Hazırlayan: Osman Sağırlı -3-
1946-2010 arasında Filistin topraklarının nasıl gasbedildiğini gösteren harita
1946'da haritada beyaz olarak gösterilen İsrailli nüfusu, Filistinlilerin topraklarından zorla çıkarılmasıyla 1947'den itibaren gözle görülür bir şekilde artmış... 46'da azınlık olan İsrail, 2000'li yıllarda her yanı zapt etmiş...
FİLİSTİNLİ NÜFUSU NASIL ERİTİLDİ?
Osmanlı'dan sonra Kudüs'te 10 bin Yahudi, 30 bin Müslüman 3 bin kadar da Hristiyan vardı. Nüfusun yüzde 75'i Müslüman yüzde 25'i Yahudilerden oluşuyordu. Nüfus dengesi Yahudi göçleriyle değişti. 1948'de İsrail Devleti kurulduğunda Filistin'de 150 bin Müslüman'a karşı 450 bin Yahudi yaşıyordu. Bugün Yahudilerin nüfusu yüzde 85, Müslümanlarınki yüzde 15'dir. Şu an İsrail'in nüfusu 7 milyon, bunun 1.5-2 milyonu Arap, geri kalanı Yahudi.
KİM TAKAR BM'Yİ!..
Ahmet Emin Dağ, Yahudilerin adım adım Filistin topraklarına yerleştiğini, BM kararlarının hiçe sayıldığını harita üzerinde anlattı.
Vaat edilmiş topraklar konusuna açıklık getiren Araştırmacı Yazar Mehmet Emin Dağ, "Yahudi inancına göre, tahrif edilmiş Tevrat'ta, Nil ve Fırat arasında yeniden büyük bir devlet kuracakları yönünde tanrının vaadi var. Bu toprakları gösteren haritaları büyük afişlere basıp, Birinci Dünya Savaşı'nda Avrupa devletlerinin başkentlerinde duvarlara asıyorlar. Ebedi başkenti Kudüs olarak gösterilen devleti kurmak uğruna, İngiliz ordusu içinde Yahudi Katırlı Birlikleri'ni kurarak Osmanlı'ya karşı savaşıyorlar. 1948'de İsrail Devleti'ni kurup, Kudüs'ün batısını işgal ediyorlar. 1967 savaşından sonra, Kudüs'ün doğusunu da Müslümanlardan alarak ebedi başkent yapacaklarını ilan ediyorlar" diyor.
MESCİD-İ AKSA TEVHİDİN SEMBOLÜ
Mescid-i Aksa'nın tehvidin sembolü olduğuna vurgu yapan Dağ, burayı sadece İsrail'in sahiplenmesine tepki gösteriyor: Yahudiler 'Mescidi Aksa'nın bulunduğu yerde eskiden Hazreti Süleyman Mabedi vardı. Burayı yıkıp o mabedi yeniden kuracağız' diyorlar. Ancak tevhit dini devamlılık arz eder. Hazreti Peygamberin savunduğu inanç ne ise Hazreti Süleyman'ınki de oydu. Hazreti Süleyman bu mabedi bir olan Allah'a ibadet için kurduysa 'onu yıkıp yerine yenisini yapacağız' demenin haklı tarafı yok. Bugün Netenyahu'nun 3 bin yıl önce Kudüs'ü biz kurmuştuk, onun sahibi biziz diye bir argümanı var. Kudüs'ü İslam öncesi kültürden çıkarıp, Pagan kültürüne, döndürmeye kalkarsak, çok daha farklı hesaplar devreye girer."
KUDÜS'TE ÜÇLÜ PLAN DEVREDE
İsrail'in Kudüs'ün demografik, fiziki ve coğrafi yapısını değiştirmek için 3 'lü plan uyguludağına dikkat çeken Dağ, "Kudüs Yahudilerin malıdır diyebilmesi için Yahudilerin Müslümanlardan fazla olması gerekiyor. Bu yüzden Kudüs'ü işgal eder etmez Mağripliler Mahallesi'ni boşaltıyor, ağlama duvarını genişletiyor. Ruhsatsız evleri yıkıyor, Arapların Kudüs'te ikametini zorlaştımak için yedi yıl üste üste dışarıda kalanların ikametini iptal ediyor. Diyelim ki öğrencisin yurt dışında okuyorsun, mezun olup 4 yıl sonra ailenin yanına dönmek istiyorsun, seni Kudüs'e sokmuyor, 3 yıl daha dışarıda bekletiyor, sonra da ikametini temelli siliyor. Yabancı ülkede ikametin varsa, Kudüs ikametin iptal oluyor" diye konuşuyor.
IRKÇI DÜZENLEMELER
Dağ planın ikinci aşamasını şöyle anlatıyor : "Diyelim ki çifte vatandaşsın, Filistin'de yaşıyorsun, Kudüs ikametin var. Geldin bir Türk, Suriyeli, Ürdünlü veya Mısırlı ile evlendin, ikametin otomatikman iptal ediliyor. Eşinle Kudüs'e dönemezsin. Bu şekilde Kudüs'ün Arap ve Müslüman olan nüfusunu yasal görünen yollarla tasfiye ediyor. Müslümanların boşalttığı evlere Yahudi göçmenleri yerleştiriyor. Fas Yahudisi olan Ariel Şaron'un bile Kudüs'te evi var. Müslümanları fakirleştirmek için vergiyi iki katına çıkarıyor. Kudüs'e dışarıdan baktığınızda 'burası Müslüman beldesi' diye bağırıyor. Bu imajı silmek için Mescid-i Aksa'yı yıkmak istiyorlar. Camiler tadilatla pub veya gece kulübüne çeviriyorlar. Camiyi içkili lokanta yapmışlar, mihrabı duruyor."
YAHUDİLER KUDÜS'Ü YAKIYOR
"Kudüs 1967 yılında Yahudilerce tamamen işgal ediliyor, 1969'da yakılıyor. 1977'de Mescid-i Aksa altında tünel kazıları başlıyor. 1982'de Araplara ait evlerin yıkımına başlanıyor. 1994'de 'Kudüs'ü 2020'de başkent yapma projesi' belediye meclisince onaylanıyor. 1998'de Büyük Kudüs Projesi devreye giriyor, Batı Şeria'daki Yahudi köyleri Kudüs'ün sınırları içine alınıyor. 1999'da Yahudi Müslüman ortak kullanımı teklif ediliyor, ve kabul ediliyor. Şu an Yahudiler Mescidi Aksa'nın Harem-i Şerif bölümüne girerek ibadet yapabiliyor. Müslümanlar da aynı yerde namaz kılabiliyor, ancak 50 yaş sınırlaması var. 2000 yılında Şaron'un Mescidi Aksa'ya sembolik bir ziyareti oluyor ve İsrail Kudüs'ü ebedi başkenti ilan ediyor. "
BÜYÜK İNTİFADA'DA 6 BİN ÖLÜ
"Bundan sonra Filistinlilerin büyük intifadası başlıyor ve Kudüs'te 6 bin Filistinli İsrail askerlerince katlediliyor. 100 bin'den fazla Filistinli yaralanıyor. Milyonlarca dolar maddi hasar meydana geliyor. 2006 yılında Mağripliler Kapısı'nda yıkımlar başlıyor, 2008'de Mescidi Aksa çevresindeki Müslüman mahalleleri
boşaltılıyor. Böylece Kudüs'teki coğrafi değişim tamamlanıyor. 1948'de, Kudüs'ün 44 kilometrekaresi Yahudilerindi. 2 binli yıllarda 125 kilometrekaresi Yahudilerin oldu. Yahudiler şimdi Mescidi Aksa'nın altındaki tünelleri kazarak havra yapıyorlar. Kudüs'teki Yahudi nüfusu 1948'de yüzde 10'ken 2 binli yıllarda yüzde 70'lere çıkıyor. Bugün Kudüs'ün yüzde 85'i Yahudi, yüzde 15'i Müslüman. "
AYIRIM VE AĞLAMA DUVARI
"Batı Şeria, Gazze ve Kudüs'te Müslüman mahallelerini dışarıda bırakmak için ayırım duvarı örüyorlar. İsrail'in hedefi Mescidi Aksa ve çevresini Müslümanlardan tamamen arındırmak. Mağripler Kapısı'nı yıkıp, ağlama duvarını buraya kadar uzatmayı hedefliyorlar. Yahudileri yerleştirerek Mescidi Aksa bölgesini, kontrol altına almak istiyorlar. Müslümanların Mescidi Aksa'ya girmelerine tamamen engel olmak için nöbetçi kulübeleri kuruyorlar. Mescidi Aksa'nın büyük bölümünü oluşturan Haremi Şerif'i bölge bölge kapatıp kendilerine alacaklar. Nihayetinde Mescidi Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi'ni inşa edecekler. Şu an Mağripler Kapısı'na doğru ilerliyorlar. Kazı devam ediyor, burayı da tamamen ele geçirdiklerinde, yeni mabet için gerekli alan açılmış olacak."
KATLİAMLARI DÜNYA GÖRÜYOR
Özellikle 2 binli yıllarda Mescidi Aksa intifadasıyla Filistin direnişinin dünyada sempati kazandığına dikkat çeken Dağ, "İsrail'in eskiden yaptığı haksızlıklar dünya kamu oyuna yansımadığı için kolektif bilinç yoktu. Ama şimdi bütün dünya kameraların önünde yapılan katliamları gördüğü için İsrail'e küresel bir tepki var. Böyle olunca 2 binli yıllarda rüzgar İsrail'in aleyhine esmeye başladı. Ama öyle bir şey oldu ki, Müslümanlar çok haklı bir pozisyondan çok zor bir duruma düştü. 2004 yılında Yaser Arafat ile Şeyh Ahmet Yasin'e suikast düzenlendi ikisi de şehit edildi. 2006'da HAMAS seçimleri kazanınca içeride çekişme başladı. Bu İsrail'in içerideki işbirlikçilerle sergilediği ayak oyunuydu. HAMAS bu iş birliğini kanıtlayan delilleri Gazze Operasyonu'nda buldu" şeklinde konuşuyor.
SİLAHLAR BİRBİRİNE ÇEVRİLDİ
Dağ sonrasını şöyle özetliyor: "İsrail'e dönük Filistin silahları aniden birbirine çevrildi. Filistinliler birbirlerini vurmaya başlayınca, dünyanın sempatisi de kalmadı. İslam ülkeleri ve Arap alemi 'ya ne oluyoruz?' demeye başladı. İsrail bu sayede Filistin'e oluşan sempatiyi ortadan kaldırdı, dünyada demokrasi mücadelesi veren ülke imajını yaymaya başladı. Filistinliyi Filistinliye kırdırarak savaşın diğer cephelerinde de amacına ulaştı. HAMAS yönetimini batıya bir tehlike olarak kabul ettirdi. HAMAS'a ambargo uygulatarak Filistin direnişini zayıflattı. Şimdi halkın insani ihtiyaçlarını bile vermiyor. Bütün dünya Filistin davasını desteklemek yerine ambargoya başladı. Böyle bir süreçte İsrail diğer politikalarını da çok rahat şekilde uyguluma imkânı buldu."
EKONOMİK GÜÇ YAHUDİLERDE
"Dünyada 15 milyon Yahudi, 9 milyon Filistinli var. Yahudiler ekonomik olarak da çok güçlü. Azınlık psikolojisi ağır bastığı için bulundukları ülkelerde hep ekonomiyle ilgilenmişler. Ezilmemek için güçlü olmak gerektiğine inanıp, hep para getirecek sektörlerde çalışmışlar. Değerli taş, imalat ve bir çok zanaat onların elinde olmuş. Yahudiler gittikleri her ülkede parayla oynamışlar, tefecilik yapmışlar ve güçlü lobiler kurmuşlar."
> DEVAMI YARIN