Beş vakit namaz farzdır

A -
A +

İslâm'ın beş temel şartından, esâsından ikincisi olan, îmândan sonra en mühim farîza olarak beyân edilen namaz, günün belli zaman dilimleri içerisinde yerine getirilmesi gereken bir farzdır. Namazların, vakitlerinden önce kılınmaları câiz olmadığı gibi, vakitlerinden sonraya bırakılmaları da câiz değildir... Kur'ân-ı Kerîm'de, birkaç âyet-i kerîmede, namaz vakitlerine mücmel olarak işâret buyurulmuştur: el-Bakara, 238; Hûd, 114; el-İsrâ, 78; Rûm, 17-18; Kâf, 39-40; el-İnsân, 25-26'da olduğu gibi. Bu âyet-i kerîmeler, Sevgili Peygamberimizin hem kavlî hadîs-i şerîfleri, hem de fiilî tatbîkâtıyla, uygulamalarıyla beyân edilmiş, açıklanmıştır. O, "Benim namaz kıldığımı gördüğünüz şekilde namaz kılınız" buyurmuştur... ÂYETİ DOĞRU ANLAYABİLMEK Tefsîr usûlünden bahseden bütün kitaplarda belirtildiği üzere [aslında hadîs ve fıkha dâir bütün metodoloji kitaplarında da böyledir], bir âyet-i kerîmenin doğru olarak anlaşılabilmesi için, onu açıklayan başka bir âyet var mı, yok mu? Önce buna bakılır. İkinci merhalede, âyetin tefsîri için sünnete başvurulur. Sünnet Allah'ın kitâbının beyânıdır. Sünnet, Kur'ân'ı şerh ve îzâh eder. Zîrâ Allahü teâlâ, Resûlüne "teblîğ", "tatbîk", "tebyîn=beyân", "ta'lîm" ve "tezkiye" vazîfeleri vermiştir: "İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'ân'ı indirdik." [Nahil, 44] Ayrıca Kur'ân-ı Kerîm'de, Resûlullahın (sallallahu aleyhi ve sellem) vereceği hükümlerin, Allah tarafından kendisine bildirildiği de ifâde ediliyor. "Allah'ın sana gösterdiği şekilde, insanlar arasında hükmedesin diye, sana Kitab'ı hak ile indirdik; hâinlerden taraf olma." [Nisa, 105] Âyetin açıklaması, diğer âyetlerde ve hadîslerde bulunamazsa, o takdîrde, Kur'ân-ı Kerîm'in nüzûlüne şâhid olan Sahâbe-i güzînin îzâh ve tefsîrine başvurulur. Ma'lûm olduğu üzere, onlar ilim, amel ve anlayış bakımından bu ümmetin en önde gelenleridirler. Konunun açıklaması, Sahâbe-i kirâmın sözlerinde de bulunamazsa, o zaman Mücâhid İbn Cebr, Saîd İbn Cübeyr, İkrime, Atâ İbn Ebî Rebâh, el-Hasanü'l-Basrî, Mesrûk İbnü'l-Ecda, Saîd İbnü'l-Müseyyeb gibi tâbiînin büyüklerinin söylediklerine mürâcaat edilir. Tabîî ki bunları yapacak olanlar, bu işin ehli olan âlimlerdir... NİSÂ SÛRESİNİN 103. ÂYETİ Yüce Allah, îmândan sonra en mühim farîza olan namaz hakkında: "Şüphesiz namaz, mü'minlere vakitli olarak farz kılınmıştır" (Nisâ, 103) buyurmuştur. Binâenaleyh vakit, namazın en önemli şartlarından birisidir. Hattâ hem şartı, hem de sebebidir. Hanbelî mezhebi âlimlerinden Ebu'l-Ferec Abdurrahmân İbnü'l-Cevzî [v. 597 / 1201], "Zâdu'l-Mesîr fî İlmi't-Tefsîr" adlı eserinde, Nisâ sûresinin 103. âyet-i kerîmesiyle ilgili olarak: "Kitâben", "farzan" demektir. "Mevkût" hakkında da 2 kavil vardır: 1.'si "mefrûz=farz kılınmış" manasıdır ki, bunu İbn-i Abbâs, Mücâhid, Süddî ve İbn-i Zeyd ifâde etmişlerdir. 2.'si ise, "belli vakitlerle vakitlenmiş [belli vakitlerde farz kılınmış]" anlamıdır; bu da İbn-i Mes'ûd, Katâde, Zeyd bin Eslem ve İbn-i Kuteybe'nin kavilleridir. Şâfiî mezhebi âlimlerinden İmâm Allâme Fahruddîn er-Râzî [v. 606/1209], "Mefâtîhu'l-Gayb (veya et-Tefsîru'l-Kebîr)" isimli 32 cildlik tefsîrinde: "Bil ki, Allahü teâlâ, bu âyette, namazın vücûbunun [ya'nî farziyyetinin] husûsî vakitlerle mukadder olduğunu beyân etmiş, burada vakitleri icmâlen zikretmiş, onları diğer âyetlerde açıklamıştır. Onlar 5 âyettir: el-Bakara, 238; el-İsrâ,78; er-Rûm, 17; Hûd, 114; Tâhâ, 130. Tâhâ 130'daki, "Kable tulûı'ş-şemsi ve kable ğurûbihâ = güneşin doğmasından ve batmasından önce" lafızları "sabâh" ve "ikindi"ye işârettir. Hûd 114'deki, "Tarafeyi'n-nehâr=Günün iki tarafında" lafızları da böyledir [Ya'nî burada da sabâh ve ikindi namazları kasdolunmaktadır.] Yine Hûd 114'deki "ve min ânâi'l-leyl" lafızları da "akşam" ve "yatsı"ya işârettir. Bu da "zülefen mine'l-leyl" gibidir [Yanî burada da akşam ve yatsı namazları kasdolunmaktadır.] Bunlar [el-Bakara, 238; el-İsrâ,78; er-Rûm, 17; Hûd, 114; Tâhâ, 130], beş namazın beş vaktine delâlet eden âyetler mecmûasıdır. [İnşâallah, yarınki makâlemizde de, bu konuya devâm edelim.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.