Bir şirketi kurmak ne kadar zor ise onu devam ettirmek de o derecede zordur. 'Sürdürebilir' olmak deyimi yönetim dünyasında en gözde kavramlardan oldu malum. Bir örgütü sürekli kılmanın birçok yönleri var. Ancak sürdürebilirlik söz konusu olduğunda en önemli mesele o örgütü bütün boyutlarıyla ve örgütün içinde bulunduğu ortamla bir bütün olarak kavrayabilmek önem arz ediyor. İş hayatında bu konuda yapılan en önemli hata şirketi bir bütünlük içinde ele alabilecek iletişim ağının kurulamamasıdır. İlk günden itibaren gerek yatay gerekse dikey iletişim kanallarının oluşturulmasına gereken özenin gösterilmemesi ileriki zamanlarda tamiri mümkün olmayan zararlara sebep olabilmektedir. Başlangıçtan itibaren açık bir iletişim kültürü oluşturulmadığı takdirde yöneticiler ile yönetilenler arasındaki ilişkiler zedelenmekte, şirket büyüyüp geliştikten sonra bu ilişkileri geliştirmek daha da zorlaşmaktadır. Çünkü patron ve yöneticiler bu tamiratı yapabilecek zamana sahip olmadıklarından insan ilişkileri aksamakta; bu durum büyüyen işler dolayısıyla daha büyük zararlara yol açmaktadır. İletişimin en büyük engeli yönetimle çalışanlar arasında tabii bir şekilde oluşan duvarlardır. İstense de istenmese de bu duvarlar oluşur. Bir yerde bu duvarlara belli ölçüde ihtiyaç da vardır. Ancak bu duvarların yeteri kadar şeffaf, esnek ve geçirgen olması gerekir. Ustalık yönetici-yönetilen arasındaki ilişkileri kesintiye uğratmayacak bir iletişim kültürünü oluşturmaktır. Yoksa bütün çalışanların düğme ilikleyip, arz-ı sadakat gösterisi yapıp sonra işleri hafife aldıkları bir iletişim kültürüyle bir yerlere varılmadığını herkes bilir. Bir diğer iddialı durum da 'Benim kapım yirmi dört saat açık' tekerlemesidir. Hiçbir yöneticinin kapısı devamlı açık olamaz. Yönetici vaktini işlerin ehemmiyetine göre paylaştırmak zorundadır. Mesela masrafların yüzde yirmisini oluşturan büro elektrikleri, sabunlar, tuvalet kağıtları vs.'ye vaktinin yüzde seksenini ayırıp; milyarlık projelere vaktinin yüzde yirmisini bile ayıramayan yöneticiler bu tekerlemeyi çok kullananlardır. Daha işin 'müşteri ile iletişim' boyutuna değinemedik bile. Bu konuyu da Pazarlamanın en tatlı hocalarından değerli kardeşimiz Prof. Dr. İsmail Kaya'nın pazartesi günleri yayınlanan 'Pazarola' köşesinden takip ediyor olmalısınız.