İstanbul fâtihinin bazı vasıfları

A -
A +

30 Mart 1431’de doğan, 03 Mayıs 1481’de de vefât eden 7. Osmânlı pâdişâhı Fâtih’in, birinci defa tahta cülûsu, 1444 senesinde; II. cülûsu ise, 18 Şubat 1451’de olup Osmânlı tahtında 31 sene kaldığı kaynaklarda yazılıdır.

 

Toplam 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dükalık olmak üzere, 17 devlet fetheden, büyük bir askerî dehâya sâhip olan Fâtih Sultân Mehmed Hân, 1481’de 300.000 kişilik çok kudretli ve büyük ordusuyla yeni bir zafer yolunda iken, 3 Mayıs 1481 günü Gebze’de vefât etmiştir. Cenâzesi İstanbûl’a getirilip 22 Mayıs 1481 günü, Fâtih Câmii bahçesindeki kabrine tevdî edilmiştir.

 

Bazı rivâyetlere göre, Venediklilerin ısrârıyla, Fâtih’in özel doktoru, Yâkub Paşa isminde bir Yahûdî tarafından zehirlendi. Fâtih’in naaşı İstanbul’a nakledilerek, Muhyiddîn Şeyh Vefâ hazretleri tarafından kıldırılan cenâze namazından sonra, İstanbul’da yaptırdığı Fâtih Câmiinin bahçesine defnedildi. Daha sonra üzerine türbe inşâ edildi. [Onun vefâtı ile Hıristiyânlık dünyâsı bayram yapıp kiliselerinde 3 gün çan çalmışlardır.]

 

Bilindiği gibi, sâdece Türk ve İslâm târihinde değil, bütün dünyâ târihinde çok önemli bir hâdise olan, bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılışına başlangıç kabûl edilen “İstanbûl’un Fethi” hâdisesi, 29 Mayıs’ta tahakkuk etmiştir.

 

Mayıs ayına, “Fetih ve Fâtih Ayı” dense lâyıktır. Zîrâ Fâtih Sultân Mehmed Hân’ın vefâtı 3 Mayıs’ta, naaşının İstanbûl’a getirilmesi 22 Mayıs’ta“İstanbûl’un Fethi” de 29 Mayıs’ta vukû bulmuştur. Bu sene, 29 Mayıs 2023 Pazartesi günü, fethin 570. sene-i devriyesi (yıl dönümü) idi. Bir müddetten beri, 29 Mayıs günlerinde, büyük bir sevinç ve çoşku ile İstanbul’un fethinin sene-i devriyeleri kutlanmaktadır.

 

Herkesce malûm olduğu üzere, Sevgili Peygamberimizin; “Kostantîniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Bu fethi yapacak olan hükümdâr (kumandân) ne güzel hükümdâr ve ordu da ne güzel (ne mükemmel) ordudur” meâlindeki hadîs-i şerîfinde geçen müjdeye, Fâtih Sultân Mehmed Hân ve muazzam ordusu lâyık olmuştur.

 

Cenâb-ı Hakk’ın bir ihsânı olarak, Osmânlı pâdişâhlarının yedincisi ve İstanbul’un fâtihi olan Fâtih Sultân Mehmed’in, yukarıda mezkûr hadîs-i şerîfteki müjdeye lâyık kumandân olduğu âşikârdır.

 

Dünyânın en güzel şehirlerinin başlarında gelen İstanbul’umuzu, biz torunlarına mîrâs bırakan Fâtih hakkında, Şark’ta ve Garp’ta çok şeyler söylenmiş, asırlar boyu onun her cephesi hakkında pekçok şey yazılmış ve çizilmiştir.

 

Sultân Fâtih’in ve ordusunun gerçekleştirdiği İstanbul’un fethi hâdisesi, Türk ve İslâm târihinin en müstesnâ olayı sayılarak, ona “Feth-i Mübîn” denilmiştir.  Gerçekten İstanbul’un fethi, sadece Türkler ve Müslümânlar nezdinde değil, bütün insanlık nazarında, cihân târihi bakımından da çok önemlidir. Bu hâdise, dünyâ tarihinde en önemli dönüm noktalarından biri kabûl edilmiş; bundan dolayı “Orta Çağ”ın kapanıp “Yeni Çağ”ın başlamasına bir vesîle sayılmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Murâd 5 Haziran 2023 17:33

Duyarak bakışan gözler görüyor/Fâtih Topkapıdan şehre giriyor.