Uzun, siyah saçlı, gözlüklü nikâh memuresinin monoton sesi cızırtılı mikrofonda âdeta çınladı: -........ Belediye başkanımızın bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum... Zafer gözlerinden taşan bir mutlulukla baktı yanındaki genç, koyu kumral saçlı, minyon geline. Serpil utangaç bir tavırla nikâh memuresinin uzanan elini sıktı ve evlilik cüzdanını aldı. Zafer'i de tebrik eden memure işini bitirmiş olmanın verdiği rahatlıkla hemen ayrıldı masadan. Genç adam gülümseyerek döndü birkaç saniyelik eşine ve onu alnından öptü. Cılız bir alkış duyuldu salondan. Toplasan on kişi vardı. Zafer'in annesi, babası ve Serpil'in annesinin yanı sıra birkaç yakın arkadaşları. Zafer usulca mırıldandı: - Çok şükür ya Rabbim, sonunda bitti. Artık hanımımsın... Serpil hafifçe tebessüm etti. Yanlarına gelen kayınvalidesi ve kayınpederinin elini öptü. Arkada duran annesine koştu, sarıldı boynuna: - Anneciğim, canım anneciğim... Şükriye Hanım gözlerinde biriken birkaç damla yaşı aceleyle sildi parmak uçlarıyla: - Allah mesut etsin kızım, inşallah sonuna kadar mutluluğun daim olur. Çok şükür bugünleri gösteren Rabbime... Babacığın da görseydi keşke... Serpil annesinin ellerini avuçlarının içine almıştı: - Teşekkür ederim anneciğim... O sırada yanlarına gelen Zafer, Şükriye Hanımın elini öptükten sonra son derece mutlu bir şekilde önce karısına baktı sonra kayınvalidesine döndü: - Anneciğim, gözünüz arkada olmasın sakın, kızınızı dünyanın en mutlu kadını yapacağımdan emin olabilirsiniz. Çünkü onu tahmin edemeyeceğiniz kadar çok seviyorum. Şükriye Hanım gülümsedi: - Ondan eminim oğlum, Allah mutlu etsin ikinizi de... Serpil ve Zafer bir yıl önce tanışmışlardı... Babasını ani bir kalp krizi sonunda kaybeden Serpil liseyi bitirir bitirmez bir şirkette işe girmişti. Zafer ise şirketin müşterilerinden olan Mümtaz Beyin oğluydu. Bir gün babasına yardımcı olmak amacıyla Serpil'in çalıştığı şirkete gitmiş ve genç kızı orada görmüştü. İlk gördüğü anda tutulmuştu genç kıza. Serpil hoş bir kızdı. Minicik bir burnu, biçimli dolgun dudakları vardı. Yüzünün en güzel yeri iri yeşil gözleriydi. Uzun kirpikleri kaşlarına değiyordu. Koyu kumral saçları omuzlarına dökülüyordu. Bakışlarında bir masumiyet ve mahzunluk vardı devamlı. Zafer bu orta boylu, minyon genç kıza karşı ilgi duymuş, iş çıkışına kadar kapıda beklemişti. Ondan sonra tanışma faslı ve ardından gelen ciddi bir arkadaşlık başlamıştı... > DEVAMI YARIN