İmâm-ı Rabbânî'yi münâfıklar sevmez

A -
A +
"Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, İmâm-ı Rabbânî'yi sevenler, mümin ve müttekî olanlardır. Sevmeyenler de, münâfık ve şakîlerdir..."
 
Dünkü makâlemizde, bir nebze İmâm-ı Rabbânî hazretlerinden ve biyografisi hakkında bilgi veren bazı kaynaklardan bahsetmiştik. Bugün, inşâallah, konuyla ilgili birkaç cümle daha yazmak istiyoruz.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, ömrünün sonuna doğru, mezhebsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selîm Şâh tarafından Guvalyar Kalesi'ne hapsedildi; [1029]'da çıkarıldı. Bin rupye ihsân olunup, iki sene dahâ askerde kaldı.
Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî'nin torunu olan, Gulâm Muhammed Ma’sûmun talebesi, hâce Muhammed Fadlullah (kaddesallahü esrârehüm), yazmış olduğu, Hindistân'da basılan Fârisî "Umdetül-makâmât" kitâbında, İmâm-ı Rabbânî'nin, üstâdlarının ve talebesinin hayâtlarını uzun bildirmektedir.
Şâh-ı Dehlevî Gulâm Alî Abdullah (kuddise sirruh), talebesinin büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'ye (kuddise sirruh) gönderdikleri bir mektupta, Mevlânâ'nın derece ve fazîletlerini uzun uzun anlattıktan sonra, İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruh) hakkında şöyle buyuruyor:
"Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, İmâm-ı Rabbânî'yi sevenler, mümin ve müttekî olanlardır. Sevmeyenler de, münâfık ve şakîlerdir. İslâm memleketleri Hazret-i Müceddid'in feyz ve nûrları ile doldu. Bütün Müslümânlara, Hazret-i Müceddid'in (rahmetullahi aleyh) nimetlerine şükür ve hamd etmeleri vâcib oldu."
Başka bir mektubunda da, "İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermiştir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmıştır" demiştir.
İmâm-ı Rabbânî'nin "Mektûbât" kitâbı, üç cild olup, 536 mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir. Resûlullah Efendimizin güzel ahlâkı ile kelâm ve fıkıh bilgilerini açıklıyan bir deryâdır...
Fârisî aslı Hindistân'da ve Afganistân'da basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pâkistân'da basılmış olan baskısı pek nefîstir. Bu Fârisî baskının, ofset baskısı 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbul'da Hakîkat Kitâbevi tarafından gâyet nefîs olarak bastırılmıştır.
"Mektûbât"ın tamâmı [Fârisî olarak] 1977'de İstanbul'da bastırılmıştır. Ayrıca, "Mektûbât"ın Fârisî aslı ve Arabî tercümesi kısaltılarak "Müntehabât" ismi ile, İstanbul'da ayrı ayrı bastırılmıştır.
Evliyânın en büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin hocası büyük âlim Abdullah-ı Dehlevî hazretleri; “Üç kitabın eşi yoktur. Bunlar, Kur’ân-ı kerîm, Buhârîy-i şerîf ve Mesnevî’dir" buyurmuştur. Yâni evliyâlık yolunun kemâlâtını bildiren kitapların en üstünü Mesnevî’dir.
Fakat Dârul-Fünûn müderrislerinden [Eski İstanbul Üniversitesi profesörlerinden] Seyyid Abdülhakîm Efendi buyurmuştur ki: "Evliyâlık ve nübüvvet yolunun kemâlâtını bildiren kitapların en üstünü, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât kitâbıdır."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.