Sibel Leman Hanımın getirdiği tavşan kanı çaydan bir yudum aldıktan sonra Muhittin Beye baktı merakla: - Şimdi tutuklandı mı yani? Başını salladı Muhittin Bey: - Az önce Selami telefon etti, tutuklanmış. Birkaç ay yatar diyor Selami. Mahkemenin verdiği karara uymadığı, yaklaşmaması gerekirken yaklaştığı için. Birkaç ay da bize yeter zaten kızım. Şu kız da kendini bir toparlarsa şayet... Sibel gülümsedi: - Siz meraklanmayın. Ben izin işlemlerimi hallettim. Cuma gün 38mesai saatinin bitimiyle birlikte izne ayrılıyorum. O gün akşam hareket ederiz. Göreceksiniz bu tatil çok iyi gelecek Alev'e. Bambaşka bir insan olarak dönecek. Bana güvenin. Leman Hanım boynunu büktü: - Kızım zaten onun ihtiyacı olan profesyonel bir destek. Onu da sen vereceksin. Senin görevin psikologluk. Sana emanet artık. Bu sırada Alev uykudan kalkıp salona gelmişti. Arkadaşını görünce sevindi: - Sibel, ne zaman geldin, nasıl uyumuşum... Gönlüm yorulmuş... Babasına baktı merakla: - Ne oldu baba, bir haber var mı? Muhittin Bey başını salladı "evet" anlamında: - Tutuklanmış kızım. Birkaç ay yatar diyor Selami Amcan. Böylesi daha iyi. Bir musibet bin nasihatten evlâdır. Bırak şunu artık. Bahsetme bir daha. Çok şükür kurtulduk. Dön artık bundan sonraki hayatına bak sen. Takma kafana. Bak, iki gün sonra bir seyahate çıkacaksınız. Sibel'le ikinizi Marmaris'e gönderiyorum. Yeriniz ayrıldı bile. Alev arkadaşına baktı. Sibel son derece sevimli bir şekilde: - Biz orada biraz yaşayalım be arkadaşım... Oh... Alev'e de cazip geliyordu bu tatil. Son derece ihtiyacının olduğunu hissediyordu. Bir süre buralardan uzaklaşmalı, yaşadıklarını ardında bırakmalıydı. Hayatında yeni şeylere ihtiyacı vardı artık. Koltuklardan birine oturdu: - Yorgun hissediyorum kendimi. Asıl bundan sonrası zor benim için. Gerçekten bu tatil toparlanmama yardımcı olabilir belki. Turgay'a kızgın değilim biliyor musunuz! Aslında özünde kötü bir insan değil. Görgüsü, göreneği, hayata bakışı öyle onun. Onu görerek yetişmiş. Babası da aynı kendisi gibiymiş. Değiştirebilirim zannettim ama olmadı. Başaramadım. Gözleri yine uzaklara dalmıştı. Sarsılmıştı. Bir yuvanın dağılması asla kolay değildi... DEVAMI YARIN