Kadere iman ne demektir?

A -
A +

"Kazâ ve kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakın meleklere ve dîn sâhibi olan Peygamberlerine (aleyhimüsselâm) bile açmadı..."

Büyük İslâm âlimlerinden İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh) buyuruyor ki:
"Îmân etmek, bütün insanlara lâzımdır. Îmân edenlerin farzları yapıp harâmlardan kaçınmaları lâzımdır. Îmân etmek için Kelime-i şehâdet söylemek ve bunların mânâsını Ehl-i Sünnet âlimlerinin bildirdikleri şekilde öğrenip, inanmak lâzımdır."

Müslümân olmayan bir kimse, "Kelîme-i tevhîd"i söyleyip mânâsına kısaca inanınca, o anda "Müslümân" olur. Fakat her Müslümân gibi, onun da imkân bulunca, "Âmentü" esâslarını ezberlemesi ve mânâsını iyice öğrenmesi lâzımdır. (Dâmâd Abdurrahmân Efendi, Mecmau'l-Enhür)

"Âmentü" [İslâm dîninde inanılması lâzım olan altı temel esâs] içerisinde, "ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellahi teâlâ" cümlesi de vardır.

 Bu, "... kaderin, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna îmân ettim..." demektir.

"Âmentü"de bildirilen altı şeyin mânâlarını bilip beğenerek kabul eden kimseye "mü'min" denir. (Kemahlı Hacı Feyzullah Efendi)

"Hayır": "İyilik; dînin ve aklın beğendiği, güzel ve faydalı gördüğü şey"; "Şer" de: "Kötülük; dînin ve aklın zararlı gördüğü şey"dir.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede (meâlen) buyurdu ki:
"Kim zerre kadar/miktârı bir hayır (iyilik) işlerse, onun mükâfâtını (karşılığını) görecektir. Kim de zerre kadar/miktârı şer (bir kötülük) işlerse, onun cezâsını/karşılığını görecektir." (Zilzâl sûresi: 7-8)

Büyük hadîs âlimlerinden İmâm-ı Begavî buyuruyor ki:
"Kazâ ve kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakın meleklere ve dîn sâhibi olan Peygamberlerine (yani Resûllerine aleyhimüsselâm) bile açmadı..."

Peygamber Efendimiz, Eshâbı (arkadaşları) ile otururken, Cebrâîl aleyhisselâmın insan sûretinde gelip İslâm'ı, îmânı ve ihsânı sorduğunda Resûlullah Efendimizin verdiği cevabları bildiren hadîs-i şerîfe, "Cibrîl Hadîsi" denilir.

Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullah Efendimize, "Yâ Resûlallah! Bana İslâmiyeti/Müslümânlığı anlat" dedi.

Resûl-i Ekrem buyurdu ki: "İslâm'ın şartları; kelime-i şehâdet getirmek, vakti gelince namaz kılmak, malının zekâtını vermek, Ramazân-ı şerîf ayında her gün oruç tutmak ve gücü yetenin, ömründe bir kerre haccetmesidir."
Îmânın şartlarını sorduğunda ise; "Allahü teâlâya, O'nun meleklerine, indirdiği kitablarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmak; kadere, hayır ve şerrin Allahü teâlâdan olduğuna inanmaktır" buyurdu.

"İhsân nedir?" diye sorduğunda da, "Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet etmendir. Sen O'nu görmüyorsan da, O seni görüyor" buyurdu. (Müslim)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.