Türkiye Barolar Birliği ne işe yarar?

A -
A +

Geçen haftanın ikinci yarısında Nevşehir'deydik. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, çok beğenilen bir sempozyum düzenlemişti. AB ve Avrupa'nın bir çok ülkesinden gelen delegelerle birlikte ombudsmanlık meselesi tartışıldı. Türkiye ombudsmanlığı kanunlaşacakmış, ona dair çalışmalar yapılmakta. Vekillerimizden kelimeye dikkat çekerek "ombudsman"ın kanunda yer almamasını, onun yerine "arabulucu" veya "aracı" denmesini teklif ettik. Nitekim İspanyol temsilcisi de "aracı" teklifini yaptı. Sempozyum günlerinde misafirler çevrede de gezdirildi. O sırada iki husus dikkatimizi çekti. Birincisi, eski Bizans devrine verilen aşırı kıymet. İnsan anlatılanları dinleyince "bir Yunan bayrağı eksik" demekten kendini alamıyor. Bu politikaya Erkan Mumcu ne der bilemiyoruz ama vaziyet vahim. Selçuklu ve Osmanlı da oralarda bin yıl boyunca eser verdi fakat onların adı bile geçmiyor. İkinci hususa gelince... Bu çok dramatik. Nevşehir Barosu başkanı, yanıbaşımızda bir başka avukatla konuşmaktaydı. Başkan,"bazı avukatlar 150 milyon lira kirayı çıkartamaz durumdalar" diyerek savunma görevlilerinin içinde bulunduğu geçim zorluklarını anlatıyordu... Bir avukatın ülkeye maliyeti nedir? Yüz milyarlara mal olan bir meslek sahibi, sonunda böylesi zor durumlara düşüyor. O halde o avukatların bağlı olduğu kurumların dertlerine eğilmeleri gerekmez mi? Vazifeleri bu...Ama, gelin görün ki onlar, anadoludaki avukatın derdiyle dertleneceğine siyaset yapmakta. Bütün bunları bize TBB başkanının "imam hatipli bir başbakanı içime sindiremiyorum" sözüyle bu birliğin gazetelere verdiği çarşaf çarşaf ilanlar hatırlattı. O sözün hiçbir kıymeti yok. Ancak, pahalı gazetelere tam sayfa olarak verilen ilanların ekonomik değeri var. O ilanlara büyük paralar harcandı. TBB'nin birinci vazifesi, kendi meslek mensuplarına, avukatlara hizmettir, elindeki imkânlarla siyaset yapmak değil. Üstelik bir de oy birliği olmadığı halde varmış gibi gösterildiği ortaya çıktı. Halbuki... O paralarla kaç avukatın derdine derman olunurdu, kaç mesleğe yeni başlamış avukata yardımcı olunurdu, kaç hukuk mezunu master yapabilirdi. Böylesi uygulamaları hiç işitmedik. Buna karşılık alabildiğine siyaset ve polemik yapılmakta. Kaçınılmaz olarak ortaya çıkan soru şu: Türkiye Barolar Birliği, kendini millî iradenin üstünde gören bir siyaset kurumu mu, meslektaşlarına sahip çıkması gereken bir oda mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.