ADALET BAKANI'NA ÇAĞRI!

A -
A +
Sn. Bakanım,
Malumlarınızdır ki Prof. unvanlı Emrah Safa Gürkan’ın ecdadımıza, geçmiş Devlet Başkanlarımıza, Türk Soyuna ve bir ilimizin ilçe sakinlerine yaptığı hakaret, iftira ve aşağılamalar dolu konuşma görüntüsü sosyal medyada dolaşmaktadır…
 
Bir hukukçu ve fikir adamı olarak konuşmayı birkaç kere dinledik ve konuşma metnini değişik kaynaklardan birkaç kere okuduk. Bu kişinin hayat hikâyesini tedkîk ettik. İlim adamı olması ve unvanının sorumluluğunu taşıması gereken birinin, atalarımıza bu hakaret ve aşağılamaları yapması, seyirci önünde sokak ağzıyla konuşması ve kimin Han, kimin Sultan ünvanı kullanabileceğinden habersiz olarak söylediği sözlerle mesleki kifâyetsizliğini göstermesi çok esef verici hazin bir durumdur.
 
Vardığımız sonuç şudur:
Sn. Savcılarımız, Türk Milletiyle milletimizin önceki liderlerini açık, net veya imâ yoluyla aşağılayan bu kişi hakkında vakit geçirmeden hemen ceza dâvâsı açmalıdır. TCK 301/1 ile kanunun gerekçesi, buna yetmektedir. Türklük ve Türk Büyükleri, gösteri üslubuyla tezyif, alay ve aşağılama konusu yapılmıştır. Bazı kimselerin pek yaygın olmayan iddialarına nazaran Osmanlı, Oğuz nesli değildir! Bu iddia, yüksek ihtimalle Erken Cumhuriyetteki güne mahsus yaranma çabalarının mahsulüdür. Buna rağmen velev ki geçmişiyle birlikte Ertuğrul Gazi ve sonraki 36 Osmanlı Padişahı, Oğuz olmasa bile mutlaka mümtaz, seçkin ve asîl bir soy mensuplarıydı. Asla ve kat’a “At hırsızı” hakaretine layık şahsiyetler değillerdi. Aksini iddia geçmiş bin yılımızı inkâr olur. Kaldı ki adı geçen akademik unvanlı kişi, konuşmasında Yıldırım Bayezıd Han’ı diğer bir Türk hükümdarımız olan Emîr Timur Han karşısında haksız çıkarmak için “sen kimsin ki ‘Sultan’ ünvanı kullanıyorsun; bu hakka Cengiz neslinden gelenler sahiptir” demek isterken dahi kavramları karıştırmıştır. İddiasına esas olarak “Sultan” değil “Han” kelimesini alması gerekirdi. Bir ân için kabul edelim ki hata etmemiştir. O İslam sonrası diğer Devletlerimiz bir tarafa Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklu Devleti ne olacaktır? Bu iki Devletimizdeki bütün Hükümdarlar “Sultan” ünvanlıdır…
Vardığımız sonuç şudur:
 
Malum kişi, ekranda, halka açık ortamda alenen suç işlemiştir:
1-Hangi mantığın eseriyse Osmanlı ecdadımız hakkında “sonradan görmeler!” diye galiz bir söz sarf etmiştir.
2-“Sultan” ünvanından dolayı “Yıldırım Bayezıd kim ki!” diyerek eski bir devlet başkanımızı küçümsemiş ve aşağılamıştır.
Hakkıyla tarih okusaydı Yıldırım’ın nasıl muhteşem bir hükümdar olduğunu görürdü!
3-Devlet -i Âli Osman’ı tahkir eden, küçümseyen alaycı ve pespâye cümlelerle “pabucumun imparatorluğu” dercesine “Beylikdüzü İmparatorluğu” diye tarif etme cür’etine kalkışmıştır.
4-Böylece Beylikdüzü’nde oturan yüz binlerce ilçe sakini için de ötekileştirici, aşağılayıcı bir fütursuzluk yapılmıştır.
5-En kötüsü ve en kabul edilemez olanıysa şudur:
Prof. Emrah Safa Gürkan, Osmanlı Sultanları dâhil, Osmanlıların Oğuz Boyu olmadıkları ve hepsinin -hâşâ- at hırsızı olduğunu iddia ederek bu buhranlı hakaret ve aşağılamayla geçmişimize iftira atmıştır. Kabulü ve tahammülü mümkün olmayan bu cümle, elbette ahlâk ve vicdan sahibi vatandaşlarımızı derinden yaralamıştır. Gereği yapılmayınca da yaralamaya devam edecektir.
 
Şüphesiz ki Osmanlı Hanedan Ailesine mensup olanlar ve vatandaşlar da ceza ve tazminat dâvâsı açabilirler. Ancak, zât-ı âlinizin Savcılığımıza vereceğiniz talimatla ikame edilecek dâvâ, hem konuşma hürriyetiyle hezeyana düşmemin aynı olmadığı ve hem de binlerce yıl öncesinden bugüne dek bu Devletin tek olduğunu, milletin, millî değerlerimizin sahipsiz olmadığını gösterecektir.
 
Ayrıca suçlunun yargılama öncesinde ve yargılama sırasında korunmasını tavsiye ederiz. O’nun dediklerinin kanına dokunduğunu söyleyen bir genç, bir vatandaş, istenmedik bir şey yapmasın, kargaşa çıkmasın. Zaten toplumda kargaşa çıkarmak isteyenler kendisini kullanmış olabilirler.
Keza, mahkeme, bu yayınların sosyal medyadan kaldırılmasına karar vermelidir…
 
YÖK’e de bir sorumuz var:
 
Çok seyredilip çok para kazanma uğruna akademik ünvanı yerlerde sürüyen böylesi utandırıcı hadiseler karşısında kurumunuz ve ilgili rektörlük hangi idarî müeyyideleri tatbik etmektedir?
Bu seviyeye râzı mısınız?
 
Bir sorumuz da DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’na:
 
Adı geçen kişi, hâlâ 29 Mayıs Üniversitesinde derslere girebilmekte midir? Seviye isbatı için İspanya Kültür Bakanlığından fonlanmak yeter sebep midir?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.