Dünyanın minicik bir köy haline geldigi haberleşme çağında, "binbir gece masalları"nı aratmayan "binbir kanallı TV'ler" kişilere ve milletlere birbirini yakından tanıma imkânı sunuyor. Şöyle bir karşılaştırdığınızda Türk milletinin daha az güldüğünü görüyoruz. Yıllardır çok çeşitli ülkelerin insanlarıyla tanışma imkânı bulduğumdan, gülmek için suratta on dört kası hareket ettirmek varken, somurtmak için yetmiş iki kası kullanma zahmetine niçin katlandığımızı düşünmüş durmuşumdur!.. Şimdi ismini yazımın sonunda vereceğim bir düşünürümüzün en son kitabındaki tebessüm edemememizin birkaç sebebini özetleyelim... * Üniversiteler dolusu profesörlerimizden dünya çapında buluşlara imza atan on tane çıkmış, ama uyguladığımız sistem nedeniyle onları diğer milletlere özellikle Amerikalı açıkgöz üniversite ve araştırma enstitülerine kaptırmışız. * Eğitim sistemimiz değil çağın gereklerini, kırık dökük sanayileşme hareketinin ihtiyaçlarını bile karşılayacak elemanlar yetiştiremiyor. Milyonlarca, sadece okur-yazar lise mezunu genç ortalıkta dolanıyor ve çile çekiyorlar. * Bilimde tek bir Nobel adayımız bile olmamış, çünkü Batının ve tüm dünyanın kartezyen mantıktan ve Nevton fiziğinden kuantum fiziği ve bakış açısına geçtiğinin farkına varamamışız. * Bir asrı geçen parlamento maceramıza rağmen hâlâ çok özendiğimiz "Batı"nın standartlarına uygun bir demokrasi anlayışını benimseyememişiz. * En önemlisi iki yüz yıldan beri Batıya sürdüğümüz gençlerimiz, oranın, ilmini, tekniğini kavramak şöyle dursun, Paris'lerin Viyana'ların bohem hayatında gününü gün edip, dönüp Batıya methiyeler yazan "serveti fünun" (Fenlerin Serveti) namıyla şöhret bulan, Batı fenlerine ağız suyu akıtan şairler, kendilerine "Jön" lakabını takabilecek gençler yetiştirmişiz. * Bütün bu ve benzeri birçok olumsuz ve netameli etkilerle; zihinlerimizi ve fikir hayatımızı dumura uğratan tuğla kalıbı gibi "zihinsel kalıplar" oluşturup, Batı yüz yıl önce terketmişken biz bunları dokunulmaz hale getirmişiz. * Bütün bu olan bitenin matematik bir ölçüsü olarak da, ellili yıllarda bizimle beraber hatta bizden geriden yarışa başlayan ve örf adet ve kültürlerinden zerre taviz vermeyen Japonlar 30-40 bin, Koreliler 10-20 bin dolar yıllık fert başına milli gelir üretirken, biz hâlâ 2-3 bin dolarlarda çırpınıp durmaktayız. Ben de diyorum ki!.. Söyleyin Allah aşkına böyle bir toplumun yüzü nasıl gülebilir? Bu soruyu samimiyetle soruyorsak, ben de samimiyetle şu teklifte bulunuyorum: 1929 İstanbul doğumlu, ilkokulu İstanbul'da, ortaokulu Kerkük'te okuyan, İstanbul Taksim Lisesini ve Edebiyat Fakültesini bitiren, tahsili sırasında gazetecilik mesleğine atılan, rahmetli Necip Fazıl Kısakürek'le uzun yıllar yoldaş ve sırdaş olan, Aristo'dan Eflatun'a, Auguste Comte'dan Kant'a, Descartes'e, oradan Kuhn'a Hayek'e uzanan bilimin tarih ve felsefesinde deha derecesine yükselen, uzun yıllar milletvekilliği ve Avrupa Konseyi üyeliği yapan gönlü Türkiye sevdasıyla ve insan sevgisiyle dopdolu, bilim ve kültür hazinesi bir mütefekkir olan, "Gözyaşı Medeniyeti", "Bilimden Damlalar", "Geleceğin Eşiğinde" ve "Zihniyet İnkılabı" gibi kitapları ile, ilim ve siyasi binlerce makalesi olan Arapçayı, İngilizceyi, Osmanlıcayı ve Türkçeyi; edebiyatına vakıf şekilde bilen ve kullanabilen, tevazu abidesi ve gerçekten samimi bir dindar olan ve bu meziyetleriyle Batı ve Doğu kültür ve düşünce tarzını bilimsel olarak karşılaştırabilen ve en önce okumak bahtiyarlığına kavuşanlardan olduğum "Karıncalardan Özür Dilerim" isimli Haziran 2004 baskısı en son kitabında Türkiye'nin arz ettiğim problemlerini ve çözüm yolunu samimiyetle teklif eden ve insanlığın meşhur "nereden geldik nereye gidiyoruz" sorusunun cevabını fizik ve metafizik bazda en samimi şekilde ortaya koymaya çalışan çile ve fikir adamı Türk milletinin yetiştirdiği nadir evlatlardan, mümtaz insan muhterem Ömer Öztürkmen'in son kitabındaki çözüm önerilerini okuyup tetkik edelim, bilim adamlarımız da incelesinler, hep birlikte kabul ediyorsak bu muhteşem anahtarla milletimize "muasır medeniyet"e giden kapıyı açalım; kabul etmeyenler yine aynı bilimsel ve samimi üslupla cevabî bir kitap hazırlatıp, millete sunsunlar... "Hadi canım sen de bu milletin başka işi mi yok; kitap okuyacak ilmi cevap hazırlayacak?" diyorsak o zaman benim de diyecek bir şeyim yok... ..... "Karıncalardan Özür Dilerim" Ömer Öztürkmen, İrtibat Tel: 0 212 663 92 33 faks: 0 212 663 71 79 Borsas, Arslan sokak. Çamlar Apt. No: 15/2 Yeşilköy /İst.