‘Mısır'ı aldık fakat Sinan'ı kaybettik!' -513-

A -
A +

Yavuz Sultan Selim Han, Çaldıran Savaşı dönüşünde daha önceki isyân teşebbüsleri sebebiyle suçlu bulduğu Veziriâzam Ahmed Paşa'yı cezalandırdı ise de boşalan göreve kimseyi getirmedi. 1515 ilkbaharında Sinan Paşa'yı Dulkadiroğlu Alâüddevle üzerine gönderdi. Hadım Sinan Paşa, Alâüddevle'yi mağlub ettikten sonra başını keserek Yavuz Sultan Selim'e gönderdi ve bu başarısından dolayı boş bulunan Vezîriâzamlık makâmı kendisine verildi... Beşinci defâ göreve... Bu vazîfede üç ay kalan Sinan Paşa'nın yerine beşinci defâ olmak üzere Hersekzâde Ahmed Paşa getirildi. Ancak Hadım Sinan Paşa'nın azledilmesi herhangi bir hatâ sebebiyle olmadığından kendisine karşı Pâdişâh'ın teveccühü devâm ediyordu. Nitekim çok geçmeden Diyarbakır taraflarında İranlıların bâzı hareketlerinden dolayı Pâdişah, Hersekzâdeyi azlettikten sonra yerine tekrar Sinân Paşa'yı getirdi (1516). Hadım Sinan Paşa, Mısır Seferine hazırlanan ordunun seraskeri olarak Diyarbakır'a gönderildi. Daha sonra Elbistan Ovasında Sultan Selim Han'ın kuvvetlerine katıldı. Mercidabık Savaşının kazanılmasında büyük kahramanlıklar gösterdi (1516). Kansu Gavri'nin yerine Mısır-Memlûklü tahtına çıkan Tomanbay'ın mücâdeleye devâm etmesi üzerine Selim Han, onu dört bin kişilik kuvvetle Gazze üzerine gönderdi. Sinan Paşa, Gazze'yi kısa sürede fethetti... Ridâniye Savaşında Yavuz Sultan Selim, El-Mukattam Dağını dolaşarak Mısır ordularının gerisine sarkarken, Sinan Paşa'yı ise kendi yerine Osmanlı merkez kuvvetlerinin başında bıraktı. Şiddetli saldırılarla geçen savaşı kaybetmek üzere olduğunu anlayan Tomanbay bütün kuvvetleri ile Selim Han'ı öldürmek için otağ-ı hümâyuna saldırdı. Yavuz Sultan Selim düşmanı geriden çeviren kuvvetlerin başındaydı. Memlûkler merkez kuvvetleri başındaki Sinan Paşa'yı pâdişâh zannederek bütün kuvvetleriyle bu hatta saldırdılar. Sinan Paşa göğüs göğüse yapılan bu çarpışmalar sonucu şehit düştü... Selim Han çok üzgündü... Savaşın kazanılmasından sonra Yavuz Sultan Selim Han, cesur, gözüpek, cihângîr ve aynı zamanda başarıdan başarıya koşmuş olan bu değerli vezîrinin vefâtından pek müteessir oldu ve "Yûsuf aleyhisselâmın tahtına nâil oldum, fakat Sinân gibi sâdık ve cesûr serdârımdan ayrıldım!" sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.