Muhammed aleyhisselâma iman etmek...

A -
A +

Allahü teâlâ, dünyâya gönderdiği ilk insanı [yanî Hazret-i Âdem'i], aynı zamanda ilk Peygamber kılmış, ondan sonra, kullarına râzı olduğu ve beğendiği yolu göstermek için, çeşitli mekânlardaki, çeşitli kavimlere, zaman zaman "Peygamber"ler göndermiştir. Hadd-i zâtında, Allahü teâlânın, Peygamberler ve kitaplar göndermesi, bu sûretle, bütün insanlara, dünyâ ve âhirette huzûr ve saâdet içerisinde yaşamanın yollarını göstermesi, en büyük ni'metidir. Yüce Allah, insanlara, kendileri için en doğru olan yaşayış tarzını bildirmiştir. İnsanların dünyâ ve âhirette işlerinin düzgün ve faydalı olması için ve onları yanlış, zararlı işlerden koruyup selâmete, hidâyete, râhata ve saâdete kavuşturmak için, bu Peygamberlerle, "dîn" gönderilmiştir. İSLÂMIN BİRİNCİ ŞARTI Âmentü esâslarından dördüncüsü, "Peygamberlere İnanmak"tır. Bilindiği gibi, dînde inanılacak altı şeyden [yani Âmentü esâslarından, îmânın altı şartından] dördüncüsü, Allahü teâlânın "Peygamber"lerine inanmaktır. Peygamberlere îmân etmek, aralarında peygamberlik bakımından hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sâdık, doğru sözlü olduğuna inanmak demektir. Peygamberler, insanları, Cenâb-ı Hakk'ın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için gönderilmişlerdir. Dünyâdaki bütün insanlara çok acıyan Rabbimiz, iyi, güzel ve faydalı şeyleri yaratıp, dostunu-düşmânını ayırmadan, herkese gönderiyor. Bu cümleden olarak, Peygamberleri vâsıtasıyla, beşeriyete saâdet yollarını göstermiş, iyi-kötü, güzel-çirkin her şeyi onlara öğretmiştir. Dolayısıyla Allah'ın bize öğrettiği edep ve ahlâk, değişmeyen en güzel ve en doğru ahlâktır... Bu vesîle ile belirtelim ki, İslâmın beş şartından birincisi [ya'nî İslâmın birinci şartı], "Kelime-i şehâdet"tir. Yani Allahü teâlâya ve Peygamberine (aleyhisselâm) îmândır. Yani onları sevmek ve sözlerini beğenip kabûl etmektir. İki cihân saâdetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhıretin Efendisi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya bağlıdır. Ona tâbi olmak için de, îmân etmek ve onun getirdiği ahkâm-ı İslâmiyyeyi öğrenmek ve yapmak lâzımdır. Yine Muhammed aleyhisselâm'a tâm ve kusûrsuz tâbi olabilmek için, onu tâm ve kusûrsuz sevmek lâzımdır. Hâtırlarda olduğu gibi, Fransız dergilerinden "Le Point", 1980 yılını "Hazret-i Muhammed Yılı" olarak ilân etmişti. Dergi, bu seçimine sebeb olarak, "Hazret-i Muhammed'in, yedinci yüzyılda yaşamış olmasına rağmen, dünyâdaki tesîrini, her geçen gün büyüyerek sürdürmesini" göstermiştir... İslâm âlimlerinin buyurdukları gibi, saâdetlerin başı, Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı tanımak, sevmek, O'na îmân etmek, tâbi ve teslîm olmaktır. Aslında kâinâtın Efendisi Muhammed aleyhisselâmı, lâyıkı vechile, doğru bir şekilde beşeriyete tanıtmak, biz Müslümânlar için bir insanlık, Müslümânlık ve vefâ borcudur. DÜNYA VE ÂHİRETİN EFENDİSİ Bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün iyilikler, üstünlükler ve güzellikler kendisinde toplanmış olan, dünyâ ve âhiretin Efendisi [Seyyidü'l-kevneyn], insanların ve cinnîlerin Peygamberi [Resûlü's-sekaleyn] olan Resûl-i Ekrem Muhammed aleyhisselâm'ı gündemde tutmak, akıllarda ve fikirlerde, hâtırlarda ve gönüllerde bulundurmak, bütün insanlara doğru bir şekilde tanıtmak ve sevdirmeye çalışmak çok şerefli bir iştir. Bu, O'nun ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan kültürlü, münevver, imkânı olan ve gücü yeten her Müslümânın işi olmalıdır. "Gerçekten sen, büyük bir ahlâk üzeresin" (Kalem, 4) âyetinde, Yüce Allah'ın iltifâtına mazhar olan Sevgili Peygamberimiz, Kur'ân'dan ibâret olan güzel ahlâkını, hayâtında sergilediği tatbîkâtı, emir ve tavsiyeleri ile ümmetine teblîğ etmiştir... Yüce Rabbimiz buyurdu ki: "Peygamber, mü'minlere canlarından evlâdır, ileridir, daha yakındır; [O, mü'minler nazarında kendi nefislerinden, cânlarından daha önce gelir; Mü'minlerin, Peygamber'i kendi nefislerinden çok sevmeleri gerekir.] O'nun hanımları da onların anneleridir....." [Ahzâb, 6]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.