KUŞAKLARIN ENTEGRASYONU

A -
A +
Kuşaklar arası çatışma, her dönemin problemidir. Nesiller, X, Y, Z olarak sınıflandırılıyor artık. Çatışma  da geçiş dönemlerinde ortaya çıkıyor.
Sessiz nesil vardı 1940 öncesi doğanlar. Geleneksel, otoriteye saygılı, ilişkilere önem veren, teknoloji ile arası pek iyi olmayan, kendi işlerini kendileri görmeye çalışan ve  şimdilerde hatıralarıyla yaşayan, ununu elemiş eleği asmış nesildir.
X Nesli  1963-1978 arasında doğan, (aslında sessiz nesil ile X nesli arasında savaş sonrası doğan baby boomer olarak adlandırılan 1945-1962 arası doğanları da bu nesle katabiliriz) ve bugün iş, siyaset, ticaret, akademia da hakim nesildir.
Gözlerini dünyaya açtıklarında transistörlü radyo, merdaneli çamaşır makinesini gördüler. Sokakta buz satan buzculardan aldıkları buz ile soğuttular sularını. Buzdolabı çok sonraları girdi evlerine. Daktilo ile yazdılar yazılarını. Çocuklukları sokakta geçti. Birdirbir, çelik çomak, elim sende oyunları ile büyüdüler. Çoğu zaman oyuncaklarını kendileri yaptı. Telden araba, tahtadan bisiklet vs...
Bütün dönüşümler bu neslin zamanında gerçekleşti. Hesap cetvelinden hesap makinesine, T-cetvelinden AutoCad’a, saatlerce süren telefon sırası beklemeden, cep telefonuna, kasetçalardan, walkmandan, ipod’a, bütün teknolojik ve dijital dönüşüm bu neslin zamanında oldu. Çoğu zaman bu dönüşüm onların başını döndürdü fakat sonunda onlarla barıştılar, teknoloji ile yaşamayı başardılar.
Bu nesil, bir önceki “sessiz nesil”e saygıda kusur etmeyen, onların tecrübesinden faydalanan, işlerini doğru yapmaya ve doğru işi yapmaya çalışan, doğrusu biraz da arada kalmışlığın etkisi ile ezik bir nesildir.
Y Nesli 1979-1999 yılları arasında doğan nesildir.
Bağımsızlığına aşırı derecede düşkün, birey olmanın keyfini(!) sonuna kadar çıkarmaya eğilimlidirler.
Mesai kavramına pek inanmazlar, çünkü sonuç odaklıdırlar. Bir işin yapılmasıdır önemli olan onlar için. Dolayısı ile aslında iş yerine de ihtiyaç yoktur. Bulunduğu her yerde işini yapabileceği kanaati hakimdir. Bunlara göre, Üniversite kampüslerine ihtiyaç yoktur, binalar olmadan da yükseköğretim olur. Bu sebepledir ki bugünlerde, kampüssüz üniversite tartışılmaktadır. Bugün en büyüğü 36, en küçüğü 16 yaşında olan bu grup, kendi konuşma tarzını, giyim tarzını, sohbet tarzını oluşturmuş, “kanka” grubudur.
Saatlerce okumak yerine bir cümlelik mesajlarla yetinen, aylarca, yıllarca pişmek yerine bir anda en zengin iş adamı, en başarılı akademisyen, en tanınır sanatçı olmayı arzu eden, bu beklentisini de karşılayamadığı için daldan dala savrulup çok  iş değiştiren ve kural tanımayan bir nesildir.  Onların bu halleri, ilişkilerine de yansır. Aniden aşık olur, yıldırım nikahı ile evlenir ve 3-5 ay sonra ayrılır “seviyeli birliktelik(!)” yaşamaya başlarlar.
Bu nesil şiir ezberlemez, edebiyatı sevmez, toplantılardan, istişareden, dinlemekten hoşlanmaz. Birileri ile konuşurken muhatabın yüzüne bakmaz, göz göze gelmez. Zira onun kendi kafasında kurguları vardır.
Hakkını vermek lazım, bir önceki nesillere saygıda kusur etmezler, çünkü pek birliktelikleri olmaz...
Ancak bu nesil; dünyayı tanıyan, en az bir yabancı dil konuşan, zeki, kıvrak, enerjik bir nesildir.
Şimdi gelelim Z nesline,
2000’den bu yana doğan neslimizdir. Çoğumuzun torunu ve çocuklarıdır. Denilebilir ki, en şanssız nesil.
Hemen hiç biri birdir bir, saklambaç, beş taş oyunu oynamadı.
Kırsalda da doğsa, kentte de doğsa, ağladığında babasının cep telefonunun melodisi ile susturuldu. Yemek yemediğinde önüne bir İpad kondu. Bir çizgi film açıldı. Kendisi trans halinde iken ağzına maması boca edildi.
Biraz büyüdüğü zaman kendisin de bir akıllı telefonu ya da tableti oldu. Bir anda hem telefonla konuşup hem mesaj ya da resim, video paylaşabilen bir beceriye sahiptirler. Çok meraklı oldukları konu ise “an’ı” paylaşmaktır...
Dikkat!...
Geleceğimiz, umudumuz ve nüfusumuzun yarısından fazlasını oluşturan Y ve Z nesli’ni iyi donatamazsak, kanalize edemezsek sıkıntı olabilir.
Her iki nesil de çok zekidir.
Sahip oldukları zekâyı “Medeniyet tasavvuru” ile birleştirmek gibi bir mecburiyetimiz de vardır.
Vesselam...
 
 
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.