Kafasında bir sürü düşünce uçuşuyordu

A -
A +

Sofrada birbirinden güzel yemekler vardı. Zafer masanın başına oturmuştu. - Buyurun afiyet olsun! Diyerek başlattı yemeği. Hukuktan konuştular... Okuldan konuştular... Murat okuldan sonra yapmak istediklerini söyledi. Zafer dikkatle dinliyordu genç adamı. Yasemin ise durmadan babasını kontrol ediyordu. Onun Murat hakkındaki düşüncelerini çözümlemeye çalışıyordu. Zafer yemeğin sonuna doğru merakla sordu: - Anneniz, Yasemin'den öğrendiğim kadarıyla çok farklı bir insanmış. Teyzenizdi galiba, o hanım için yaptıkları değme insanların yapamayacağı bir fedakârlık! Çok takdir ettim. Murat arkasına yaslanarak çatalını bıraktı: - Evet, annem farklıdır. Teyze dediğim hanım hayatımıza girdiği andan itibaren ben de hep annemin ne kadar doğru, insan gibi insan olduğunu düşünmüşümdür. Kolay değil. Hayatınızı kendi halinde sürdürüp giderken tanımadığınız biri geliyor ve hasta bir insan. Onu bağrınıza basıyorsunuz, O açıdan annemi hep takdir etmişimdir. Zafer başını salladı: - Hanımefendi geldiğinde de hasta mıydı? - Evet, geldiğinden birkaç gün sonra çıktı hastalığı meydana. Beyninde habis bir ur varmış ve kurtuluşu mümkün değildi. Ölümü bekliyordu. Hâlâ aynı vaziyette. Gün geçtikçe kötüye gitti. Ona kendi kanından bir insanmış gibi baktı annem. - Kimi kimsesi yok muymuş bu hanımın? Omuzlarını kaldırdı Murat: - Yokmuş. Bir annesi varmış, ölmüş. Başka kimsesi yokmuş. Ölüme gelmiş oraya. Ben Serpil Teyzeyi tanıdığım zaman onu ölümle bir arada düşünememiştim. Ama çektiği ızdıraba şahit olunca insan bağdaştırıyor. Zor Zafer Bey, insanın öleceğini bilerek yaşaması çok zor bir şey. Zafer düşünceliydi. Kafasında birbirini tamamlayamayan bir sürü düşünce uçuşuyor, başıboş bir şekilde beyninde dans ediyordu sanki. Yasemin'in sesiyle irkildi: - Baba, balkona geçelim mi? Tatlılarımızı orada yiyelim. Gece manzarası çok güzel olur. Zafer ve Murat önden kalktılar ve geniş balkondaki metal koltuklara yerleştiler. Murat kibar bir tavırla teşekkür etti bu muhteşem akşam yemeği için: - Çok teşekkür ederim efendim. Çok farklı bir gece geçiriyorum. Zafer durgun bir tavırla sordu: - Bu Serpil Hanım kaç yaşlarında Murat Bey? - Kırk, kırk iki yaşlarında efendim. Ama görseniz altmışın üzerinde dersiniz. Zafer gözlerini kıstı: - Yazık! Kolay değil tabii ki... Bu sırada Yasemin tatlıları getirmişti. Geri kalan saatlerde Serpil'den hiç söz edilmedi... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.