Mâverâ gerçeği

"İnsan aklının ötesinde de bir bilgi alanı var" diyen Bernard Russel'dır.. Hıristiyanlığı reddetmiş olmakla beraber bir bakıma gayba inandığını anlatmış oluyor bu görüşleriyle büyük filozof.. Gayba inanmak ise İslâm'da imanın birkaç şartından biridir.. Neyse; insan aklının ötesinde de bir bilgi alanı olduğunu kabul eden Russel Kuvantumdan haberdar mıydı, bilmiyorum.. Kuvantum bize bilimin de yanılabileceğini anlattı.. Bilim dünyasının da yanılacağını gözle görülmeyen o minnacık atom parçacıkları öğretti bize.. Dahası var: İş dünyasındaki başarı ve başarısızlıklarımızı bile gözle görülmeyen bu haşarı parçacıkların irrasyonel, yani akıldışı davranışlarından öğrendik.. O parçacıkların, yani elektronların, proton ve nötronların varlıklarını ve akıldışı davranışlarını da insan zekası bulmadı mı diyebilirsiniz.. İnsan zekası buldu ama sebeplerini bulamadı.. *** Determinizmi bulan insan aklı indeterminizmi, yani sebep-sonuç, illiyet bağının atom altında nasıl ortadan kalktığını henüz bulmuş değil.. Işık hızında da öyle.. Sonuçların sebeplerden önce vaki olduğu durumlar var.. Bunu nasıl izah edeceksiniz.. Demek oluyor ki bu evrende sebep ve sonucun yerini bile tespit edebilmiş değiliz.. Peki o kafamızda taşıdığımız güvenilir akıl nerede kaldı? Kartezyen mantığın nerede gerçek, nerede gerçek dışı olduğunu nasıl anlayacağız.. Bir şey kendi kendisinin aynı değil artık.. Bir şey atom altında olduğu gibi aynı zamanda hem kendisi, hem de başka bir şey olabiliyor.. Nerede kaldı artık bilimin o mutlaklık iddiası.. Kuvantum en azından bu muammaya, çözüm getiriyor..