Yarın mübarek Ramazân ayı başlıyor

A -
A +

Ramazân ayı, ayların sultânıdır. "Ramazân" sözlük manâsı itibâriyle "yanmak" demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tevbe eden Müslümânların günâhları yanar, yok olur...
Elhamdülillah, bu senenin mübârek "Ramazân ayı"nın gölgesi başımızın üzerine geldi; bugün ilk "Terâvîh namazı"nı kılacağız, ilk "Sahûr"a kalkacağız, yarın da inşâallah ilk "Oruc"u tutmuş olacağız.
[Bu vesîle ile, değerli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün Müslümânların Ramazân aylarını cândan tebrîk ediyoruz.]
Ramazân ayı, ayların sultânıdır. Bilindiği gibi, "Ramazân", sözlük manâsı itibâriyle "yanmak" demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tevbe eden Müslümânların günâhları yanar, yok olur.
İslâmın beş şartından dördüncüsü, mübârek Ramazân ayında, her gün oruç tutmaktır. Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:
"Bir kimse, Ramazân ayında oruç tutmayı farz [yanî vazîfe] bilir ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur." [Sahîh-i Buhârî]
Büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz, bir sene, Medîne-i Münevvere'deki Mescid-i Nebevîlerinde, "Şa'bân-ı muazzam ayı"nın son günü îrâd buyurdukları bir hutbelerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ey müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece -ki bu Kadir gecesidir- bin aydan hayırlıdır [daha faydalıdır]. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem âteşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona sevâp verilir."
Resûlullah'ın (aleyhisselâm) bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) dediler ki:
"Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftâr verecek [onu doyuracak] kadar zengin değiliz. Biz, bu büyük sevâptan mahrûm mu kalacağız?"
Resûlullah (aleyhi's-salâtu ve's-selâm), Eshâbına şöyle cevap verdi:
"Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevâp verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennem'den âzâd olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların vazîfelerini hafîfletenleri Allahü teâlâ affedip Cehennem âteşinden kurtarır." [Hutbenin kalan kısmını, inşâallah yarın, sizlere takdîm edelim.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.