"Yorgunluğumuz geçer baba!.."

A -
A +

Fazıl Sabri Bey yorgun bir şekilde salondaki koltuklardan birisine bıraktı kendisini: - Yok artık biz yaşlanmışız! Değil uçak, kucakta götürüp getirseler yoruluyoruz. İzmir'den henüz dönmüşlerdi. Murat heyecanla babasının karşısındaki koltuğa oturdu: - Kevser Hanım bize bir kahve yapar şimdi, yorgunluğumuz geçer baba! Sana da anneme de teşekkür etmek istiyorum. Bize çok anlayışlı davrandınız. Omuzlarını silkti Fazıl Sabri Bey: - Oğlum karşımızda olumlu insanlar görünce itiraz edeceğimiz tek bir nokta bile bulamadık ki... Şükrü Tozan ve ailesi çok kaliteli insanlar. Kendi hallerinde, aklı başında kişiler. Ama benim için en önemlisi gelinim. Sana güveniyordum oğlum, kendine hayat arkadaşı seçerken dikkatli davranacağına inancım yüzde yüzdü. Senin duygularının yanı sıra mantığının da ön planda olacağını biliyordum. Bunlar senin takdir ettiğim erdemlerindi. Ama ne yalan söyleyeyim, bu kadar zevkli olduğunu bilmiyordum. Gelinim Pelin, ne kadar güzel bir şey öyle? Bayıldım... Annen de laf aramızda kaynanalık yapacak hiçbir şey bulamadı eminim. Nasıl da kaynaşıverdiler hemen. Bir ara baktım, dünür hanım, gelin hanım ve annen baş başa vermişler, kendilerinden geçmişler fiskosta... Bu sırada Leyla Hanım geldi yanlarına. Kocasının sözlerini duymuştu. Neşeli bir kahkaha attı: - Ayol biraz lafladık ne var bunda? Oğluna döndü, son derece mutlu görünüyordu: - Pelin akıllı olduğu kadar da olgun ve güzel. Teşekkür ederim oğlum bu seçimin için. Yanlarına oturdu. Bu sırada Kevser kahveleri getirmişti. Murat'a tepsiyi uzatırken gülümsedi: - Tebrik ederim Küçük Bey, Allah bir yastıkta kocatsın. - Sağ ol Kevser Hanım. Sizi biraz yoracağım ama artık katlanacaksınız... Kahvesinden irice bir yudum alan Leyla Hanım atıldı: - Biz gereken hazırlıklara başlayacağız hemen. Senin terhisine bir ay kala Yıldız Hanım gelecek buraya. Bizde kalır. Birlikte eksiklerinizi tamamlayacağız. Ama öncelikle size bir ev bulmamız lazım. Murat ve Pelin bir gün önce İzmir'de aile arasında yapılan sade bir törenle nişan yüzüklerini takmışlardı. Pelin'in ailesi şatafatlı bir nişan istememişti. Zaten bunu yapmaya zaman yoktu. İsteme ve yüzüklerin takımı aynı gece olmuştu. Sonra kararlaştırılmış, oğlan ve kız anneleri yeni evin düzenlenme görevini seve seve üzerlerine almışlardı. Çünkü hem Murat hem de Pelin bayram sonrası Malatya'ya dönmek zorundaydılar. - Anne ev için acele etmeyin. Pelin'in tayin meselesi var. Fazıl Sabri Bey atıldı: - O işi merak etmeyin siz. Ben onu halledeceğim... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.