Eli bastonlu kadını düşmeden yakaladı -18-

A -
A +

Genç kız dikkatle baktı Feryal'e. Sonra bir büyük kağıt uzattı: - Bu formu doldurun lütfen. Sonra bana verin ve bekleyin. Sizi personel görevlisi ile görüştüreceğim. Şurada doldurabilirsiniz. Eliyle az ilerideki zarif masayı işaret etmişti. Feryal hemen kağıdı alıp masaya yöneldi. Dikkatle okumaya başladı. Soruları büyük bir özenle doldurmaya başlamıştı. Yarım saat sonra form tamamlanmıştı. Yeniden bankonun önüne geldi: - Tamam kardeşim, doldurdum. - Şimdi lütfen bekleyin, ben size haber vereceğim. Geri dönüp bekleme salonuna girdi ve bir kenara ilişti. İçinden durmadan dua ediyordu. Eğer istediği gibi bir iş bulabilirse ve kendisinin ve çocuklarının geçimini sağlayabilecek maddi güce kavuşabilirse yolun yarısını başarıyla tamamlamış olacaktı. Bütün bu düşünceler içinde kaybolmuşken tam karşısında duran asansörün kapısı açıldı. İçeriden seksen, seksen beş yaşlarında, elinde bastonu ile güçlükle yürüyen bir hanım çıktı. Yaşına rağmen son derece bakımlı ve çok güzel giyinmişti. Yaşlı kadın durakladı ve etrafına bakındı. Gözünde çok zarif gözlükleri vardı. Bembeyaz saçları özenle taranmış, kahverengi bir döpiyes giymişti. Yüzünde otoriter bir ifade vardı. Yaşından dolayı yürürken zorluk çekiyordu. Birkaç saniye dinlendikten sonra çıkışa doğru bir iki adım attı. O anda dengesini kaybetti, önce ileri geri sallandı. Bastonu elinden kurtuldu. Feryal nasıl olduğunu kendisinin de anlamadığı bir çeviklikle oturduğu yerden fırlayarak yaşlı kadını yere düşmeden yakaladı. Kadın şaşkın bir şekilde son anda yetişen bu genç güzel kadına bakıyordu. - Aman hanımefendi, bana tutunun lütfen... Yaşlı kadın fevkalade güzel bir Türkçe ile gülümsedi: - Çok teşekkür ederim kızım, yaşlılık artık bize izin vermiyor gördüğünüz gibi. - Aman efendim, o kadar dinç ve güzelsiniz ki, kendinize yakıştırmayın böyle şeyleri. Bir aksilik oldu sanırım, herkesin başına gelebilir. Yaşlı kadın beğeniyle baktı Feryal'in yüzüne. Bir adım atmak istedi ama yüzünü buruşturdu hemen: - Oh... Sanırım ayağım incindi. Şuraya oturayım eğer zahmet olmaz da yardım edebilirseniz... Feryal hemen kibarca koluna girdi bayanın. Yavaş adımlarla kanepeye kadar eşlik etti. Sonra endişeyle baktı onun yüzüne: - Eğer çok kötüyseniz hemen haber vereyim, nasıl olsa hastahanedeyiz, müdahale etsinler... Yaşlı kadın elini kaldırdı: - Yok evladım, önemli değil, şimdi geçer, biraz dinleneyim şurada. Feryal telaşlanmıştı: - Size bir bardak serin su getireyim o zaman. Biraz iyi gelir. Ne yapsak acaba! Yaşlı kadın merakla izliyordu genç kadını. Otoriter bir tavırla elini kaldırıp Feryal'i durdurdu: - Yok yavrum, gel otur bakayım şuraya.... Hastan mı var senin? Feryal kadının yanına ilişti: - Hayır efendim, ben iş için müracaat ettim buraya. Gazetede ilan vardı. O nedenle... Kadın kaşlarını kaldırdı: - Ya... Demek iş için... anlıyorum.... Müracaatınızı yaptınız mı? - Evet efendim, form verdiler onu doldurdum. Şimdi sanıyorum personel görevlisi ile görüşecekmişim. Bekliyorum. Her neyse, Allah hayırlısı neyse onu versin. Siz nasıl oldunuz? Hâlâ acınız var mı? Keşke baktırsaydık... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.