Bir başkadır benim memleketim

A -
A +

Eğer bir toplum otuz yıldır bir baş örtüsü, bir türban konusunu durmadan tartışıyor, tartışıyor, tartışıyor ve bir sonuca varamıyorsa, üstelik konuyu toplum katlarında bir kavgaya, hadi kavga demiyelim, bir ihtilafa dönüştürüyor da bir çözüm bulamıyorsa o toplumun aydın kesiminde psikolojik bir problem var demektir. Koca koca insanlar, iri yarı, bilim ve sanat adamları işi gücü bırakmış, milletin türbanıyla, baş örtüsüyle, ölüm kalım savaşı verir hale gelmişse vahim bir durum var demektir. Bazı açıkgözler konuyu laiklik, ilericilik, moderncilik hatta medeniyetçilik mecralarına çekerek soruna entellektüel bir süs vermekten de geri kalmıyor. *** İşi bu seviyeye getiren aydın bizim münevverimiz olamaz. Zaten "aydın" sözcüğünü "münevver karşılığı kullanmamız da doğru değil." Münevver kelimesi "Nur" kökünden gelen Osmanlıca bir sözcük, Nur, nurlanmış demektir. Osmanlıcayı bilmediğimiz için "münevver"i aydın sözcüğü ile karşılamakta bir sakınca görmemişiz.. *** Günün birinde bir baş örtüsü konusunun milleti ikiye böleceği kimin aklına gelirdi? Yıllar yılı televizyon kanallarımız, gazetelerimiz bu konuya öyle odaklandı ki, bir yabancı diplomatın "Türkiye bir türban cinnetine yakalanmıştır..." sözünde gerçeklik payını yabana atmamalıyız. *** Cinnet midir, değil midir, bu hal sosyal psikolojinin konusudur... Ama ortada normal olmayan bir manzara var. Türban meselesi ekranların ana maddesi. Düğmeye bastığımız anda karşımızda irili ufaklı (!) kadınlı erkekli sıra sıra insanların ciddi ciddi türban tartıştıklarını görürsünüz.. Sanırsınız ki, çoğu bilim adına konuşan bu zatlar biraz sonra kuvantum dünyasını veya holografik evren dönüşümünü anlatacaklar. Hayır. Konumuz türbandır... Ve bir başkadır benim memleketim..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.