Danışan dağları aşar...

A -
A +

Bu köşede siyaset yasağını bizzat ben koydum. Ama bir günlüğüne kaldırıyorum! Çünkü altmışına merdiven dayamış bir vatandaş olarak yıllardır hasretle ve biraz da ümitsizlikle beklediğim, demokrasimizin vazgeçilmez kurumları olarak takdim edildikleri halde demokrasiden özellikle korunarak! demokratik hayatımızı renklendiren siyasi partilerimizin yönetimine bir parça demokrasi getirecek 'Siyasi Partiler Kanunu' şu anda Meclis gündemine geliyor. Etrafınıza şöyle bir bakın, geçmişi şöyle bir hatırlayın! En samimi duygularla desteklediğiniz partilerde bile seçtiğiniz milletvekillerinin ne kadarı bu işe ehil ne kadarı yeterince güven verici idi? Kendi kendinize Mecliste sizi temsil etmesini canı gönülden arzuladığınız birçok değerli kişinin; politikanın seviyesizliği yüzünden köşelerine çekildiklerini düşündüğünüz olmadı mı? Yönetimde başarının temelinde 'İstişare etmek, danışmak, meşveret etmek, ortak aklı harekete geçirmek' vardır. Bütün yönetim sistemlerini biraz derinlemesine inceleyin, hepsinde danışmayı sistematik hale getirme gayretini görürsünüz. Anadolu'da 'Danışan dağları aşar, danışmayan düz yolda şaşar' vecizesiyle ifade edilen 'istişare' müessesesi başarılı her organizasyonun temel değerlerinden olagelmiştir. 'Türk Devlet Geleneğinde' muhteşem uygulamaları olan 'istişare heyetleri' son zamanlarda işe yaramaz, söz dinlemez ya da farklı düşünceye sahip bürokratların veya şirket yöneticilerinin kızağa çekildikleri 'Danışma Kurulları' haline dönüştürülmüştür. Aynı anlayış hatta hastalık siyasi partilerimizde de yıllardır kronik bir şekilde görülmektedir. Parti liderlerine; kimseye danışmadan aday belirleme, hatta il ve ilçe yönetim kurullarını görevden alma, gibi akıl almaz yetkiler vererek onları demokrasi tanımaz diktatörler gibi davranmaya sevk eden ve siyasete girmek isteyenleri parti liderlerinin kuklaları haline getiren hukuki düzenlemeler Türk siyasi hayatını felce uğratmıştır. Ümitle bekleyelim... Siyasi manada istikrarlı dönemlerimizi biraz yakından inceleyin o dönemlerde aday belirlemede tabanın daha etkili olduğunu görürsünüz. Büyük çoğunlukla ve heyecanla iktidara gelen partilerin ikinci seçim döneminde lider baskısı arttıkça ve tabanla istişare demek olan ön seçimlere gereken önem verilmeyince başarısızlığın ve çöküşün hızlandığı hep yaşadığımız olaylardır. Ümit edelim ve bekleyelim; bu Meclis, başarılarla dolu yasama görevini Türk Siyasi Hayatını gerçekten demokratik baza oturtacak bir 'Siyasi Partiler Kanunu'nu çıkararak taçlandırır ve benim gibi siyasetten anlamayanlara 'İş Dünyamız' köşesinden ahkam kesme imkanını vermez!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.