2016 senesi de geride kaldı...

A -
A +
Bilindiği gibi, evvelki gün  [Cumartesi] itibâriyle mîlâdî bir sene daha bitmiş oldu. Şu bir gerçek ki; geçen zamanı geri getirmeye, hiçbir kimsenin gücü yetmez.
 
Cenâb-ı Hakk’ın, bizlere olan en önemli lütuflarından birisi “zaman=vakit” nimetidir. Şüphe yok ki, günümüz şartlarında takrîbî 60-70-80 senelik bir insan ömrü içerisinde [Türkiye’de yaş ortalaması 74 civârında], 1 sene çok mühim bir zaman dilimidir. Çünkü bir “Gün”: 24 sâat, 1.440 dakîka, 86.400 sâniye’dir. Bir mîlâdî yılın kaç saat, kaç dakika, kaç saniye ettiğini bulmak için, bu rakamları 365’le çarpmak lâzım. Ama sizi rakamlara boğmayalım; sâdece şu kadarını söyleyelim ki bir yıl: 4 mevsim, 12 ay, 52 hafta, 365 gün ve 8.760 sâat [yanî 525.600 dakîka]dır.
Burada konuyla ilgili birkaç hadîs-i şerîf zikredebiliriz. Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “İki [büyük] nimet vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanır. Bunlar: Sağlık ve boş vakittir.” [Tirmizî]
Yine bir hadîs-i şerîfte: “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır” buyurulmuştur.
Kezâ Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yarın yaparım diyenler helâk oldular" buyurmaktadır.
Akıp giden zaman içerisinde, bize emânet edilen ömrümüzü tamamlamaktayız. Her insan, kendisine takdîr edilen ömrü, İlâhî irâde istikâmetinde geçirmekle mükelleftir. Onun için Sevgili Peygamberimiz: “Akıllı kimse [akıllı Müslüman], kendisini hesaba çekip ölümden sonrası için hazırlık yapan kişidir” buyurmuştur.
Unutmayalım ki, zaman en büyük sermayedir. Dünya ve âhiret saadetini kazanmak, bu sınırlı zamanı iyi kullanmaya bağlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz; “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz”  buyurmuştur.
Yine Sevgili Peygamberimiz: “Ameller, sonlarına göre değerlendirilir” buyurmuştur. Bir hukuk âbidesi olan “Mecelle”de de; “Hüküm sona göre verilir” kâidesi yazılıdır. Zamanın önemini belirtmek için Atalarımız; “Vakit nakittir” demişlerdir.
En büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh) “Vakitleri çok kıymetli ganîmet bilmelidir” buyurmuştur. Onun oğlu, yine büyük âlim ve velî Muhammed Ma'sûm Fârûkî (rahmetullahi aleyh) de “Vakit keskin bir kılıç gibidir. Kıymetli ve şerefli şeylere sarf etmek gerekir” buyurmuştur.
Geçmiş günlerimize yönelik bir muhasebe ve murâkabe yaparak yeni yıla girmeliyiz. İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh), “bir Müslümân, her akşam yatağına girince, o günün muhâsebesini yapmalıdır” buyuruyor. Esnâf, dükkânlarında her akşam kasayı kapatırken bunu yapmaktadırlar.
Bizler de, kendi adımıza, âilemiz, milletimiz, Müslümânlık ve insanlık uğruna ne gibi güzellikler, hayırlar, faydalı işler, fedakârlıklar yaptığımıza bir bakmalıyız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.