Global köyün Türkleri olalım

A -
A +

Sanayi çağının en önemli boyutlarından biri de "analitik düşünce" tarzıdır. Yani olayları parçalara bölüp, her parçayı ayrı ayrı değerlendirip, sonra bunlar arasındaki ilişkiyi kurmaya çalışmaktır. Birçok batılı yönetim uzmanının ve mesela "öğrenen organizasyonlar" kültürünün öncülerinden olan Peter Senge analitik düşünce tarzında çok aşırıya kaçıldığı, bu yüzden bütünün kavranmasında güçlük çekildiği kanaatindedir. Bu tarz düşünmenin zararını ilk defa seslendirenlerden biridir Senge ve arkadaşları. 1970'lerden itibaren "sistem yaklaşımı" anlayışını savuna gelmişlerdir. Yani kısaca "bir problem ortaya çıktığında, bu problemin semptomlarına, belirtilerine bakarak, hemen semptomatik, çözümlere yönelmemek, problemin temeline inen bir bakış açısı geliştirerek çözmek gerektiğini" söylemektedirler. Yani bütünü gözden uzak tutmadan çözüme ulaşmaya çalışmak gerekmektedir. Ülkemizde uygulanan ekonomik politikalar yıllar boyu sadece batıya yönelik olarak oluşturulmuş, bu paradigma globalleşmenin fiilen başladığı bilinen 1980'li yıllardan beri sürdürüle gelmiştir. Bunun istisnasını rahmetli Turgut Özal'ın uyguladığı politikalar teşkil ediyor. İlk defa onun döneminde global görüşe yakın ekonomi politikaları gündeme gelmeye başlamış, Türkiye yakın komşularıyla her türlü ilişkiyi geliştirme çabasına girmişti. Bu politikaları işin kültürel boyutunu da göz önüne alarak samimi tarzda desteklemeyi becermiş, mesela belki de ilk defa bir Türk Başbakanı hac ziyaretini bütün şartlarına uyarak yerine getirmişti. Bizim nesil Mekke'ye kadar gidip umre için ihrama girmesi tabii olarak teklif edilen Cumhurbaşkanının bunu kabul etmediğini hayretle yaşayan bir nesildir. Bütün dünyanın ticaretini zirveye taşıdığı petrol zengini Orta Doğu ülkeleriyle bizim hiçbir ticari bağımız yoktu, olamazdı. Çünkü bu laikliğe aykırı bir davranış olarak algılanırdı. 7. Cumhurbaşkanımız Sayın Kenan Evren'in hem Mekke'yi, hem de Medine'yi usulüne uygun olarak ziyaret edip, Peygamber Efendimizin kabrinde gözyaşlarıyla dua etmesi bu paradigmanın yıkılmasında belki de en önemli olay olmuştur. Şimdi o ülkelerin iş adamları da Türkiye'yi güvenilir bir ülke olarak görmeye başlamışlardır. Bu gelişmeleri iş adamlarımız ve ticaretten sorumlu siyasi ve bürokratlarımız iyi değerlendirmeli ve bu konuda samimi katkılarda bulunmalıdırlar. Global bir dünya ekonomisine açılmak ancak böyle mümkündür...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.