Gül gibi Gül

11.05.2007 tarihinde yazarımıız Ömer Öztürkmen'in gazetemizde yayınlanan yazısını dikkat çekici bulduğumuz için tekrar yayınlıyoruz: ----------- Önümüzdeki 22 Temmuz seçimleri Cumhurbaşkanlığı için Sayın Gül'e oy verenlerle vermeyenler arasında geçecektir.. Ana tema bu olacak. Siyasi varlıkları yıllardır CHP karşıtlığı ile oluşmuş Sayın Ağar'ın Doğru Yol Partisi ile Sayın Erkan Mumcu'nun Anavatan Partisi'nin Sayın Abdullah Gül'e oy vermemiş olmaları, vermemekte direnmeleri yalnız CHP'nin emellerine hizmet etmekle kalmamış, maşerî vicdanlarda derin izler bırakmıştır.. DYP ve Anavatan partilerinin CHP ile iş birliği yapmış olmalarının sebep olduğu hayal kırıklığı, önümüzdeki seçimde Sayın Gül'ü seçimin baş aktörü haline getirmiştir.. **** Solda Sağda birleşme telaşı, birlikte çaba gösterme gayretleri de gösteriyor ki, Gül faktörü daha şimdiden AK Parti'yi güçlendirmiştir.. Seçim sandığı gündeme gelir gelmez CHP Genel Başkanı Sayın Baykal, DSP ile birleşme teklifini ortaya attı.. Öteki sol partiler de dahil hemen pazarlıklar başladı. Bir birleşme telaşı yaşandı.. DYP ve Anavatan'ın Demokrat Parti adı altında birleşmelerinin ses getireceğini, hele oy getireceğini hiç zannetmiyorum. Gül gibi siyasi hayatımıza itidal, hoşgörü ve uzlaşma kültürü getirmiş olan bir cumhurbaşkanı adayına CHP ile işbirliği yaparak engel olmaları, onlara bu birleşmeyle güç getireceği kanaatinde değilim.. 'Demokrat Parti' ismi ise daha önce de denenmişti. Hem de haklı gerekçelerle denenmişti. Ama yine de netice alınmadı.. **** Sağda ve Solda cereyan eden bu birleşme gayretleri de gösteriyor ki, artık orta çizgide tutunan tek parti haline gelmiş bir AK Parti var.. O da sağdan geldi. Ama tuttuğu yol, ekonomide gösterdiği liberal başarı, demokrasi, laik, sosyal ve hukuk devleti anlayışında gösterdiği ısrarlı tutum, AK Parti'yi 'orta çizgi'de tutunan bir parti haline getirdi.. Kim ne derse desin bu seçimler sayın Abdullah Gül'e oy verenlerle vermeyenler arasında cereyan edecek.