Sinir sistemi harap olmuştu

A -
A +

Turgay'ı apar topar götüren polislerin arkasından Muhittin Bey ve Avukat Selami de indiler. Muhittin Bey yanındaki güvenlikçilere biraz para verdi: - Çocuklar siz bir taksiye atlayıp bankaya dönün. Teşekkürler. Bundan sonrasını biz hallederiz. Sağ olun... Onları gönderdikten sonra avukatla birlikte arabasına bindi. Selami Beyin isteği üzerine Alev ve Sibel de geliyordu karakola. Şikâyet dilekçelerini yazdıracaklar ve ifade vereceklerdi. Turgay polislerin arasında çırpınıyor ve bağırıyordu: - Bunu sizin yanınıza bırakmayacağım. Göreceksiniz bakın!.. Sen Muhittin Bey, iki elim iki yakanda senin... Karakolda birkaç saat sürdü işlemler. Avukat Selami bu sırada Turgay için Alev'e yaklaşmama kararını da çıkartmak için işi hızlandırmaya çalışıyordu. Bu saldırı onun tam arayıp da bulamadığı bir girişim olmuştu. Bu zabıtlara geçtikten sonra kararı alması artık an meselesiydi. Turgay'ı nezarethaneye attılar. Sibel akıllı davranıp Doktor Coşkun'u aradı ve ikinci bir rapor için hemen geleceklerini söyledi. Aceleyle bir taksiye binip hastaneye gittiler ve Alev'in bu ikinci dayak girişimindeki aldığı yaralar bir rapor halinde tutuldu. Avukat Selami'ye göre artık Turgay'ın hiçbir çıkar yolu kalmamıştı. Tek celsede bu mahkeme biter ve ebediyen bu dertten kurtulurlardı. Alev bütün bu işler sırasında sürekli ağlıyordu. Sinir sistemi harap olmuştu. Sibel onun haline acıyarak baktı ve Muhittin Beye yaklaştı: - Muhittin Amca, bu kız perişan oldu. Her şey olup bitsin, onu alıp bir tatile çıkaralım. Bahar da geldi. Güneye falan ineriz biraz sakinleşir, kendini toparlar. Muhittin bey sevgiyle baktı Sibel'e: - Tamam kızım, bütün masraflarınız benden, ikinizi yollarım ben, rezervasyonu da yaptırırım. Marmaris'te arkadaşımın beş yıldızlı bir oteli var. Orada kalırsınız birkaç hafta. Dinlenirsiniz. Sen de iznini ona göre ayarla. İyi gelir yavruma. Harap oldu kızım... İşler bittikten sonra yeniden Sibel'in evine döndüler. Alev, Doktor Coşkun'un verdiği sakinleştiricinin etkisiyle uyukluyordu. Leman Hanım onlara güzel bir çorba yapmıştı. Birkaç lokma içtikten sonra yattı genç kadın. Birkaç saat sürecek bir uykuya daldı. Sibel, Leman Hanım ve Muhittin Bey salonda oturmuş konuşuyorlardı: - Bu adamı başımızdan def etmenin bu kadar zor olacağını tahmin etmiyordum. Harap etti kızımı da, bizi de, seni de Sibelciğim. Genç kadın omuzlarını silkti: - Aman Muhittin Amca, Alev iyi olsun da hayırlısı ile... Önemli değil gerisi. Leman Hanım düşünceliydi: - Bir de bu adamın bebeğini taşıyor kızım. Ah nedir bu başımıza gelenler? > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.