Osmanlı Sultanı İkinci Mehmed Han, gerek dedelerinin ve gerekse babasının girişmiş oldukları büyük ve cür'etli bir teşebbüsü gerçekleştirmek istiyordu. Evet, o, Anadolu Hisarının karşısına bir hisar düşünüyordu... Tabiat ve coğrafya, İstanbul'u, doğu ve batıdaki Osmanlı ülkelerine merkez yapmıştı. Kostantiniyye, başka bir devletin elinde kaldıkça Osmanlı ülkesi, Hıristiyan istilasına açık bulunacağı gibi, Avrupa ile Asya arasındaki bağ ve alaka da emniyete alınamazdı. Böylece devlet, tam ve sağlam bir vücud olacak yerde, gövdesi ortasından ikiye bölünmüş olarak parçalanmak tehlikesine maruz kalırdı... Sinsi Bizans siyaseti!.. Gerçekten o ana kadar, Osmanlılar tarafından İstanbul'un fethi için yapılan tesebbüslerin her birinde bir engel çıkarak veya çıkarılarak muvaffakiyet önlenmişti. Fakat burası, imparatorun elinde bulundukça Osmanlıların Rumeli'ye tamamen hakim olmaları mümkün değildi. Nitekim, Varna muharebesine gidilirken, Çanakkale'nin ve hatta Sarayburnu ile Boğaz'a doğru olan yerlerin düşman tarafından tutulmuş olması, bu arada İstanbul'un da, düşmanı teşvik eden imparatorun elinde bulunması yüzünden büyük tehlikeler altında Ceneviz gemilerine 40 bin duka altın verilerek Rumeli sahiline geçilebilmişti... İkinci Mehmed Han, Karaman seferinden dönerken Çanakkale Boğazı'nın Frenk gemilerince tutulduğu haberini alınca, İstanbul Boğazı'na gelip babasının geçtiği yerden Rumeli sahiline geçer. Bu geçiş esnasında, Anadolu Hisarı'nın karşısına bir kale yapılmasını emreder. İstanbul'un fethinden başka bir şey düşünmeyen Sultan Mehmed, bütün planlarını onun üzerine kuruyordu... Bir hisar elzemdi... Osmanlıların, iki kıta arasındaki gidip gelmeleri esnasında, tehlikelerle karşı karşıya gelmelerinin kazandığı tecrübeleri, henüz kuvvetli bir donanmaya sahip olamayan bu devlet için, İstanbul'a sahip olmaktan başka çare olmadığını ortaya koymuştu. Zira tehlikeli durumlar, ancak bu sayede atlatılabilirdi. Böylece, Pâdişahın emri üzerine, Karadeniz'den gelecek her türlü yardıma mani olmak ve iki sahil arasında karşıdan karşıya geçmeyi sağlayabilmek için, Boğazkesen Hisarı denilen Rumeli Hisarı'nın yapılması elzemdi...