Zafer kızının anlattıklarını merakla dinliyordu. Akşam yemeği oturmuşlar, Şefika Hanımın yaptığı birbirinden muhteşem lezzetteki yemekleri yiyorlardı. Yasemin Murat'tan daha önce de bahsetmişti babasına. Bugün ise onun anlattıkları doğrultusunda ailesinden bahsediyordu. - Teyze öz teyzesi değil baba! Kendiliğinden çıkıp gelmiş hayatlarına bir gün. Çok güzel bir kadınmış. Ama hastaymış, beyninde habis bir ur varmış ve ölümü bekliyormuş. Şimdi kör olmuş, el ve ayakları tutmuyor, konuşamıyormuş. Doktor artık fazla zamanının kalmadığını söylüyormuş. Görsen baba, Murat, teyzesinden bahsederken gözleri doluyor. Hiç tanımadığın, bilmediğin hasta bir kadını evine alıp bağrına basmak! Bu herkesin yapabileceği bir şey değil diye düşünüyorum. Ben yapabilir miyim diye düşündüm kendi kendime... Yapamam. Ne acı! Zafer çatalına taktığı domatesi ağzına attıktan sonra cevap verdi: - Kolay değil tabii. Demek ki hâlâ böyle insanlar var. Çok asil bir hareket. - Can yoldaşı olmuşlar artık baba! Murat ondan bahsederken kendi öz teyzesi gibi bahsediyor. Dikkat ettim, sesinin tonundan bile sevgisi anlaşılıyor. Adı Serpil'miş. Daha gençmiş. Zafer ağzındaki lokmayı tam yutmak üzereyken kaldı. Bir iki saniyelik bir duraklamadan sonra güçlükle yutkundu. Yıllardır bu ismi duymamıştı. Çatalını yavaşça bıraktı masaya. Kafası karışmıştı. Garip bir duyguyla baktı kızına ve sordu: - Kimi kimsesi yok muymuş? Omuzlarını kaldırdı genç kız: - Hiçbir şey bilmediğini söylüyor Murat. Hayatımıza bir gün "pat" diye girdi ve ben sorgulamadan kabul ettim diyor. Küçükmüş o zaman Murat. Bundan kaç sene önce. Çocuk tabii, neyi sorgulayacak. Zafer yemeği bırakmıştı. Duyduğu isim yıllardır içine gömdüğü nefretle karışık özlem duygularını ortaya çıkartmıştı ve bundan rahatsızlık duyuyordu. Ona bugüne kadar getirdiği hayatta mücadele gücünü veren karısına duyduğu nefretti. Bu nefret hırs halini almış, terk edilmenin kabul edilemezliği içinde sanki inadına yaşadığını göstermek istemişti. Yıllarca geceleri yatağına yattığı zaman yaşananları sorgulamış, bir sebep bulmaya çalışmıştı. Yasemin'in annesi hakkında hiçbir şey sormaması da yıpratıyordu Zafer'i. Yasemin bir defa bile sormamıştı annesini. Bunca sene geçmişti hâlâ bir tek kelime bile etmezdi. - Garip bir durum... diye mırıldandı Zafer. Yasemin neşe içinde devam etti: - Eğer izin verirsen bir gün Murat'ı getirip seninle tanıştırmak istiyorum baba. Zafer gülümsedi: - Bu delikanlının hayatımızda tahminimden daha fazla bir yeri olacak sanıyorum. Babasının ne demek istediğini anlayan Yasemin başını öne eğdi. Utanmıştı... > DEVAMI YARIN