"Acılarını kinle besleme kızım"

A -
A +

Bayram gelmişti... Ertesi gün arefeydi ve Müşerref Hanımların evinde tatlı bir telaş vardı. Necla Hanım geliyordu. Aliye ise sevinçten ve heyecandan yerinde duramaz haldeydi. O gün okuldan gelir gelmez derslerini bitirmişti. Bayram boyunca Necla Öğretmenle rahat vakit geçirebilmek niyetindeydi. Müşerref Hanımlarda her bayram olduğu gibi yemekler hazırlamışlar, öğleden sonra da bayram alışverişine çıkmışlardı. Aliye'ye ayakkabı, elbise ve kaban alınmıştı. Bayramlıklarını itina ile dolabına astı küçük kız. Necla Öğretmenin geliş saati belli değildi. Mübeccel Hanıma göre Necla ertesi gün sabah gelecekti. Yine de bir ümitle durmadan pencereden dışarıya bakıyordu. Beklentileri boşa çıkmadı. Akşam ezanı okunup sofraya oturdukları sırada kapı çalındı. Aliye hızla fırladı sofradan. Koşarak kapıyı açtı. Bir sevinç çığlığı doldurdu evin içini. Necla Öğretmen gelmişti. Aliye yıllardır görmemiş gibi atılmıştı öğretmeninin boynuna. O da ona sevgiyle sarılmış, kucaklamış döndürüyordu. Annesi ve teyzesinin de elini öptükten sonra elini yüzünü yıkayıp hemen sofraya oturdu: - Gün geçtikçe yaşlanıyorum galiba, yol artık iyice yormaya başladı. Aliye'ye döndü: - Seni çok iyi gördüm küçük kız. Şişmanlamış, güzelleşmişsin. Okul nasıl bakalım? - Çok iyi öğretmenim. Anamgil nasıllar? Necla hanım yutkundu: - İyi. Konuşacağız seninle. Hele yemeğimizi yiyelim. Dönüp anne ve teyzesine baktı çaresizce. Herkes başını tabağına eğmişti... Aliye dudakları titreyerek dinliyordu Necla Öğretmeni. Her ikisi yan yana oturmuşlardı Aliye'nin yatağının üzerinde. Necla Öğretmen küçük kızın ellerini avuçlarının içine almış, sıcacık bir sesle usul usul anlatıyordu olanları. Onun göz pınarlarında toplanan yaşları ara sıra parmağının ucuyla siliyor, başını okşuyordu. Aliye anacığının ölümünü öğrendiği zaman gözleri faltaşı gibi açık bakıp kalmıştı. Neden sonra ağlamaya başlamış, acısını sadece yanaklarından süzülen gözyaşları ile dışarıya vurmuştu. Necla Öğretmen sımsıkı tuttu ellerini küçük kızın: - Kuvvetli olmak zorundasın. Bana söz ver, kuvvetli ve azimli olacaksın. Bazen önüne geçemeyiz olacakların! Küçük kız başını kaldırdı. Mavi gözleri buğulanmıştı. Suçlu gibi baktı Necla Hanıma: - Babama kızıyorum öğretmenim. Beni affedin ama elimde değil, onu sevemiyorum. Necla hanım donup kalmıştı. Ne diyeceğini bilemedi. Kekeledi: - Ama yavrum... Her şeye rağmen o senin baban! - Keşke olmasaydı... Keşke hiçbir şeyim olmasaydı... - Söyleme öyle Aliye... Herkes hatalarının bedelini öder biliyorsun. Şimdi bütün bunları arkanda bırak. Biliyorum acın büyük ama acını da sakin yaşamasını öğren. Kinle besleme acını. Nefret sokma o duygunun içine. Yoksa altından kalkamazsın kızım. Bundan sonra senin hayatının amaçları belli. Bak bizler varız... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.