İyi maçları kadar, şanssız maçlarına da şahit olduk. 

 

Son Karagümrük-İstanbulspor maçında vücut dili iyi değildi. Moralsiz gözüktü.

 

Bunu FIFA listesine girememesine bağlayanlar da var.
İlk 10 haftanın en zor maçı, Beşiktaş-Trabzon müsabakası olacağa benziyor.

 

İki teknik adam da aşırı baskı altında.

 

Ali Şansalan bu maçtan yara almadan çıkarsa ciddi bir kredi elde etmiş olur.

 

Çünkü beslendiği tek yer var; “kaos ve güvensizlik” ortamı.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.