Zindanda bulunan iki papaz, Fatih Sultan Mehmed Han'ın huzuruna çıkarıldı. Padişah, onları özgürlüklerine kavuşturup, iltifatlar etti. Ayrıca Osmanlı ülkesini gezmelerini ve gördüklerini gelip kendisine rapor etmelerini istedi... Papazlar önce Bursa'ya gittiler. Çarşı-pazar dolaşıp halkın birbirlerine ve yabancılara karşı davranışını gözlemlediler. Baktılar ki, her tarafta saygı, sevgi, hoşgörü. Ezan okunduğu zaman dükkanları kapatmaya bile gerek görmeden halk camiye gidiyor. Hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluk, kimsenin hatırına bile gelmiyor. Hayret içinde kaldılar... "Ben sebep oldum" Oradan adalet mekanizmasının işleyişini görmek için mahkemeye gittiler. O gün mahkemede şöyle bir dava görülüyordu: "Adamın biri bir at satın almıştı. Eve geldiğinde yem yemediğini gördü. Eski sahibine iade etmek istediğinde satıcı, satmadan önce atın sağlam olduğunu ve yemini yediğini söyleyerek geri almamıştı. Adam mahkemeye gitti, ama kadıyı yerinde bulamadı. Kadı efendinin o gün mahkemeye gelmeyeceğini öğrendi. Çaresiz evine döndü. O gece at öldü. Ertesi gün kadıya tekrar gidip durumu anlattı. Dün geldiğini ancak kendisini bulamadığını söyledi. Kadı bunun üzerine, 'demek ki bu zarara ben sebep oldum' dedi ve beygirin parasını cebinden ödedi." Bizanslı papazlar şaşkınlıkla olayı izlediler. Sonra da Bursa'dan Kütahya'ya gittiler. Oradaki mahkemede de enteresan bir davayı izlediler: "Adamın biri bir tarla satın almıştı. Tarlasını sürerken bir küp altın çıktı. Helal olmayacağı düşüncesiyle hemen tarlayı aldığı adama gidip altınları iade etmek istedi. Adam, altınların tarlanın yeni sahibinin kısmeti olduğunu söyleyerek kabul etmedi. Olay mahkemeye intikal etti. Kadı altınları önce bulana, sonra tarlanın eski sahibine teklif etti. İkisi de kabul etmeyince birinin kızı ile ötekinin oğlunu evlendirdi ve düğün hediyesi olarak da altınları onlara verdi." Fatih'in huzuruna geldiler Bizanslı Papazlar daha fazla gezmelerinin lüzumsuz olduğunu anlayıp doğru İstanbul'a Fatih'in huzuruna geldiler ve şahit oldukları iki hadiseyi de aynen nakledip şöyle dediler: -Bizler inandık ki, bu kadar adalet ve birbirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Böyle bir dinin salikleri başka dinden olanlara bile bir kötülük yapamazlar. Sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz!