Bir kilo çiğitli pamuk diyelim bir lira. Bir kilo çiğitsiz pamuk olsun iki lira. Bir kilo pamuk ipliği sekiz lira. Bir kilo pamuklu kumaş olsun yirmi lira. Bir kilo konfeksiyon ürünü etsin yüz lira. Şimdi sıkı durun: Bir kilo 'Hermes Eşarp' ikibinbeşyüz dolar!!! O zaman akıllıca olan ne? Ham maddeye mi, yoksa markaya mı ya da diğer bir ifadeyle 'Katma değer'i yüksek olan mallara mı kafa yormalıyız? Yıllarca işin hamallığıyla uğraştık. Şimdilerde uyanmaya başladık. Makro planda; devlette, çeşitli meslek kuruluşlarında, özellikle 'İhracatçı Birlikleri' ve onların yöneticilerinde bu uyanış gerçekten ümit veriyor. Ancak bu işin uygulamacısı olan şirketler ve bundan daha önemlisi çoğunluğu teşkil eden KOBİ'lerimizde (Küçük ve Orta Boy İşletmelerimizde) bu uyanış var mı? Onları bu konuda daha etkili hale getirmek için neler yapmalıyız? Yıllardır bir şekilde birlikte olageldiğimiz şirketlerde bu konudaki müşahedemiz hiç de iç açıcı değildir. Bu şirketler Turgut Özal'ın insanüstü gayretiyle yolları açıldıktan sonra hızla büyüdüler. Bu büyümede en önemli rolü, yıllar boyu sürdürülen 'Kendi yağımızla kavrulalım!' politikaları sonucunda mal ve hizmete aç bırakılan iç piyasa oynadı. İnsanımız ne bulursa aldı. Hatta sinsice sürdürülen 'Enflasyonist mali politikalar' sebebiyle çocuğu doğar doğmaz beyaz eşyasını alıp kenara attı. İşte bu rüzgârla şişirilen yelkenlerle yönetilen şirketler; iç piyasa doymaya, üstelik bir de dış rakipler vurmaya başladıkları andan itibaren sıkıntıya düşmeye başladılar. Şimdi 'Kaynakları katma değeri yüksek olan mal ve hizmetlere tahsis etmek zorunluluğu doğdu'. Bunun için de değişen şartlara ayak uydurabilmek için yönetim tarzlarını (Bu köşenin okuyucularının iyi bildikleri 'ben yaptım oldu' tarzını) terk edip, çalışma arkadaşlarının gönülden katılımını sağlayacak yepyeni bir anlayışa adım atmak zorundadırlar. Tasarıma, AR-GE'ye yatırım yapmadan, çalışanlarınızı her safhada işin içine katmadan, stratejinizi aşağıdan yukarıya oluşturmadan, bilginin dolayısıyla insanın makineler kadar önemli olduğunu bütün hücrelerinizle hissetmeden, bir kilo pamuğu bin dolara satamazsınız!