Gerçeğin azıyla yetinmek

A -
A +

Rasyonalizm ve pozitivizm bir illizyondu.. Osmanlı gençlerini, batılı değerlerle, (zevklerle desek daha doğru olur.) tanıştıran bilimsel bir illizyondu.. Bu illizyon çoğu zaman gerçeğin azıyla yetinen cumhuriyet entelektüellerini de yakalamıştır. *** Öyle bir devir yaşadık ki, "izm"ler kafalarımızda cirit atmaya başladı.. Bu "izm"lerin hepsinde az da olsa bir miktar gerçek bulgular vardı.. Yukarıda da işaret ettiğim gibi, gerçeğin azıyla yetinen entelektüellerimiz -münevverlerimiz değil- kendilerini kolayca bu illüzyonlara kaptırıyorlardı.. *** Genç Türkler, Freudizm ve Darwinizm diyor; başka bir şey düşünemiyorlardı.. Bu "izm"lerin Cumhuriyet devrine taşınması da bir başka talihsizlik olmuştur.. Ve bir zaman geldi ki; aydınlarımız birer ideoloji imalatçısı oldular.. Günübirlik yaşayış, günübirlik düşünme alışkanlığı bizi tarihi ve sosyolojik tahlillerden alıkoyar hale getirdi.. *** Eğer benim genç kuşağım kuvantum fiziğini ve kuvantum fiziğinin toplumsal etkilerini öğrenmeden lise ve üniversiteyi bitiriyorlarsa, bu Schrödinger'in deyimiyle bir faciadır.. Gelin bilim tarihini, bilimsel devrimleri; teorik fizik alanındaki gelişmeleri; aklın sınırlılığını, en küçük varlık olan atom parçacıklarının altında ve nebülozların ötesinde de bir bilgi alanı olduğunu gençlerimize daha üniversite sıralarındayken öğretelim.. Aksi takdirde gelecek kuşaklar da gerçeğin azıyla yetinmek zorunda kalacaklardır..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.