Kuvantum kuvantum

A -
A +

Batı dedik, batılılaşma dedik, çağdaşlaşma, uygarlaşma dedik şimdi de Avrupa Birliği diyoruz, ama 80 yıl boyunca dört kuşağımız kuvantum fiziğini, kuvantum felsefesini, özetle bilim ve sosyal hayatımızdaki etkilerini öğrenemeden gitti.. Şu son yıllara gelinceye kadar ne Milli Eğitim programlarında, ne de üniversite kürsülerinde kuvantum diye bir konu olduğunu duymuş değilim.. İlk defadır ki bu Milli Eğitim bakanımız zamanında kuvantum sözcüğünü duyuyoruz.. Dört kuşak boyunca kuvantuma bu kadar yabancı kalmamızın sebeplerini mutlaka araştırmalıyız.. *** Düşünebiliyor musunuz ki koskoca İstanbul Üniversitesi'nin Fen fakültesinde kuvantum diye bir kürsü bile yok.. Neredeyse son asrı kuvantumsuz bir cehalette geçirmiş oluyoruz.. Bu gafletin, bu tecahülün, bu vurdumduymazlığın bir sebebi vardır elbette.. Bu konuyu lütfen oturup düşünelim.. Acaba diyorum, bu kuvantumlu evrenin de sonunda insan aklını fiziksel dünyadan metafizik sıçramalara, din gerçeğine yönelttiği için mi tecahülden gelindi.. Bildiğiniz gibi bizim entellektüellerimiz (münevverlerimiz değil) ta Jön Türklerden beri bilim dünyasıyla inanç dünyasını birbirinden ayrı tutmak, hatta birbirinin karşıtı gibi görmek ve göstermek eğilimindedir. Ama ne var ki kuvantum fiziği insanı ister istemez metafizik ürpertilere, inanç dünyasına ve tek kelime ile din gerçeğine yöneltiyor.. *** Din deyince, bizde korkulu rüyalar görmeye alışık, Jön Türklerin fikir mirası ile beslenen bir azınlık var.. Malesef var.. Eğer bugün güzel yurdumuzda bir huzursuzluk, bir bölücülük, bir terör gerçeği varsa, bu hal, gençlerimize, İbni Arabi'yi, İmam-ı Rabbani'yi ve asrımızın fizik bilginleri ve düşünürleri Max Planc'ı, David Bohr'u, Heisenberg'i Schrödingeri ve Thomas Kuhn, Karl Popper'i tanımamış olmamızdandır.. İlk defadır ki yeni nesiller kuvantum fiziğine, felsefesine, edebiyatına ilgi duyuyor ve bilimsel çalışmalar yapıyor.. Yazımı bitirirken bir haksızlık yapmış olmamak için üç büyük şairimizin kuvantum hakkındaki sezgilerini anmadan geçemeyeceğim: Yahya Kemal de Necip Fazıl ve A.Hamdi Tanpınar da kuvantumu sezgileriyle yakalamışlardı.. Bir başka yazımda her üç şairimizi bu yanlarıyla anlatacağım..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.