Müminlerin birbirlerini sevmelerinin önemi

A -
A +
"İnsanların arasına karışan, onların ezâ ve cefâsına katlanan mümin, insanların arasına girmeyen ve onların baskılarına katlanmayan müminden daha fazîletlidir."

Allahü teâlâ ve O'nun sevgili Peygamberi tarafından, insanların Allahü teâlâya karşı, kalple inanmaları ve bedenle yapmaları lâzım olan şükür borçları/kulluk vazîfeleri bildirilmiştir. Allahü teâlâya şükür, O'nun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur. Bu yola uymayan, bunun dışında kalan hiçbir şükrü, hiçbir ibâdeti, Allahü teâlâ kabul etmez ve beğenmez. Çünkü insanların iyi, güzel sandıkları çok şey vardır ki, İslâmiyet bunları beğenmemekte, çirkin olduklarını bildirmektedir.
İnsanlar, Allah'ın ve Peygamberlerinin emir ve yasaklarına uydukları müddetçe, huzurlu ve rahat birer hayat yaşamışlar, birbirlerini sevip-saymışlardır. Emirlere ve yasaklara uymadıklarında ise, huzursuz olmuşlar, rahatları bozulmuş; ahlâksızlık, zulüm ve haksızlık bütün cemiyeti sarmıştır. Nitekim bunu günümüzde alenî olarak görüyoruz.
Allahü teâlâ, insanların/kullarının îmân etmelerini, ibâdet yapmalarını, güzel ahlâka sâhip olmalarını, kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, sevişmelerini, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiş ve bunları emretmiştir. İnanan insanların da kardeş olduklarını ilân etmiştir.
Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı kerîminde buyuruyor ki:
"Siz, insanlar için, [yani insanların iyiliği için] ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; [yani ümmetlerin en hayırlısı olmak üzere yaratıldınız.] İyiliği, doğruluğu emreder; kötülükten, fenâlıktan meneder ve Allah'a inanırsınız..." (Âl-i İmrân, 110)
Kâinâtın Efendisi Sevgili Peygamberimiz de hadîs-i şerîflerinde buyurmuşlardır ki:
"Allahü teâlâya yemîn ederim ki, mümin olmadıkça Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mümin olamazsınız. Size bir amel bildireyim mi ki o yaptığınız takdîrde birbirinizi seversiniz: Aranızda selâmı yayınız." [Müslim, Îmân, 93; Ebû Dâvûd, Edeb, 142; Tirmizî, İsti'zân, 1; İbn Mâce, Sünne, 9)
"Şu iki hasletten daha üstünü yoktur: Allaha îmân etmek ve Onun kullarına [Müslümanlara] faydalı olmak. Şu iki şeyden de daha kötüsü yoktur: Allaha şirk koşmak ve Onun kullarına [Müslümanlara]  zararlı olmak." (Deylemî, Firdevs, II, 199)
"Allah indinde en makbul amel, bir mümini sevindirmek, kederini gidermek, borcunu ödemek veya karnını doyurmaktır." (Beyhakî, Şuabu'l-Îmân, VI, 123, hadis no: 7679)
"İnsanların arasına karışan, onların ezâ ve cefâsına katlanan mümin, insanların arasına girmeyen ve onların baskılarına katlanmayan müminden daha fazîletlidir." (Suyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, II, 282)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.